Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bölge, Trump’ın kararlarından dolayı patlar mı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Önceki ABD Başkanı Barack Obama ve 5 Batılı hükümetin İran’la imzaladığı nükleer anlaşma (JCPOA), gelecek yıllarda uzun süre tartışma konusu olmaya devam edecek. Nükleer anlaşma, İran’ın gerçekleştirdiği nükleer hakikati itiraf etmenin sonucunda mı yoksa verimsiz kötü müzakerelerin sezaryen ameliyatı sonrasında mı ortaya çıktı?

Obama yönetiminde çalışmış ve bölgeyi bilen deneyimli diplomat Dennis Ross, anlaşmanın varlığıyla dünyanın daha iyi olduğunu ve kaosun Donald Trump’ın görevi devralması ve nükleer anlaşmaya savaş açmasıyla başladığını düşünüyor. Belki de nükleer anlaşmayla ilgili farklı görüşler var. Bir tarafta anlaşmayı övenler ve anlaşmanın İran’ın nükleer askeri projesini sınırlandırdığını düşünenler, diğer tarafta ise bölgeyi Tahran rejimine terk ettiği için anlaşmayı eleştirenler var.

Bana göre nükleer anlaşmanın olumlu yönleri mevcut. Fakat İran’ın işlediği suçlardan dolayı anlaşmayı temize çıkarmak mümkün değil. Müzakereciler, uranyum zenginleştirmesinin durdurulması karşılığında yaptırımları egoistçe kaldırdılar. Tahran, birdenbire açık bir kapı bularak kafesin dışına çıktı. İran’a bağlı binlerce savaşçı milis ve birlikler, dışarıda savaşmaya gitti. Ekonomik ve askeri yaptırımların tesis ettiği uluslararası bariyer yıkıldı. Çizilen sınırlar kumda sona erdi. Bölge ve dünya ülkelerinin tutumu, İran’ın davranışlarını belirliyordu.

İran Dışişleri Bakanını, Avusturya’nın başkenti “Palais Coburg” otelindeki odasının balkonundan anlaşma belgelerini elinde tutarak sevinçten havalara zıplarken gördüğümüz gün bölgesel düzen çöktü. İran’a bağlı birlikler, müzakere sürecinde ve sonrasında bölgede görülmemiş bir şekilde konuşlandı. Zira İran’a bağlı birlikler, önceden Lübnan ve Gazze çevresinde faaliyet göstermekle yetiniyordu. İran, Suriye sahasında en büyük güce sahip olmaya başladı. İranlı komutanlar, Irak’taki savaşları komuta ederken görünüyor. İran füzeleri, Cidde, Mekke ve Riyad’a doğru fırlatılıyor. Tahran, Lübnan’daki siyasi hâkimiyetini de sağlamlaştırdı.

Ross, İsrail’e füze fırlatmak, insansız hava aracı göndermek ve Suudi Arabistan şehirlerine doğru füze fırlatmak gibi İran’ın Trump dönemindeki cesur zorbalıklarının Trump’ın Tahran’a yönelik şiddetli tutumlarına karşı bir tepki olduğunu düşünüyor. Fakat buradan, bölgeden gördüğümüz hakikat, bunun tersini söylüyor. İran’ın çatışma seviyesini artırmasının temel nedeni, Obama yönetimine karşı yaptığı gibi Trump yönetimine baskı yapmaktır. Obama yönetimi, Tahran rejimiyle yaşanan her krizde geri adım atıyordu. Tahran rejimi, Irak ve Suriye’de çatışarak Obama yönetimine şantaj yapabileceğini anladı. Bu durum, Amerikalı denizcilerin gözaltına alınıp daha sonra aşağılayıcı bir şekilde serbest bırakılmasına kadar gitti.

Trump’ın Suriye’de İranlılarla askeri bakımdan savaşmamayı tercih ettiği doğrudur. Ancak Trump, İranlıların Suriye’deki savaşı kesin olarak kazandıklarına inanarak kutlama yapmalarının ardından Tahran’a baskı yapmak için siyasi ve askeri bir koalisyon kurmayı başardı. Trump, İsrail’e alan açtı, Suriye’deki silahlı muhalif grupları destekledi, Rusya’ya baskı yaptı, İranlıların ve İran’a bağlı milislerin Suriye’de kalması halinde ayakta kalmayacağı konusunda Esed rejimini uyardı.

Böylece İran’a ve İran’ın önceden savaşlar kazandığı bölgeler olan Irak, Suriye, Gazze ve Yemen’deki vekillerine cehennemin kapıları açıldı. Trump yönetimi, Ortadoğu’da çatışma bölgelerine doğrudan askeri olarak müdahale etmeden İran’la çatışmaya karar verdi. Ardından Trump, bu kararını nükleer anlaşmadan çekilme kararıyla taçlandırdı. Bu, 1970’lerin sonunda meydana gelen devrimden bu yana İran’ın yaşadığı en büyük başarısızlıktı. Trump’ın bu kararı içerisinde ekonomik yaptırımları yeniden etkinleştiren uygulamalar ve İran’ın tekrar anlaşmayı kabul etmesi için 12 zorlu şart var.

Ross, Trump’ın bölgeyi korkunç bir patlamaya ve büyük bir savaşa doğru götürdüğünü düşünüyor. Muhtemelen İran, çekişmeye girecek ve çatışma seviyesini yükseltecektir. Fakat İran, bedelin eskisinden daha ağır olduğunu biliyor. Trump, tek bir kurşun atmadan rejimi yaraladı. Kısıtlamalar, İran parasının değer kaybetmesine neden oldu. Öyle ki bu durum, rejimin varlığı konusunda içeride tehlikeli bir endişe kaynağına dönüştü.