Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Bölgesel-uluslararası dönüşümler ve Körfez | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Körfez Kalkınma Forumu’nun 38. buluşması 2-3 Şubat 2018 tarihlerinde Kuveyt’te düzenlendi. Sempozyumun başlığı “Körfez ve Bölgesel-Uluslararası Dönüşümler” idi. Bu buluşmada Körfez ile ilgili 6 araştırma konusu ele alındı.

Körfez forumunda ele alınan konulardan bahsetmeden önce 38 yıl önce kurulan Körfez forumunun temel hedefinin, kalkınma konusunda bölge halkı ile iletişim kurmak, kalkınma konularını araştırmak ve kalkınma engellerini analiz edip bu engeller için çözüm aramaya yoğunlaştıracak bilimsel ve fikri bir ortam meydana getirmek olduğuna işaret etmek uygun olacaktır. Söz konusu foruma iş adamları, eski bakanlar, akademisyenler, gazeteciler, yazarlar ve Körfez’deki kalkınmayla ilgilenen herkes katıldı.

Sempozyumda ele alınan birinci araştırma konusu, “ABD Politikasının İşbirliği Konseyi Ülkelerinin Dış Politikaları Üzerindeki Etkisi” başlığıyla Kuveyt’ten Dr. Hamad el-Sanyan’a ait. Yazar, araştırmasında şu soruyu soruyor; Büyük güçlerin bölgesel müttefiki, niçin bazen kararlı bazen de daha az kararlı bir dış politika benimsiyor? Yazar, tezinde şunlara değiniyor; Suudi Arabistan’ın dış politikadaki kararlılık seviyesi bölgedeki ABD’nin dış politikasının etkisiyle ters orantılıdır.

Yazar, ABD politikasının ABD’nin müttefik rejimlerini teşvik ederken ABD’nin olumsuz politikasının ise bunun tersini yaptığını dile getirdi. ABD politikası, doğrudan ya da dolaylı olarak körfez ülkelerine zarar vermediği zaman körfez ülkelerinin tutumunda ABD politikasının herhangi bir etkisi olmayacaktır.

İkinci araştırma konusu ise “Büyük bir güç olarak Çin’in ortaya çıkışının İşbirliği Konseyi ülkelerindeki ekonomik kalkınmaya etkisi” başlıklı Birleşik Arap Emirlikleri’nden(BAE) Dr. Şeyha el-Şemsi’ye ait. Yazar, ele aldığı konuda Çin’in geçen 30 yılda en hızlı kalkınan devlet olduğunu, milli gelir oranının yüzde 10’u geçtiğini ve bunun da ABD’den sonra dünyada ikinci büyük ekonomiye sahip olmasını sağladığını ifade etti. Güvenli ve düşük maliyetli enerji kaynaklarını garanti altına almaya çalıştığı bir ortamda Çin, Ortadoğu devletleriyle özellikle de Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle ve İran’la ilişkisini sağlamlaştırmaya gayret gösterdi.

Yazar, Çin’in büyük bir güç olarak ortaya çıkışını ve dış ticaretinin geliştiğini açıklayarak Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleriyle ilişkisinin geliştiğine atıfta bulundu ve Çin’in İşbirliği Konseyi ülkelerindeki ekonomik kalkınmaya olan etkisine değindi. Ayrıca yazar, Çin’le körfez ülkeleri arasındaki ticaret hacmini ele aldı. 1998 yılında İşbirliği Konseyi ülkeleriyle Çin arasındaki ticaret hacmi, 42,47 milyon dolara ve 2013 yılında ise 1. 653 milyar dolara ulaştı.

Çin’in körfez ülkeleri üzerinde büyük bir etkisi var. 2016 yılında karşı karşıya kaldığı ekonomik durgunluktan dolayı Çin’in petrole olan talebinin azalması, petrol fiyatlarının gerilemesine neden oldu. Öyle ki petrol fiyatları, 100 dolarken beklenmedik bir şekilde 30 dolar seviyelerine kadar düştü. Bu da İşbirliği Konseyi ülkelerinde ekonomik kalkınmayı etkiledi. Çin’in ekonomik anlamda yükselmesinin körfez ülkelerine olumlu etkileri bulunuyor. Şöyle ki Çin, körfez ülkelerine imalat tekniklerinde gelişme gerçekleştiren teknoloji ve bilgi transferi için kaynak sağlıyor. Dolayısıyla bu da gelirin yükselmesine katkı sağlıyor. Körfez ülkeleri, Çin’de mevcut olan petrokimya sanayiden faydalandı.

Çin’in olumsuz etkileri ise körfezi düşük fiyatlarda sanayi tüketim ürünleriyle doldurmasıdır. Bu da yerel sanayi ürünlerinin piyasaya sürülme olanaklarını azaltıyor.

Üçüncü araştırma konusu ise BAE’den Fatma el-Şemsi’ye ait. Yazarın araştırma konusu, küresel yenilikler ve İşbirliği Konseyi ülkelerindeki kalkınma zorlukları hakkındaydı. Yazar, dönüşüm ve modernizmi gerçekleştirmek için yabancı yatırımların ve petrol gelirinin katkılarını açıkladı. Zira İşbirliği Konseyi ülkeleri, hızlı ekonomik kalkınmayı, tüketim ihtiyaçlarını, yerel yatırım faaliyetlerini sağlamak, beşeri ve maddi altyapıyı geliştirmek ve iş olanakları oluşturmak için petrol rezervlerini kullandı.

Ayrıca yazar, Çin, Hindistan ve bazı Asya ülkelerinin öncülüğünde ekonomik bir güç olarak Asya’nın yükselişinin yanı sıra küresel durgunluğa, yabancı yatırımın zayıflığına, Avrupa ve ABD’deki zayıf ekonomik iyileşmeye atıfta bulundu. Petrol fiyatlarının şu anki süreçte 100 küsur dolardan 30 dolara gerilemesinin körfez ülkelerini kesinlikle etkileyeceğinin altını çizdi.

Ekonomi ve İslami finansın rolü ve kalkınmayla ilgili olan dördüncü araştırma konusunu ise Kuveyt’ten Dr. Hamid el-Hammud el-Aclan sundu. Yazar, İslami finansa yatırılan toplam mevduatın 3,4 trilyon dolara ulaştığını belirtti. Ekonomi ve İslami finans konusunun ve bunların kalkınmadaki rollerinin tartışma konusu olarak kalmaya devam edeceğine atıfta bulunarak bu hususta iktisatçılar ve İslami finansa yatırım yapanlar da dâhil Müslümanların farklı görüşlere sahip olduğunu dile getirdi. Söz konusu araştırma konusu bu tartışmaya yoğunlaştı.

Son araştırma konusu ise Suudi Arabistan’dan Dr. Hatun Ecved el-Fasi’ye ait. Yazarın araştırma konusunun başlığı ise Suudi Arabistan’da siyasi ve sosyal dönüşümler ortamında körfez yurttaşlığı idi. Yazar araştırmasında “Körfez kadını, kadının rolünü ve itibarını azaltan geleneksel sosyal yapıdan göreceli olarak tarafsız yurttaşlık ortamına nasıl çıkabilir?” sorusuna odaklandı.

Sunulan bütün araştırma konularını açıklamak için yeterli alanın bulunmamasından dolayı özür diliyoruz.