Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bingazi ve mayın savaşı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Terörist gruplar ve terörist Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Muslimin) Örgütünün kolu olan ‘Zırhlar’ örgütünün Bingazi’den kovulmasına neden olan çatışmaların bitmesinden itibaren kanlı sadist ve insanlık düşmanı bu terörist örgütlerin ruh halini ortaya çıkaran bir başka savaş başladı, mayın savaşı; zira bu örgütler, Bingazi’den çekilmeden önce sivillerin evlerine, çocukların oyuncaklarına, evlerin giriş ve çıkışlarına ve hatta tabak çanağına dahi mayın döşedi.

Eski 17 Şubat Milisleri liderinin yardımcısı Mustafa Sakızlı mayınları yerleştirdiğini, mayınların haritalarının kendisinde olduğunu ve teröristlerin tutukluluğunun bitirilmesi şartıyla bu haritaları vermeyi teklif ettiğini attığı bir twitle itiraf etti. Bu itiraf Sakızlı ve grubunu, yasaların önünde, bu mayınları yerleştirme suçundan tamamen sorumlu kılar. Ardından, Sakızlı, şantaj malzemesi yaptığı ve haritalarını çıkarttığı mayınları bilmediğini iddia etti.

İhvan örgütüne yakın bir lider, örgütün sığınağı haline dönüşen, Türkiye’de ikamet eden Mustafa Sakızlı, Arap Baharının patronu Bernard Levy tarafından ‘Sakızlı, tüm fakirliğe rağmen, zenginliğini, uşaklarını ve lüks tabaklarını göstermek amacıyla bize akşam yemeği yapmakta ısrar etti ’ (bknz. ‘Libya’nın Baharı’, s. 175) şeklinde tiye alındı.

Mayınlar, savaşın sona ermesinden sonra uzun vadeli etkileri olan silahlardan sayılır, özellikle anti personel mayınlar ise 1997’de kabul edilen Mayın Yasağı Anlaşması uyarınca, mayınlarının kullanımı, depolanması, üretimi ve devri yasaklanmıştır. Mayınların yerleştirilmesi, haritalarının çıkarılması ve bu haritalar üzerinden şantaj yapanlar yasaya karşı gelmiş olur ve kovuşturmaya tabi olur.

Bu belgelenmiş itiraf ile mayınların etkilerinin ve mağdurlarına karşı sorumluluğun kimde olduğu açıkça görülmektedir. Sorumluluk İhvan ve etkileşimde olduğu örgütlerdedir ve bu örgütlerin isimleri sürekli değişmektedir; bir zamanlar adı Ensar-ı Şeria iken, sonraları DEAŞ, Devrimciler Şurası Meclisi, Bingazi Şurası Meclisi, Derne Meclisi adlarını da aldı. Ama isim değişikliği sorumluluğu bu örgütlerin üzerinden düşürmez, zira, hepsi her yöne terörizm yaymaya ittifak etmiş bir örgütün dallarıdır.

Mayınlar insanlığa karşı suçtur ve bu suçu işleyenlere karşı, medyada propagandasını yapanlar dahi, kovuşturma uygulamak şarttır. İtalyan Televizyonunun Yedinci kanalının bir raporunda yer alan videoda Misrata kentindeki “devrimcilerden” biri elinde bir bomba taşıyarak Misrata limanından Bingazi’ye bomba ve patlayıcı taşıdığını itiraf etti. Bu patlayıcılar, bombalar ve mayınlar yüzlerce savunmasız kişinin ölümüne ve onun iki katı kadar kişinin ampute veya sakat olmasına neden olur, dolayısıyla söz konusu video kaydı eylemi yapanlara karşı kaydedilmiş bir itiraf ve maddi bir delil sayılır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Aralık 2005 tarihli ve 97/60 sayılı kararıyla, her yılın 4 Nisan’ını Mayın Farkındalığı ve Mayınlara karşı Uluslararası Günü ilan etmiştir, ancak Birleşmiş Milletler, Libya’nın mayın savaşında yok hükmündedir; Arazi arama, haritalama, mayın tarlalarının işaretlenmesini ve kara mayınlarının fiili bulunması ve kaldırılması savaşında Libya’yı yalnız bırakmıştır.

Birleşmiş Milletler, Libya’da örgütlerin yerleştirdiği ve sayıları devasa rakamlara ulaşan ve şehirlerine ve köylerine dönen insanlara trajedilere sebep olan mayınların kaldırılması konusunda ikircikli davranmakta. Modern araştırma, keşif ve mayın temizleme araç ve gereçlerinden yoksun olan ve uluslararası güçlerin yardımını almayan ordunun mühendislik ekipleri bölgede detaylı arama tarama yapamamaktadır. Hal bu ki bu güçler yanan insanların ve barutun kokusunu aldırmadan Libya petrolü için yarışmakta ve Libya’nın siyah ve sarı altınlarından (siyah altın= petrol), Libya’ya yardım etmeksizin, yararlanmaktalar.