2231 sayılı karardan yaklaşık üç yıl sonra ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Rosemary DiCarlo, Güvenlik Konseyi üyelerini, “İran nükleer programına ilişkin kapsamlı eylem planının bir yol ayrımında olduğu” konusunda uyardı.
Washington, uluslararası ortaklarına, İran’ın Ortadoğu’daki “kötü niyetli davranışlarına” yanıt olarak yaptırım uygulamaları için çağrıda bulundu.
Güvenlik Konseyi, ABD Başkanı Donald Trump’ın 8 Mayıs’ta “BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri ve Almanya’dan oluşan 5+1 Grubu ile İran arasında imzalanan anlaşmadan çekilmesinin ardından” ilk kez toplanıyor.
Haley: Endişe veren deliller var
ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Nikki Haley, Güvenlik Konseyi toplantısı öncesi yaptığı açıklamada, “Bu raporda, İran’ın Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal etmeye devam ettiği konusunda endişe veren deliller var ama şaşırtıcı değil” dedi. Ayrıca Haley raporun, İran rejiminin Ortadoğu’ya silah göndermeye devam etmesi ve Güvenlik Konseyi kararlarını açıkça ihlal etmesi ile ilgili bugüne kadarki en güçlü kanıtı ortaya koyduğunu söyledi.
İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ifade eden Haley sözlerini şöyle sürdürdü; “İran rejimi, terörizmi desteklemek ve bölgeyi istikrarsızlaştırmak için Hizbullah’a bağlı Husilerin yanı sıra Hamas ve Esad rejiminin yerel ihtiyaçlarının büyük bir kısmını karşılıyor.” ABD’nin, İran’ın ihlallerine ve yıkıcı eylemlerine izin vermeyeceğini vurgulayan büyükelçi, son raporda yer alan kanıtların, İran’ın meydan okuması karşısındaki eylemsizliğin sonuçlarını açıkça gösterdiğine dikkat çekerek, Güvenlik Konseyi üyelerinin ABD’nin tutumunu benimsemeleri çağrısında bulundu.
Rosemary DiCarlo toplantı sırasında, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 2231 sayılı kararının uygulanmasına ilişkin beşinci rapor hakkındaki görüşlerini sundu. DiCarlo, “Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) raporları, İran’ın, ortak çalışma planı şartlarını (16 Ocak 2016’da anlaşmanın yürürlüğe girmesinden bu yana) ihlal etmediğini gösteriyor” dedi.
Anlaşma yol ayrımında
Anlaşmanın şu an bir yol ayrımında olduğunu ifade eden DiCarlo, BM Genel Sekreteri’nin ABD’nin anlaşmadan çekilmesinden duyduğu üzüntüyü yineledi. Ayrıca üye devletlerin, Tahran’ın 2231 sayılı kararın B Eki’nde yer alan kısıtlayıcı hükümlerle çelişen faaliyetleri hakkındaki endişelerini dikkatle gözden geçirmelerini talep etti.
BM yetkilisi, raporda yer alan, ‘iki İran füzesinin fırlatılması’na ilişkin bilginin Suudi Arabistan tarafından verildiğini söyledi. Yetkili, füzelerle ilgili toplanan bilgilerin Suudi Arabistan’ın verdiği bilgilerle tutarlılık gösterdiğini sözlerine ekledi.
Yetkili ayrıca, BM değerlendirmelerinin, Suudi Arabistan’ın Yanbu ve Riyad şehirlerine Temmuz 2017’den bu yana fırlatılan 5 roketin parçalarının İran yapımı Kıyam-1 füzesi ile önemli ölçüde benzerlikler taşıdığını ve bu füzelerin bazı parçalarının İran’da yapıldığını ifade etti. 16 Ocak 2016’dan sonra Bahreyn’de ele geçirilen silahlar ile ilgili Birleşmiş Milletler testi hakkında konuşan BM yetkilisi, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından yakalanan patlayıcılarla dolu bir tekne hakkında ayrıntılı bilgi elde ettiğini söyledi. Yetkili, Birleşmiş Milletler Sekreterliği’nin, test edilen bazı silah ve malzemelerin İran’da üretildiğine emin olduğunu, fakat malzemelerin İran’dan 16 Ocak 2016 ‘dan sonra taşındığını doğrulayamadığını belirtti.
DiCarlo, İsrail’den aktarılan bilgiler arasında, “İran’a ait bir İnsansız Hava Aracı’nın Suriye’den fırlatıldığı ve 10 Şubat 2018’de İsrail hava sahasına girdikten sonra düştüğü bilgisi var” dedi.
