Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bir milyon şoför ülkesi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bu rakam, gerçeklerden uzak değil. Diğer ev hanımlarıyla birlikte sayı, 1,5 milyonu geçiyor. Gelirleri düşük ailelerdeki Suudi kadınların çoğu çalışmıyor. Yasağın kalkmasıyla birlikte çalışmayan bu kadınların ev hanımı olarak hayatlarını sürdürmeleri için artık hiçbir sebep kalmadı.

Kapının açılıp yasağın kaldırılmasıyla birlikte 120 bin kadın, sürücü belgesi talebinde bulundu. Bu sayı, önceden emin olmadığımız halk desteğini göstermektedir. Çünkü kadının araç sürmesine izin vermek, uzun bir süre dini ve toplumsal sorunlar arasında yer aldı.

Suudlu ailenin sosyal ve ekonomik durumlarını iyileştirmek, yerel ekonominin de yararına olacaktır. Zira ailenin sosyal ve ekonomik durumlarından dolayı finansal israf çok fazla. Kutlamaların, partilerin ve sinemanın yasaklanması nedeniyle yüz binlerce aile, eğlence aramak için yurtdışına yolculuk yapmak zorunda kalıyordu. Hükümetlerin, kadınların görevlendirildiği meslek alanlarını daraltmasından dolayı on binlerce eğitimli kadın, gelir kaynağı olmadan işsiz bir şekilde yaşadı. Tüm bunlar, bugün peyderpey değişiyor. İki yıl önce Cidde’deki “Kızıldeniz Alışveriş Merkezi”nde sadece birkaç mağaza kadınların çalışmasına izin veriyordu. Bugün ise neredeyse burada çalışanların çoğu kadın olup erkekler azınlık durumundadır. Genellikle kadınlar, yabancı işçiler gibi görevlendirilmeye başlandı.

Bu yıl devlette kadınlar için geniş iş alanları açıldı. Polis, trafik, sigorta şirketleri ve pasaport gibi alanların yanı sıra Suudi kadınlar, taksilerde de doğrudan çalışmaya başladı. Sayıları sınırlı olsa da son aylarda ilk defa havaalanı, otel ve restoran hizmetlerinde çalışan Suudlu kadınları gördük. Sosyal Kalkınma Bankası, “Uber” ve “Kerim” gibi taksi satın almak için kadınlara kredi verme teklifinde bulundu. Ayrıca ticari araç acenteleri de benzer teklifler sunmak için birbirleriyle yarıştılar ve kadınları fuarlarında görevlendirmeye başladılar.

Suudi Arabistan tarihinde sosyal yasakları kırmak için hükümet tarafından atılan bu ender kararın, hızlı ve şaşırtıcı sonuçlar gerçekleştirdiğini ve toplumun genelini değişime doğru götürdüğünü görüyoruz. Şu ana kadar tüm gördüklerimiz, olumlu, barışçıl ve uysal bir şekilde karşılanmaktadır. Yetkililer, olumsuz tepkileri düşünerek birçok güvenlik önlemlerini hesaba katmış olmalılar. Yine yetkililer, sistemi uygulamayı garantilemek ve toplumsal barışı korumak için ülkenin değişik yerlerine binlerce sivil ve normal polis konuşlandırmış olmalılar. Değişim, güvenli bir şekilde geçti. Bunun öncesinde Kral Selman’ın yönlendirmesiyle hükümet, tacize karşı herkesi ve özellikle de kadınları koruyan ve tacizde bulunanları sert bir şekilde cezalandıran bir kanun çıkardı. Bir polis görevlisi, “İbret olması amacıyla hemen cezalandırmak için bir taciz olayının olmasını bekliyorduk. Fakat biz, bir taciz olayı bile gözlemlemedik” diyor.

Yanlış uygulamalardan miras kalan yerel gelenekleri ve tarihi şartları bilmemelerinin dışında değişime ironi bir şekilde bakanlar, değişim sürecine karşı koymanın kolay olmayacağını bilmiyorlar. Bu, ayrımcılığa izin verilmesinin ardından ABD’de yerel yetkililerin karşılaştıkları olaylara benzemektedir. Beyaz olmayanlar, eğitimden, ulaşımdan, işten men ediliyor ve onların beyazlarla aynı yerde yemek yemelerine izin verilmiyordu. Medeni bir ülke olarak ABD, kötü toplumsal miraslardan hala sıkıntı çekmektedir. Suudi Arabistan’da kadına yönelik durum da böyle. Fakat aradaki fark, çok büyük. Evet, genel yerlerde kadınların görevlendirilmesini hala reddeden ve onların araç kullanmasını kınayan büyük bir kesim var. Fakat bu derin duygulara rağmen bu kesimin, son iki yılda kraliyet kararlarına yönelik saygılı olduklarını gördük. Bu durum, bize 1960’ların sonlarında kadınların eğitimine karşı muhafazakârlar tarafından yapılan büyük toplumsal protestoları hatırlatmaktadır. Muhafazakârlar, Kral Faysal’la görüşmeye gittikleri zaman Kral, onlara bugüne kadar tekrarlanan şu ifadeyle karşılık verdi: “Kızlarınızı okutmaya mecbur değilsiniz. Ama biz, yine de okulları açacağız.” Birkaç yıl sonra ise hepsi de eğitime iştirak etti. Bugün Suudi Arabistan üniversitelerindeki kız öğrencilerin sayısı, erkek öğrencilerin sayısından daha fazla.

1980’lerin başında Suudi Arabistan’da dini uyanış akımının ortaya çıkmasıyla birlikte pozitif sosyal değişim hareketi durdu. Radikal ve muhafazakâr gruplara meydan okunmadı ve sosyal reform lokomotifi çalıştırılmadı. Bunlar yeni yeni yapılmaya başlandı. Toplumsal karalamaları düzeltmenin ve yerel ekonomiyi güçlendirmenin dışında değişim hareketi, aynı zamanda kadınların sıkıntısını da giderecek. Eski şartlarda değişim hareketini ve kadınların sıkıntılarını çok az insan bilmektedir.