Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Beyrut’taki ‘Saddam dönemi emanet paraları’ Iraklı çeteleri harekete geçirdi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Beyrut/Sair Abbas

Iraklı Mahir Raşid, Kerkük’te basit bir yaşam sürerken, Bank Audi’de adına açılmış bir hesapta 800 milyon dolar olduğunu iddia ediyordu. Bu paraları geri almak için Lübnan bankasıyla iletişime geçti. Paranın büyük bir kısmı kendisine teslim edilecekken belgelerin sahte olduğu ortaya çıktı. Gözaltına alınan Raşid 4 ay boyunca Beyrut’ta tutuklu kaldı. Bu olayın arkasında, Saddam Hüseyin döneminde Irak rejiminin Lübnan bankalarındaki, ölen, kendini gizleyen veya iletişimin kesildiği kişilerin adına açılmış hesaplardaki emanet paraları almaya çalışan bir suç şebekesi olduğu ortaya çıktı.

Mahir Raşid olayı, geçtiğimiz Şubat ayında Lübnan makamlarınca başlatılan soruşturmanın önünü açtı. Bu olaydan sonra birden fazla Lübnan bankasında benzer girişimlerde bulunulduğuna dair bilgiler gelmeye başladı.

Iraklı çete üyeleri Beyrut’a geldi

Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Lübnanlı bir kaynak, iki gün önce birkaç Iraklının ellerinde belgelerle Beyrut’a geldiğini belirterek, “Bu kişiler, Lübnan bankalarında adlarına açılmış hesaplarda 400 milyon dolar olduğunu ispat ettiklerini ve paralarını alabilmek için Lübnan hukuk firmalarına vekalet vermeye çalıştıklarını, paralarını 1999’da iki büyük Lübnan bankasına yatırdıklarını söylüyorlardı. Ancak Irak’taki ana çetenin tutuklanması haberiyle buhar oldular” ifadelerini kullandı.

Kaynaklar, Lübnanlı yetkililerin, söz konusu kişilerin halen Lübnan topraklarında mı yoksa çıkış mı yaptıklarından emin olmaya çalıştıklarını aktardılar.

Şarku’l Avsat’a konuşan ve olayı yakından takip eden bir kaynak, bazı belgelerin ciddi olduğunu ancak sahiplerinin bu tür hesapların varlığından haberdar veya ellerinde bununla ilgili belgeler olabileceğine dair yeterli kanıt taşımadığını belirtti. Bu yüzden bu şahısların, adlarına açıldığını iddia ettikleri bu hesapların varlığından şüphe duyduklarını ve bu bilgilere dayanan belgelerle Lübnan’ı ziyaret ettiklerini kaydetti.

Şantaj yapmakla tehdit etti

Çete, ellerindeki belgelerle dört kez Lübnan bankalarındaki emanet paraları almaya çalıştı. Bununla birlikte, bu bankaları ‘sessiz’ kalmaları için kendilerine para vermelerini aksi takdirde özellikle Irak’taki bankacılık faaliyetlerine yönelik karalama kampanyaları başlatmakla tehdit ederek şantaj yapmayı denediler.

Lübnan Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü’nden bazı kaynaklar Şarku’l Avsat’a, Iraklı suç şebekesine yönelik operasyonun, Lübnan Kamu Güvenliği ve Irak Ulusal İstihbarat Servisi arasında tam bir koordinasyon içinde gerçekleştiğini, Kamu Güvenliği Genel Müdürü Abbas İbrahim’in, dosyanın takibi için Bağdat’a çağrıldığını aktardılar.

Iraklı makamların dava ile ilgili hızlıca harekete geçmesini öven kaynaklar, Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü’nün bu olayı, ‘bankacılık sektörünün itibarına yönelik bir tehdit’ olarak gördüğünü belirttiler.

Çetenin Lübnan bankalarındaki emanet paralarla ilgili belgeleri hazırladıklarına işaret eden kaynaklar, aynı zamanda, bu bankalara karşı şantaj ve itibarını zedeleme tehdidine başvurduklarını ifade ettiler. Kaynaklar, bu olaya karışanlar arasında şu ana kadar herhangi bir Lübnan vatandaşı olmadığını sözlerine ekledi.

Emniyet Güçleri şebekeyi ortaya çıkardı

Öte yandan Irak Emniyet Güçleri tarafından yapılan açıklamada, bazı Lübnan bankalarını gasp etmek için sahte haber ve uydurma bilgiler yayınlayan bir sahtekârlık şebekesinin ortaya çıkarıldığı duyuruldu. Açıklamada, suç şebekesinin elinde Lübnan bankalarındaki milyonlarca dolarlık hesapların sahibi olduklarını iddia ettikleri belgeler olduğu kaydedildi.

