Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na bağlı Üçüncü Komite olan Sosyal, İnsani ve Kültürel İşler Komitesi, geçtiğimiz Salı günü, ‘İran’da İnsan Hakları’ konulu taslağı oylamaya sundu. Taslak 83 oyla kabul edildi.

Karar metninde, BM Genel Kurulu, İran’daki idam cezası uygulaması konusunda ciddi endişelerini dile getirirken, her çeşit ayrımcılığın, kadın ve kız çocuklarına yönelik hak ihlallerinin sonlandırılması hususunda İran’a çağrı yaptı.

Karar, BM’nin İran’daki insan hakları durumuyla ilgili yayınladığı son rapora dayandırıldı.

Öte yandan BM Genel Kurulu tarafından yapılan açıklamada, idam cezasındaki artış ve cezanın uygulanışı sebebiyle derin bir endişe duyulduğu, zira gençlerin ve 18 yaş altı çocukların da bu cezaya tabi tutuldukları, cezanın tehlikeli sonuçlar doğurmayan suçlar için de verildiği belirtildi.

Suudi Arabistan BM Daimi Temsilcisi Abdullah el-Muallimi de, “İran, Irak ve Lübnan’da rol oynamaktadır. İran yönetimi, birçok kişiyi bulundukları şehirden çıkarma konusunda mezhepsel bir yol izliyor. Böylece bu bölgelerin, yüzlerce yıllık yapısını değiştiriyor” açıklamasında bulundu.

Konuşmasında ülkesinin bu kararı desteklediğini belirten el-Muallimi, İran’da azınlıkların tutuklanması ve işkence yapılması gibi birçok hak ihlalinin yaşandığına dikkat çekti.

İran yönetiminin ihlallerinin, mezhepsel temizlik uygulamalarıyla belirli mezheplere mensup insanların yaşadığı köy ve kasabalardan çıkarıldığını ve Araplara karşı ayrımcılık yapıldığını, belirtirken, bu ihlallerin Suriye’ye kadar uzandığını kaydetti. El-Muallimi, İran temsilcilerinin yaptığı açıklamaları reddederek, “Komite, İran yönetimin sorumlu olduğu binlerce ölüm hikâyesini anlatabilir” dedi.

El-Muallimi, “İranlı yetkililer, Ahvaz’daki Arapların haklarını ciddi şekilde ihlal etti. Bölgenin demokratik yapısını değiştirmek amacıyla halkı göçe zorladılar” ifadelerini kullandı.

İran Ulusal Güvenlik Konseyi’nin, 2016 yılında Devrim Muhafızları lideri tarafından sunulan bir projeyi onayladığını da belirten El-Muallimi, projenin, Ahvaz’daki Arapların üçte ikisinin bölgeden çıkarılmasına neden olduğunu kaydetti.

El-Muallimi konuşmasını şöyle sürdürdü; “Uluslararası toplum, 1988’de İran rejimi tarafından uygulanan infazları unutmamalıdır. O tarihte, 30 bin İranlı tutsak öldürüldü. İnfazlar, mahkûmların aileleri arasında yankı bulmaya devam ediyor.”

Öte yandan Komite ise, İran rejimine, idamın kanun ve uygulamadan kaldırılması ve keyfi tutuklamaların sonlandırılması çağrısında bulunurken, aynı şekilde hiç kimseye karşı insanlık dışı veya aşağılayıcı muamelede bulunulmaması çağrısı yaptı.

BM tarafından yayınlanan kararda, ‘cezaevlerindeki zor koşullar, yetersiz tedavi ve ölüm riski’ eleştirilirken, yetkili makamlara da “ifade ve inanç özgürlüğü ve toplumsal konulardaki kısıtlamaları sonlandırma” çağrısında bulundu. Kararda ayrıca, ‘Siyasi muhaliflerin, insan hakları savunucularının, kadın hakları savunucularının, azınlıkların, emek liderlerinin, öğrenci hakları aktivistlerinin, film yapımcılarının, gazetecilerin, blog yazarlarının, sosyal medya sitesi yöneticilerinin, dini liderlerin, sanatçıların, avukatların, bilinen ve bilinmeyen dini azınlıklara mensup kişiler ve ailelerinin’ taciz ve yıldırma gibi işkencelere maruz bırakılmaması istendi.

Ayrıca kararda, bu meşru hakları savundukları için tutuklanan ve acımasız cezalara çarptırılan kişilerin serbest bırakılması çağrısında da bulunuldu.