Buna karşılık AB’nin BM Daimi Temsilcisi Joao Vale de Almeida, “Etkili bir nükleer anlaşmanın tasfiyesi, bizi diğer meseleleri tartışmak için daha iyi bir konuma getirmiyor” dedi. Nükleer anlaşmanın sürdürülmesi çağrısında bulunan Almeida, İran’ın Ortadoğu’daki nüfuzu ve balistik füzelerle ilgili sorumluluklarının tartışılmasını istedi.
Güvenlik Konseyi üyelerine ‘Bize katılın’ çağrısı
ABD’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Jonathan Cohen, “İran, terörist gruplara ve onlara tabi güçlere verdiği destekle Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırmaya devam ediyor” şeklinde konuştu. Genel Sekreterin raporunun rahatsız edici bir tablo çizdiğini ifade etti.
Cohen, “Konseyin kararlarını sürekli olarak ihlal eden bir ülkeye karşı yaptırım kararlarını uygulamak görevimizdir” diyerek, konsey üyelerine, İran’ın Ortadoğu’daki kötü niyetli eylemlerine karşı uygulanacak yaptırımlar konusunda kendilerine katılmaları çağrısında bulundu. Ayrıca İran’ı, Husilere balistik füze tedarik ederek Yemen’deki uluslararası silah ambargosu kararını ihlal etmekle suçladı.
Fransız delege François Delattre, “Bu büyük kazanımın çöküşü, bölge için tehlikeli olduğu kadar, hepimizin güvenliğine yönelik ciddi sorunlara da yol açabilir” dedi.
Rusya raporu eleştirdi
Rusya’nın BM Büyükelçisi Vasili Nebenzya, Genel Sekreterin raporunu, “Ölçüden yoksun ve İran’a karşı asılsız suçlamalar içeriyor” diyerek eleştirdi. Güvenlik Konseyi’nin izni olmaksızın 2231 sayılı karar ihlallerinin soruşturulmasını reddeden Nebenzya, Washington’un İran’a karşı tek taraflı yaptırımlarının 2231 sayılı kararı ihlal ettiğini söyledi.
Kuveyt: Suudi Arabistan’a fırlatılan füzeler İran’dan geliyor
Kuveytli delege Mansur El Uteybi, eylem planının Ortadoğu’nun tüm kaygılarını ele almadığına dikkat çekti. Genel sekreterin değerlendirmesi ile ilgili endişelerini dile getiren Uteybi, Yemen’den Suudi Arabistan’a fırlatılan füzelerin İran’dan geldiğini belirtti.
İngiltere, yasadışı transfere dikkat çekti
İngiltere BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce, Genel Sekreterin raporuna işaret ederek, Konsey’in onayı olmaksızın İran’a yapılan sevkiyat hakkında bilgiler içerdiğine atıfta bulundu. Pierce, Birleşmiş Milletlere, iddia edilen söz konusu transferleri araştırması ve rapor etmesi için çağrıda bulundu. Ayrıca Pierce, Genel Sekreterin “Husilerin Yemen’de kullandıkları balistik füze teknolojisi, İran’dan getiriliyor” ifadesi hakkında şunları kaydetti; “İngiltere bunu, 2231 ve 2216 sayılı kararların ihlali ile ilgili değerlendirmesinde dile getirdi.”
“Avrupa’ya yönelik tehdit arttı”
Almanya’nın BM Büyükelçisi Christoph Heusgen, ABD’nin anlaşmadan çekilmesinin ardından bölgedeki durum kötüleştiğini, Avrupa’nın güvenliğine yönelik tehditler arttığını belirtti. Heusgen, eylem planının dışına çıkmanın, etkin çoğulculuğu ve ilkelere dayanan çok yönlü sistemi baltalayacağını ifade etti.
“İran halkının hak ve menfaatleri garanti edilmeli”
İran misyonu, toplantının ardından, ortak kapsamlı eylem planından çekildiğini açıklayan bildiriyi Twitter’da yayınladı ve “İran halkının hak ve menfaatleri garanti edilmediği takdirde, kuşkusuz uygun olan yapılacaktır” açıklamasında bulundu.
Misyon, ABD yaptırımları ile ilgili, “Ortak kapsamlı eylem planı çerçevesinde belirlenen İran’ın yükümlülüklerini kısmen yahut bütünüyle iptal etmiş oldu” değerlendirmesinde bulundu.