Açıklamada ayrıca, sahtekarlık çetesi üyelerinin son olarak aralarında Bank Audi’nin de bulunduğu bazı bankalara dava açtıkları, bununla birlikte çetenin sunduğu belgelerin sahte olduğu ve bankalar hakkında yayınladıkları haberlerin yalan olduğunun ortaya çıktığı ifade edildi.

Diğer yandan Bank Audi, yoğun çabaları ile bu suç şebekesinin üyelerini adalete teslim edilmesini sağlayan tüm ilgili makamlara teşekkürlerini sunduğu bir bildiri yayınladı.

Bildiride, “Abbas İbrahim liderliğindeki Lübnan Kamu Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Iraklı makamlara şükranlarımızı iletiyoruz. Lübnan yargı makamlarını, hukukun üstünlüğünü ve adaleti sağlama konusundaki büyük rollerinden dolayı takdir ediyoruz. Bu vesileyle müşterilerimiz ve ortaklarımıza güvenleri için teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bank Audi olarak bankacılık sektöründeki Lübnan ve yurtdışındaki saygın konumumuz ve itibarımızı sürdürmeye yönelik kararlılığımızın bir kez daha altını çiziyoruz” ifadeleri yer aldı.

800 milyon doları almaya çalıştılar

Lübnan yargısı geçtiğimiz şubat ayında biri tutuklu ikisi kaçak toplam 3 kişi hakkında, Bank Audi’yi ve ellerinde kendilerinden toplam 800 milyon dolar almaya çalışıldığını kanıtlayan belgeler olduğunu iddia eden Bank Audi yöneticilerinden Freddie C. Baz ve bankanın genel müdürü Samir Hanna’yı dolandırmaya teşebbüs etme suçlamasında bulundu.

“Parayı ya yargı yoluyla ya da müzakereler yoluyla alacağız”

Öte yandan Avukat Hüseyin Kazan Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Iraklı bazı kişilerce Beyrut’taki ofisinde buluşma talebinde bulunulan bir telefon aldığını bunun üzerine aralarında Mahir Raşid adlı şahsın da bulunduğu kişilerle bir araya geldiğini belirtti. Avukat Kazan, bu kişilerle yaptığı görüşmede kendisine, Lübnan’da faaliyet gösteren Bank Audi’de, 800 milyon dolar değerinde bir banka hesabı olduğunu, bu parayı, ya müzakereler yoluyla ya da yargı yoluyla alacaklarını söylediklerini aktardı.

Avukat Kazan, bu hesapların varlığını teyit eden belgelerin kopyalarının kendisine verildiğini ve bu belgelerin Mahir Raşid tarafından doğrulandığını ifade etti. Kazan, müvekkilini, belgelerin yanlış olması durumunda ortaya çıkabilecek sorunlara karşı uyardığını sözlerini ekledi.

Avukat, bankaya ihtarname gönderdi

Söz konusu şahısın vekâletini alan avukat, paranın müvekkilinin hesabına aktarılmasını sağlamak için Bank Audi Genel Müdürü Samir Hanna’nın ofisinde toplantı talebinde bulundu. Avukat ile banka temsilcisi arasında bir toplantı yapılması kararlaştırıldı. Banka temsilcisi herhangi bir kanıt sunamadan, daha önce banka genel müdürü tarafından imzalanan 400 milyon dolarlık belge ile yine banka yöneticilerinden Freddie C. Baz tarafından imzalanan 400 milyon dolarlık bir başka belgenin de gerçek olmadığını öne sürdü. Daha sonra Avukat Kazan, müvekkilinin parasının yatırılması talebiyle bankaya ihtarname gönderdi. Ancak banka, Mahir Raşid adlı şahsa ait bankada herhangi bir hesap olmadığı cevabını verdi.

Öte yandan Lübnan yargısı tarafından yayınlanan iddianameye göre, Mahir Raşid, tutuklanmasından üç ay önce soruşturmalar sırasında Fuad Rasmi Muhammed adlı bir arkadaşının kendisini aradığını ve Lübnan’da bir bankada Saddam döneminde bilgisi dışında adına açılmış bir hesap olduğunu, hesaba 800 milyon dolar yatırıldığını gösteren belgelerin Selam el-Hacem adlı bir kişide olduğunu itiraf etti.

İddianameye göre Raşid ayrıca Fuad Muhammed’in kendisine bu belgeleri elde etmesi ve diğer tüm masrafları karşılayabilmesi için yardımcı olmayı teklif ettiğini söyledi. Raşid’in yakalandığı sırada üzerinde çıkan para avukat masraflarını dahi karşılayamazken, iddianamede adı geçen diğer şüpheliler henüz yakalanamadı.