Ahvaz İnsan Hakları Örgütü, merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Birleşmiş Milletler Uluslararası İnsan Hakları Konseyi’nde bir sempozyum düzenledi. Uluslararası kuruluşların ve insan hakları aktivistlerinin katılımıyla düzenlenen sempozyumun gündemi İran’daki son gösterilerdi.

Sempozyumda, nüfusu yoğunluklu olarak Araplardan oluşan İran’ın Ahvaz bölgesinde yoksulluk ve su kesintileri sebebiyle başlayan protesto gösterilerinde Tahran rejiminin sivillere yönelik müdahaleleri konu edildi.

Ahvaz İnsan Hakları Örgütü temsilcisi Abdurrahman Hattah, Tahran rejiminin Ahvaz bölgesinde insan haklarına aykırı uygulamalarının ülke medyası tarafından üzerinin örtüldüğünü vurguladı.

Hattah uluslararası insan hakları örgütlerinin Ahvaz Araplarının yaşamış olduğu trajediden haberdar edilmeleri gerektiğini ifade etti.

Öte yandan, Ahvaz’ın Kurtuluşu İçin Arap Mücadelesi Hareketi, uluslararası topluma ve insan hakları örgütlerine acil bir toplantı düzenlemeleri çağrısında bulundu. Hareket ayrıca, İran rejimine yönelik barışçıl gösteriler sırasında öldürülen 4 Ahvazlı ve iki gün önce Hürremşehr’de yaralanan 20 kişi için bir an önce uluslararası bir soruşturma komisyonunun gönderilmesini talep etti.

Hareket adına konuşan Yakub Hür el-Tüsteri, 90 yıldır süregelen işgal, baskı ve ihlaller sebebiyle Ahvazların yaşadığı trajediye dikkat çekti. Özellikle tatlı su kaynaklarının sömürülmesi ve kasıtlı çevre kirliliği ile Karun ve Kerha nehirlerinin yataklarının Farsların yaşadığı şehirlere yönlendirilmesi ya da nehir sularının komşu ülkelere satılması ile Ahvazların su kaynaklarından mahrum bırakılmasına değindi.

Hareket, büyük devletlere, uluslararası kuruluşlara ve bütün insanlara hitaben, İran rejiminin Ahvazlılara karşı giriştiği ırkçı politikalar karşısında, Arap Ahvaz halkının vermiş olduğu mücadeleyi desteklemeleri çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) yetkilisi Madeline Sharp, İran rejiminin Ahvazlara karşı işlediği insan hakları suçlarına, özellikle kasıtlı çevre kirliliği ve Ahvazların yaşamlarını doğrudan etkileyen ciddi çevresel ve sağlık risklerine yol açan “tatlı su yetersizliğine” dikkat çekti. Yetkili ayrıca, Hürremşehr ve Abadan ahalisinin tatlı su kaynaklarının darlığı sebebiyle yaşadıkları sıkıntılara değindi.

Belkıs Yasin, Ahvaz İnsan Hakları Örgütü adına yaptığı konuşmada, İran rejiminin cezaevlerinde ve gözaltı kamplarında tuttuğu Ahvazlı kadınların trajedilerini anlattı.

Sempozyuma, insan hakları örgütlerinin çoğunun temsilcileri ve aralarında insan hakları ve çevre sorunları ile ilgilenen Ahvaz İnsan Hakları Gözlemevi, EAHRO ve Sınırsız Barış Örgütü gibi bazı kuruluşlar ve insan hakları aktivistleri katıldı.