Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

BIMSTEC: Hindistan’ın Çin ve Pakistan’ı saf dışı bırakarak Asya’ya açılma stratejisi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yeni Delhi: Prakriti Gupta

Hint alt kıtası jeopolitik gelişmelere sahne oluyor. 5’i Güney Asya (Bangladeş, Bhutan Krallığı, Hindistan, Nepal, Sri Lanka) diğer ikisi de Doğu Asya (Myanmar, Tayland) ülkeleri olan 7 devletin liderleri çok Sektörlü Teknik ve Ekonomik İş Birliği için Bengal Körfezi Ülkeleri Girişimi’nin (BIMSTEC) 4. zirvesine katılmak üzere Nepal’de buluştu.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, uzun süredir önem verilmeyen bu girişimi “Doğuya açılma” ve “Komşuları önceleme” politikaları çerçevevesinde aktif hale getirdi. Dikkat çeken konu ise Pakistan’ın söz konusu girişime katılan ülkeler arasında olmaması.

Grubu üyelerini birbirlerine bağlayan ne?

BIMSTEC ile körfez ülkelerinin, Güney ile Güneydoğu Asya’yı birbirine bağlayan bir köprü olması hedefleniyor. Dünya nüfusunun yaklaşık %22’si, toplam gayri safi milli hasılaları 2.7 trilyon dolar olan BIMSTEC devletlerinde yaşıyor. Söz konusu 7 devlet 2012’den bu yana % 4,3 ile 7,5 arasında değişen ortalama yıllık büyüme oranlarını korurken dünyadaki yıllık ticaretin 4’te biri Bengal Körfezi ülkeleri üzerinden gerçekleşiyor.

Şu ana kadar söz konusu Asya Birliği kapsamında fazla bir şey gerçekleştirilmese de Yeni Delhi, üye ülkeler arasında enerji, uzay, nakliye, ulaşım ve turizm gibi ortak bölgesel konularda işbirliği temelleri oluşturmak istiyor.
Etkileyici istatistiklere rağmen BIMSTEC çok fazla varlık gösteremedi. Öyle ki söz konusu devletlerin başkanları 2004, 2008 ve 2014 yılında gerçekleştirilen 3 toplantı dışında daha önce bir araya gelmemişti. Ancak birlik, Hindistan tarafından 2016 yılında Goa’da gerçekleştirilen bir foruma davet edildikten sonra yeniden toparlandı. O tarihten bu yana, birliğin en büyük ekonomik ve askeri güce sahip olan ülkesi Hindistan, “Çok Sektörlü Teknik ve Ekonomik İş Birliği için Bengal Körfezi Ülkeleri Girişimi’ni”; 1985’te kurulan ve Afganistan, Bhutan, Bangladeş, Hindistan, Maldivler, Nepa, Pakistan ve Sri Lanka ülkelerinin üyesi olduğu Güney Asya Bölgesel İşbirliği Örgütü’nün (SAARCH) bir alternatifi olarak desteklemeye çalışıyor.

Hindistan bu birliğe neden önem veriyor?

BIMSTEC grubu Güney Asya ile Güneydoğu Asya’yı birbirine bağlayan bir köprü durumunda ve birliğe katılan Güneydoğu Asya ülkelerinden olan Myanmar ve Tayland, Hindistan’ın bölgeye yönelik özel planlarında önemli bir konuma sahipler. Myanmar, Hindistan ile kara sınırı olan tek Güneydoğu Asya ülkesi. Hindistan, Myanmar ve Tayland’ı birbirine bağlayan karayolu Hindistan’ın “doğuya açılma” politikası çerçevesinde planlanmış olan en temel projelerden biri. Diğer taraftan Hindistan ve Pakistan arasındaki anlaşmazlık SAARCH dahilinde faaliyet gösterilmesini engellerken BIMSTEC gibi birlikler aracılığı ile bölgesel işbirliği anlayışının güçlendirilmesi mümkün. Hindistan’ın BIMSTEC’i yeniden faaliyete geçirmek istemesinin ardında jeopolitik sebepler bulunuyor. Bunlardan biri de Hindistan-Pakistan ilişkilerinin Hindistan’ın bölgesel bir güce dönüşmesinin önündeki en büyük engellerden biri olması. Uzmanlar Çin’in de Hindistan’ın önündeki engellerden biri olduğunu söylüyor.

Hindistan SAARCH’ın ikinci plana itmeye çalışıyor

BIMSTEC içerisinde Pakistan sorununu çözmek ve SAARC’ı ikinci plana düşürmek gibi Hindistan’ın çıkarlarına hizmet eden bir yönelim var. Hindistan’ı komşu ülkelerle BIMSTEC çatısı altında toplanmaya iten en temel sebeplerden biri de kendisinin artan ekonomik hedeflerini ve bölgesel yönetim biçiminin gelişmesinde oynayacağı rolü sınırlayan SAARCH’ı ikinci plana itmek. Bu adımın altında Yeni Delhi’nin Pakistan ile yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle SAARCH çatısı altında bölgesel bir işbirliği geliştiremeyeceğini anlamış olması yatıyor ki SAARCH çatısı altında görüş birliği ile alınmış tüm önemli kararların üye ülkeler tarafından uygulanması zorunlu. Çünkü Hindistan ve Pakistan birbirlerinin teklif ve önerilerini çok nadir kabul ediyor. Asya ülkeleri arasında kayda değer bir ekonomik yakınlaşma kaydedilemedi. Pakistan 2014’te yapılan zirvede Hindistan tarafından önerilen Yapay Uydu projesini reddederken söz konusu proje diğer üye ülkeler tarafından kabul gördü. Hindistan’ın BIMSTEC gibi içinde Pakistan’ın bulunmadığı bölgesel ortaklık gişimlerine konusunda istekli görünüyor. Hindistan’ın yaşadığı terör saldırılarının ardından 2016 yılında Pakistan’da yapılması planlanan SAARC zirvesine katılmayı reddetmesinin ardından SAARC yavaş yavaş yok olmaya başladı. Öte yandan Hindistan; Afganistan, Nepal, Bangladeş ve Bhutan devletlerini de söz konusu zirveye katılmamaya ikna etmiş ve zirve iptal edilmişti.

