Yemen’deki BM yardım kuruluşları çalışanları suskunluklarını bozdular. 2014’ten bu yana Husi milisleri tarafından kontrol edilen alanlarda yardım çalışmalarına devam etmek ve ihtiyaç sahiplerine ulaşmak için çabalarken ihlal edilen insani hak ve özgürlüklerini kamuoyu ile paylaşan çalışanlar, “işçi protokolünün korunmasının neden hayata geçirilmediğini bilmediklerini” söylediler.
Diplomatlar ve BM yetkilileri yaptıkları açıklamada, Husiler tarafından uluslararası personele karşı yürütülen bir dizi “sindirme” politikasına yönelik olarak uluslararası ve yerel personeli korumak için BM Genel Sekreterliği hareket etmeye çağrıldı.
Yemen’in BM Daimi Temsilcisi Halid el-Yemeni, açıklamayı teyit ederek geçen yıl 17 Kasım’da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e “çetelerin gerçekleştirdiği ihlaller” ile ilgili bir mesaj gönderdiğini hatırlattı.
Yemen’deki BM personelinden BM İnsan Hakları Genel Sekreter Yardımcısı Andrew Gilmore’a gönderilen yeni mesajda, “Husi grubunun kontrolü altındaki bölgelerde uluslararası personelin ve aynı zamanda organizasyon için çalışan yerel personelin durumunun ağırlığı” anlatıldı. Ayrıca Genel Sekreter “bu ağır ihlalleri soruşturmaya ve ihlalleri yapanları sorumlu tutmaya” çağrıldı.
Konu hakkında değerlendirmede bulunanYemen İnsan Hakları Bakanı Dr. Muhammed Askar, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İhlaller, Yemen’de insani yardım çalışmaları yürüten herkes için büyük sıkıntılar oluşturuyor. Bu, Uluslararası Devlet Memurlarının Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin (1973 Sözleşmesi) ciddi bir ihlalidir. Bu tehlikeli bir göstergedir. Çünkü Husi milisleri DEAŞ ve El Kaide gibi oldu. Bu akıl dışı bir davranıştır. Devlete ve uluslararası kararlara saygılı değiller. Sözleşme şartlarının başında uluslararası personeli korumak geliyor.”
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiser Yardımcısı Kate Gilmore, BM Cenevre Ofisi’nde devam eden İnsan Hakları Konseyi’nin 36. oturumunda üye ülkelere hitaben yaptığı konuşmada, son üç yıldır Yemen’de insani durumun giderek kötüleştiğini ve çatışmaların nüfus üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu duyurmuştu.
“Dünyanın en büyük insani krizi Yemen’de yaşanıyor” diyen Gilmore, 27,4 milyon olan toplam nüfusun 18,8 milyonunun insani yardıma ihtiyaç duyduğuna dikkati çekmişti.
Gilmore, sivillerin 10,3 milyonunun çok acil yardıma ihtiyacı bulunduğunu, 7,3 milyonunun da kıtlığın ve açlığın eşiğinde olduğunu bildirmişti.
2014’ten bu yana 5 binden fazla sivil öldü
Gilmore, 2014’ün nisan ayından bu yana ülkede çıkan çatışmalarda Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Yemen Ofisi’nin 5 binden fazla sivilin öldüğünü ve yaklaşık 9 bin sivilin yaralandığını tespit ederek belgelediğini aktardı.
Bu sayının çok daha üzerinde sivilin öldüğünü tahmin ettiklerini vurgulayanGilmore, 3 milyondan fazla insanın da evlerini terk etmeye zorlandığını kaydetti.
.
Yemen’deki felaketin “insan yapımı” olduğuna işaret eden Gilmore, halkın giderek fakirleştiğini ve ülkedeki insani durumun günden güne daha da kötüleştiğini dile getirdi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yayımladığı raporda, kolera salgınının ortaya çıktığı 27 Nisan’dan bu yana ülke genelinde 704 bin 544 şüpheli vaka görüldüğü ve salgın nedeniyle 2 bin 103 kişinin öldüğü belirtilmişti.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın yaşandığı Yemen’de Husiler ve onlara destek veren eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih yanlıları ile Suudi Arabistan öncülüğündeki Koalisyon güçlerinin destek verdiği meşru yönetim yanlısı gruplar arasındaki çatışmalar, ülkenin çeşitli kentlerinde devam ediyor.