Müstakbel Hareketi taraftarları ile Şii İkilisi (Hizbullah-Emel İttifakı) taraftarları arasında Başkent Beyrut’a dün meydana gelen arbedenin ardından Lübnanlı yetkililerin devre girmesiyle gerilim yatıştırıldı. Beyrut sokaklarında sloganlar atan Müstakbel Hareketi taraftarlarının üzerine Şii İkilisi taraftarlarının motosikletlerini sürmesi iki taraf arasında çatışmaya neden oldu.
Lübnan ordusunun ve iç güvenlik güçlerinin bölgede konuşlandırılmasının ardından Lübnan İçişleri Bakanı Nihad el-Meşnuk, Beyrut’ta 72 saat süreyle motosiklet kullanılmasını yasaklayan bir kararname çıkardı. Kararnamenin gerekçesi ile ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bu kararname Beyrut’ta yaşanan güvenlik sorunları ışığında kamu yararı ve sivil barışın korunmasının yanı sıra güvenlik durumunun kontrol edilmesi amacıyla çıkarılmıştır.”
Olayda ölen ya da yaralanan olmadı
Beyrut, birçok mahalle de taşlı-sopalı kavganın yaşandığı gergin gecenin ardından sessizliğe büründü. Gerilim, motosiklet kullanan silahlı bir grup, Saint-George bölgesinde eski Başbakan Refik el-Hariri heykeli üzerine parti bayrağı çekmesinin ardından başladı. Lübnan resmi haber ajansı NNA’nın haberine göre, George bölgesindeki gerilimler daha sonra Aişe Bakkar bölgesine sıçradı. Olaylarda partizanların çevreye rastgele ateş açmaları sonucunda herhangi bir yaralanma olayının meydana gelmediği kaydedilirken, ordunun durumu sakinleştirmek için çatışmaya müdahale ettiği belirtildi.
Çıkan çatışmalar üzerine ordu, güvenliği sağlamak için Beyrut sokaklarında devriyeye çıkarken bazı yerlere bariyerler koydu. Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nden yapılan açıklamada, parlamento seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından, Beyrut’ta bazı vatandaşlar tarafından kutlamalar yapılması ve sloganlar atılması, farklı farklı bölgelerde bir takım sorunlara yol açtı. Bu nedenle ordu güçleri güvenliğin korunması ve gerginliğin yayılmasını engellemek amacıyla devriye gezerken bazı bölgeleri tedbir amaçlı bariyerler koydu. Ordu, vatandaşları güvenlik konusunda yanlış bir şey yapmamaları ve sevinç gösterisi yapanların havaya ateş açmamaları konusunda uyardı. Ayrıca ordu güçlerinin, yasaları ihlal edenlerin ve ateş açanların gözaltı ve yargılanmaları için yetkili yargıya yönlendirilmelerini sağlamaya çalışacakları vurgulandı.
“Beyrut ve halkının onuru bizim haysiyetimizdir”
Durumun kötüye gitmesinin ardından, siyasi yetkililer daha fazla gerginliğin yaşanmaması için duruma müdahale ettiler. Müstakbel Hareketi, taraftarlarına, provokasyon girişimlerinin arkasından sürüklenmeme, güvenlik güçleri ve ordunun şehrin güvenliğini sağlama girişimlerine engel olmama çağrısında bulundu. Öte yandan, Beyrut sokaklarında yaşanan olayların kurgulanmış tezgahlar olduğunu belirterek kınayan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, “Başkent Beyrut ve halkının onuru bizim haysiyetimizdir. Onlara verilen zarar bizim ve tüm Lübnanlıların onuruna dokunması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
Hizbullah ve Emel Hareketi destekçileri, geçtiğimiz Pazar günü yapılan parlamento seçimlerini kazanan adaylarının zaferini kutlarken yüzlerce genç, parti bayrağı taşıyan motosikletlerle Beyrut sokaklarında dolaştılar. Hizbullah tarafından desteklenen listeden ikisi Şii biri Sünni ve biri azınlıklardan olmak üzere 4 aday seçimleri kazandı.
“Beyrut’a ve halkına karşı yapılmış bir hakarettir”
Öte yandan Lübnan eski Başbakanı Temmam Selam, yaptığı açıklamada, “Lübnan’ın farklı siyasi görüşlerini dile getirebileceği en uygun yer parlamento çatısı altıdır. Sokaklar değil. Seçim sonuçlarının yayınlamasının ardından başkent sokaklarında yaşanan gerginlikler, istediğimiz atmosferi yaratmaya yardımcı olmadı. Beyrut sokaklarının göstericiler ve bayraklarını taşıdıkları siyasi güçler tarafında kötüye kullanılması, Beyrut’a ve halkına karşı yapılmış bir hakarettir” şeklinde konuştu.
Milletvekili Nadim Gemayel yaptığı açıklamada, bu provokasyonun, Lübnan halkına ülkenin kaosa sürüklenebileceği tehdidiyle gözdağı vermek için yapıldığını söyledi. Gemayel şu ifadeleri kullandı; “Bu şüpheli hareket, başkentin kasıtlı bir milis istilası ve bizi doğrudan Hizbullah kaynaklı feci sonuçlara sürüklendiğimiz düşüncesine taşıdı. Asker ve güvenlik güçleri halkın onurunu ve mallarını korumalı. Bu provokasyonları önlemek devletin sorumluğundadır”