Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bir lütuf mu yoksa aşk mı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Fransa’nın sahip olduğu doğa manzaralarına aşıktım ve hala da öyleyimdir. Çünkü bana büyük Fransız ressamların sanat tablolarını hatırlatıyorlar. Bu da beni Fransa’nın çeşitli bölgelerine sık sık seyahat etmeye itmiştir. Ancak Paris ile Riviera arasında uzanan anayolda yaşadığım bir olay beni gerçekten de hayretler içinde bırakmıştı.

Aşık olmadan durup bir düşünmek gerekir. İlk bakışta aşk ise daha da çok düşünmeyi gerektirir. Hatta aşk, görüşü zayıf olanları gözlüklerini yenilemeye iter. Arabamla bu otoyolda uzun bir süre ilerledikten sonra dinlenmek için bir kafe ya da restoran gibi bir yerde durdum. Kafeye girdim ve garson kızdan bana bir fincan kahve getirmesini istedim. Beni büyük bir nezaket ve incelikle boş masalardan birine yönlendirdi. Benimle çat pat anlayabildiğim Fransızca ile konuştu. Yine de incelikle benden oturmamı istedi. Ardından bana bir fincan kahve, küçük bir bardak süt ve birinin içinde çeşit çeşit bisküvinin diğerinde ise tatlıların olduğu iki tane tabak getirdi.

Ona kırık Fransızcam ile tüm bunları istemediğimi ve gerek olmadığını söyledim. Ama o bana güzel bir gülümsemeyle bakarak sesimi çıkarmadan önümdekileri yememi işaret etti. Bu gerçekten çok garip, hem de çok garipti! Kendi kendime: Bana öylece emir veriyor! Hiç kuşku yok bu aşktan başka bir şey değil dedim. Sonra çantamı açtım ve kendisine hesabımın ne kadar olduğunu sordum. O ince parmakları ile benden çantamı kapatmamı ve bir şey ödememe gerek olmadığını anlattı. Tüm bu yediklerim ve içtiklerim için hiçbir şey ödemeyecek miydim! Bu kesinlikle aşktan başka bir şey değil. Bana kınayan ve azarlayan bir bakış attı ve cüzdanımı elimden alarak tekrar cebime koydu.

Çıkmaya hazırlandığım sırada ise beni kapıda durdurup işaret parmağı ile benden kendisini takip etmemi istedi. Takip etmek mi, nereye? Diye kendi kendime sordum. Bana sorgulamadan kendisini takip etmemi istedi! Yani Fransa’da bu kadar çabuk mu aşık oluyor ve nişanlanıyorlar! Hanımefendi, ben evli ve eşime vefalı biriyim! Ama yine de tüm vefalı ve vefasız eşler gibi onu takip ettim. Beni yalnız ikimizin bulunduğu dar bir hole yönlendirdi. Bu hol beni ve bu sevdalı aşığı yakındaki bir ormana ulaştırdı. Orada kendisini bekleyen başka erkeklerinde olduğunu gördüm. Durum gittikçe daha da karmaşık bir hal alıyordu.

Benimde bu gruba katılmamın ardından bazı egzersiz hareketleri yapmamız için bizlere talimatlar vermeye başladı. Ardından bizden dönemecin etrafında koşmamızı istedi. Sonra durdu ve bizde durduk. Bize hem Fransızca hem de İngilizce yazıların bulunduğu küçük not kağıtları verdi. Bu kağıtlar ile gizem ortadan kalktı ve rüyamdan uyandım.

Meğer Fransız makamları, Paris ve Marsilya arasında uzanan otoyolun bu bölümünde çoğu zaman sürücülerin sıkılmaya ve uyuklamaya başladıklarını fark etmiş. Bazı sürücüler, araba saatte 100 km daha fazla bir hızda ilerlerken direksiyon başında uyuyorlarmış. Dolayısıyla yetkililer sürücüleri buna benzer kafelerde durmaya, kahve içip bir şeyler içmeye teşvik etmeye başlamış. Kafede çalışan güzel garson kızların görevi ise sürücüleri bu tür açık alanlara sürükleyerek uykularını açacak ve onları dinçleştirecek egzersizleri yaptırmakmış. Güzellikleri, nazları ve etekleri sayesinde bunun için pek de çaba harcamalarına gerek kalmıyormuş! Tüm bunların hesabını da hükümet karşılıyormuş.

Tüm bunlar iyi güzel de keşke aklımdaki ve hayalimdeki o pembe hayalin yıkılmasına neden olmasaydı.