BIMSTEC Hindistan-Çin Savaşının yeni savaş meydanı

Çin, SAARC’ın gözlemci üyesi konumunda. Örgütün 2014 yılında Katmandu’da yapılan son zirvesinde Pakistan’dan aldığı destekle Nepal, Çin’e tam bir üyelik verilmesini önermiş ancak bu talep Hindistan tarafından kabul görmemişti. Hindistanlı analist Harsh Pant konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Hindistan Güney Asya’yı kendisinin arka bahçesi olarak görmeye devam ettiği sürece bölgede üçüncü bir tarafın olmasına müsade etmeyecektir. Yeni Delhi, Pekin’in SAARCH aracılığı Güney Asya’daki nüfuzunu artırmayı hedeflediğini düşünüyor. Bu Hindistan başbakanını Çin karşıtı yönelimi olan BIMSTEC grubunu yeniden faaliyete geçirmeye iten sebeplerden bir diğeri. Buna ek oalrak Hint okyanusu Hindistan ve Çin arasında şiddetli bir mücadelenin bulunduğu stratejik bir merkez haline geldi” ifadelerini kullandı.

Yeni Delhi’deki siyasi analizci Atoll Takur da konuya ilişkin açıklamalarda bulunarak “Çin’in petrol ithalatının %60’sından fazlası Hint okyanusu üzerinden taşınıyor. Bunlar ABD Deniz Kuvvetlerinin kontrolü altında bulunan Malakka boğazından geçmek zorunda. Bu sebeple Bengal körfezi ,etki alanı genişleyen Çin için Hint okyanusundaki seyrini güvenli hale getirmesi noktasında hayati bir önem taşıyor. Güney Asya’nın sadece kendisinin nüfuz alanı olduğunu düşünen Hindistan ise bunu kabul etmiyor. Bu açıdan BIMSTEC Hindistan-Çin savaşının yeni çatışma meydanı olma özelliğini taşıyor. Hindistan BIMSTEC aracılığı ile Çin’in Hint okyanusundan çekilmesini sağlamak isterken Hindistan’ın deniz kuvvetlerine yaptığı benzeri görülmemiş yatırım söz konusu hedefini doğruluyor. Bu sebeple karar alma ve politika belirleme kurullarından BIMSTEC fikrinin desteklenmesi kararı boşuna çıkmadı” ifadelerini kullandı. Öte yandan Çin, Hindistan ve Bhutan dışındaki tüm BIMSTEC üyesi devletlerde Kemer ve Yol Girişimi projesini hayata geçirerek Güney ve Güney Doğu Asya’da bir altyapı oluşturulması ve finanse edlmesi adımını attı. Sri Lanka’nın kendisine olan borçlarının bir karşılığı olarak Sri Lanka’daki Hambantota limanını 99 yıl müddetle kendi kontrolü altına alan Çin Maldivler’de bir liman inşa edilmesi projesi için ciddi bir şekilde çalışıyor. Çin aynı zamanda Bangladeş’teki Chittagong limanını da kullanıyor.

Hint Express gazetesinde Köşe yazarı olan Subhagit Roy “Çin’in Güney Asya ülkeleri üzerindeki diplomatik hegemonyası BIMSTEC üyesi ülkelerini Çin etkisine karşı aralarındaki işbirliğini güçlendirmeye itti. NATO ve Avrupa ülkelerinin oluşturduğu birlikler çok etkisiz. Körfez İşbirliği Konseyi ve SAARCH kendi içindeki anlaşmazlıklarla boğuşuyor. Bangladeş, Bhutan, Hindistan ve Nepal’in oluşturduğu (BBHN) grubunun belirli sorunları var. Tek farkı BRICS grubuna karşı takındıkları tavır” sözlerini dile getirdi.

Sorunlar

Hindistan’ın içeride ve dışarıda belirli sorunlarla karşılaşması bekleniyor. Söz konusu sorunlar siyasi çıkmazlar ortaya çıkarabilir. Hindistan şu an BIMSTEC grubunun bütçesine en fazla katkıda bulunan ülke konumunda. Hindistan belki de BIMSTEC’e daha fazla kaynak ayırması gerekebilir. Hindistanlı analizci Harsh Pant konuya ilişkin açıklamada bulunarak “Hindistan’ın BIMSTEC’in kendisinin kontrolü altında bulunan bir grup olduğu düşüncesinde hatalı olduğunu itiraf edip sorunlarla buna göre yüzleşmesi gerek. Bu daha önceden SAARCH’ın bir süre karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri idi. Hindistan’ın Güney Asya üzerindeki yapısal hakimiyeti kırgınlık yaratırken Yeni Delhi’de bu sorunun çözümünde zorlandı. SAARCH’daki endişeler karşılıklı idi.

Hindistan’ın kendisine karşı birleşen küçük komşu ülkelere karşı endişeli bir tutum sergildiği vakit bu küçük devletler Hindistan’a fazla yakınlaşmanın onun kontrolü altına girmelerine neden olabileceğinden şüphelendi” ifadelerini kullandı.