Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bin Dağr’ın komitesinden ‘Griffiths’in Hudeyde dosyasına’ cevap | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yemen Dışişleri Bakanı, Yemen Başbakanı Ahmed bin Dağr liderliğindeki ve Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur el-Hadi tarafından kurulan komitenin ilk faaliyeti hakkında Şarku’l Avsat’a açıklamada bulundu. Söz konusu faaliyet, BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in bu hafta Hudeyde’ye yönelik yaptığı son öneriler ışığında Yemen meşru hükümetinin görüşlerini temsil eden bir yanıt niteliği de taşımakta.

Yemen’de karar alıcı çevreler tarafından Şarku’l Avsat’a yapılan açıklamada, Griffiths’in Hudeyde’ye yönelik çözümünün, “Hudeyde limanının kontrolünün BM’ye verilmesi”, “2016 yılının Eylül ayından itibaren Aden’e taşınan ve meşru hükümete bağlı Yemen Merkez Bankası’na kaynak sağlanması” ve “milislerin geri çekilmesi” olarak 3 nokta etrafında geliştiği belirtildi.

Yemen Dışişleri Bakanı, özellikle yetkinlikler, çözümün bütünlüğü ve milislerin Hudeyde’den tamamen geri çekilmesi konusunda Yemen hükümetinin cevabının kırmızı çizgiler barındıracağını ifade etti.

Milislerin lideri Abdul Melik el-Husi, geçtiğimiz Cuma günü bir kanala yaptığı açıklamada BM Temsilcisinin Sana ziyareti öncesinde BM çabalarına güvenmediğini söyledi.

Husi militanlara dair görüş farklılıkları yaşanırken, gözlemcilerden bazıları “eski BM Temsilcisi İsmail Velid Şeyh Ahmed’in Husiler tarafından reddedilmesi ile kıyaslandığında Griffiths’in içerisinde bulunduğun durumun daha rahat” olduğunu belirtti. Konuya dair diğer bir kesim de “grubun liderlerinin girişiminin, Griffiths ile yaptıkları görüşmeleri haklı çıkaracak nitelikte” olduğunu, bazıları ise, “Husilerin Saada çatışmalarının (2001) başlamasından bu yana bu davranışları sergilediğini, sadece savaşmayı bildiklerini, barışın onlar açısından zor olduğunu ve son BM Temsilcisinden saflarını yeniden düzenlemek üzere zaman kazanmak dışında başka bir şey istemediklerini” belirtti.

Yemen hükümetine bağlı SABA haber ajansının aktardığına göre Bin Dağr, 14 Temmuz’da Riyad’a ziyarette bulundu. Yemen Başbakanının, Körfez girişimine, yürütme mekanizmasına, kapsamlı ulusal diyaloğa ve 2216 sayılı BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları sonuçlarına dayalı olarak dost ülkelerin büyükelçileriyle bir araya geleceği ifade edildi.

Aktarılana göre Yemen Başbakanı Ahmed bin Dağr, “Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur el-Hadi’nin, geçici başkent Aden’e ziyareti ve Mansur el-Hadi ile görüşmesi sırasında BM Temsilcisi Griffiths tarafından sunulan, genel olarak barış süreci özel olarak da Hudeyde ile ilgili fikirleri denetlemekle görevlendirilmesi konusunda onur duydum” şeklinde konuştu. Başbakan, milislerin geri çekilmesi, silahların teslimi ve meşruiyetin yeniden sağlanmasının Yemen’de adil ve kapsamlı bir barışa ulaşmanın en iyi yolu olduğuna da dikkati çekti.

Bin Dağr, “Yemenliler, bugün Devlet Başkanı tarafından temsil edilen meşruiyetin arkasında daha uyumlu ve birleşik bir halde. Husi milisler, savaşın uzamasını amaçlasa bile varlıklarını her geçen gün kaybediyor” ifadelerini kullandı.

Yemen’in Washington Büyükelçisi ve New York’taki BM Temsilcisi Dr. Ahmed bin Mubarek de ABD’ye dönüşü sırasında, BMGK’daki diplomatik faaliyetler açısından Yemen misyonu ve Yemen’deki meşruiyeti desteleme koalisyonu misyonu arasında “yüksek” bir koordinasyonun varlığını ifade etti. Büyükelçi ayrıca, savaşın uzaması için Husiler tarafından insani yardımların sömürülmesi, genel olarak Yemen’deki özel olarak da Hudeyde’deki sivillerin rehine olarak kullanılmasına dikkati çekti.
BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in barış çabalarına değinen Ahmed bin Mubarek, Yemen hükümetinin BM çabalarının ve kazanımlarının başlangıcından bu yana sarf ettiği hırsa atıfta bulundu.

Bu çerçevede yetkili, meşru hükümetin devletin yeniden yapılandırılması, darbe sürecinin sona ermesi, milislerin şehir ve kurumlardan geri çekilmesi, silahların teslimine dayalı kapsamlı ve sürdürülebilir bir barış seçeneğine olan bağlılığını dile getirdi. Ahmed bin Mubarek, BM Temsilcisinin Yemen’e barış getirme çabalarının destekleneceğini de vurguladı.

Öte yandan Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur el-Hadi’nin Başbakan Ahmed Ubeyd bin Dağr hükümetinde komite kurmak üzere görevlendirilmesi, BM Temsilcisi tarafından öne sürülen bir fikir tartışması çerçevesinde gelişti.

Bin Mubarek, 14 Temmuz’da Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Yemen hükümetinin BMGK’ya sunduğu son mesajda, Husilerin Yemen halkına yönelik ihlallerini de ayrıntılı olarak açıkladığını belirtti. Yetkili ayrıca, mesajın Yemen hükümeti ve koalisyonun Husilerin sivillerin hayatlarına dair ihlallerini de kapsadığını belirtti.

Ahmed bin Mubarek, İran destekli Husi milislerin, hendekler kazarak, siviller arasına keskin nişancılar yerleştirerek ve bu tür farklı uygulamalar aracılığıyla terör ideolojileri içeren bazı eylemler gerçekleştirdiğini söyledi. Yetkili, Yemen hükümetinin Hudeyde halkının acılarının devam etmesine izin vermeyeceğini de vurguladı.

Yemenli yetkili ayrıca, Yemen diplomasisinin, Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon ülkelerinin desteğiyle bu uygulamaları ortaya çıkaracağını ve uluslararası topluma teşhir edeceğini ifade etti.

Yemen mesajı ve Lübnan sessizliği

Yemen meşru hükümeti, Lübnan Hizbullah’ının Yemen’e karşı tutum ve açıklamalarını kınayıp protesto ederken, Hizbullah’ın ‘düşmanca’ tutumuna ve Husilere verdiği desteğe son vermesi için uygun adımları takip etmesi çağrısı yaptı. BM’deki Yemenli bir diplomat, Hizbullah’ın Yemen’i ve bölgeyi hedef alan nüfuzunu ve Husi teröristleri fiili olarak ve çeşitli yollarla desteklediğine dair Yemen hükümetinin elinde birçok somut kanıtın olduğunu belirtti.

Diplomat, söz konusu mesajın Lübnan tarafına gönderildiğini ve Dışişleri Bakanlığının diplomatik yollarla durumu takip edeceğini vurguladı.

Bu çerçevede New York’taki BM Temsilcisi Ahmed bin Mubarek, Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur el-Hadi’nin 2012 yılında, seçimlerden hemen sonra BM Genel Kurulu’na bu durumu bildiren ilk kişi olduğunu ifade etti. Lübnan Dışişleri Bakanına, Lübnan’ın Yemen hakkındaki tutumu, özellikle de Hasan Nasrallah’ın son zamanlardaki iltihaplı konuşmasına karşı kınayıcı bir mesaj gönderildiğini söyleyerek, BMGK’ya da konuya dair brifing verildiğini ifade etti.

Öte yandan Lübnan hükümeti, Yemen Dışişleri Bakanlığı tarafından gönderilen mesaj hususunda sessizliğini korudu. Kaynakların aktardığına göre Lübnan Dışişleri Bakanlığı, Yemen’den herhangi bir mesaj almadıklarını ifade etti. Şarku’l Avsat’a aktarılana göre ise söz konusu mesaj, yalnızca Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil’e ulaşacak yollarla gönderildi.

Yemen siyasi araştırmacısı Necib Ğulab, dün bir telefon görüşmesinde, “Herhangi bir ‘kendini uzak tutma’ durumu söz konusu değil. İran Dini Rehberi’nin vekili olan Hizbullah, Husilerin, medya, güvenlik, askeri ve mali faaliyetlerinin manevi babasıdır. Husiler, Yemen’e uygun olarak şekillendirildi ve İranlı müttefikleriyle Sana’ya bir baskın düzenlemeyi planladı. Hizbullah, sadece kendi unsurlarını ve ağlarını işletmekle kalmadı, aynı zamanda diğer Lübnanlı grupların oluşumuna da yol açtı, Husileri Yemen’deki politikasına hizmet etmek için kullandı” dedi.
Ğulab’a göre, Hizbullah lideri en büyük eylemlerinden birinin Husilerin yanında durmak, onlara yardım etmek olduğunu belirtti ve son konuşmasında batı kıyı bölgelerinde bir çatışmanın yaşanmasını umduğunu ifade etti. Araştırmacı, söz konusu ifadeleri Şii Lübnan vatandaşlarını Yemen’de savaşmaya iten siyasi, partizan ve dini bir fetva olarak nitelendirdi.