Dünya borsalarını iki hafta boyunca etkisi altına alan türbülans, bu hafta yerini dengelenme ve yükselişe bıraktı.
ABD borsalarından başlayarak dünya geneline yayılan borsalarda sert düşüş, kurlarda oynaklık ve faizlerdeki yükseliş eğiliminin ardından bu hafta görece olarak daha sakin bir seyir ve yükselişler görüldü. ABD borsaları, iki haftada yaklaşık yüzde 9 değer kaybetmesi sonrasında bu hafta yüzde 4 yükselirken, Avrupa borsaları ortalama yüzde 3, BIST 100 endeksi de yüzde 2,6 değer kazandı.
Pay piyasalarındaki düşüş ve artan oynaklığın en büyük sebeplerinden biri olarak gösterilen ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükseliş eğiliminin, açıklanan makroekonomik verilerin desteği ile bu hafta da devam etmesine karşın pay piyasaları pozitif bir seyir izledi.
ABD 10 yıllık tahvil faizleri, açıklanan makroekonomik verilerin ABD Merkez Bankası’nın (Fed) öngörülenden daha hızlı faiz artırımına gidebileceği beklentilerini artırması ile 6 haftalık yükseliş serisini bu haftaya da taşıyarak, yüzde 2,94 ile 4 yılın zirvesine çıktı.
“Korku endeksi” olarak adlandırılan VIX endeksi ise 6 Şubat’ta 50 seviyesinin üzerini test etmesi sonrası düşüşe geçerek bu hafta 17-20 bandına kadar geriledi. Analistler, yükselen gelişmiş ülke faizlerine karşın dolar endeksi ve VIX endeksindeki gerilemenin yatırımcıların risk algısını olumlu yönde etkilediğini ifade etti.
Artan risk iştahının en önemli etkisinin hisse senedi piyasalarında görüldüğüne dikkati çeken analistler, küresel ekonomideki güçlenmenin devam edeceğine ilişkin artan beklentilerin alımları güçlendirdiğini dile getirdi.
Borsa İstanbul da ABD’den başlayarak dünya geneline yayılan dalgalı seyirden üzerine düşeni alarak iki haftalık düşüşü ile yaklaşık yüzde 6 gerilemesi sonrasında bu hafta yüzde 2,57 değer kazandı. Dolar/TL ise Aralık 2017’den bu yana etkili olan 3,74-3,85 bandındaki dalgalı seyrini sürdürdü.
“Zayıf dolar endeksi piyasaların yeni fiyatlamalara alışmasına imkan tanıyor”
Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal piyasalardaki korkunun tamamen ortadan kalkmasa da son demlerinin yaşandığını kaydetti.
ABD’de 10 yıllık tahvil faizlerinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3 bandına yaklaşması beklenirken, enflasyon beklentilerin artması sonucu çok hızlı bir şekilde şubat ortasında bu seviyelere yükselmesinin dünya borsaları ve para piyasalarında neden olduğunu korkunun son demlerine yaklaşıldığını ifade eden Atılal, “ABD’de bütçe açığı beklentilerinin yarattığı tedirginlikle 92 seviyesinin altında seyreden dolar endeksi, piyasaların yeni fiyatlamalara alışmasına imkan tanıyor.” dedi.
Atılal, VIX endeksinin de ortalamalarının üstüne çok hızlı çıkıp ardından neredeyse aynı hızla geri çekilmesinin kısa vadede hızlı karar almanın önemini artırdığını belirterek, bir dengelenme sürecinden geçildiğini, bu sürecin mart ortalarında bitmesini beklediğini kaydetti.
21 Mart’taki Fed toplantısından önce büyüme ve enflasyon görünümünün ve buna merkez bankalarının nasıl reaksiyon göstereceğinin piyasaların yönü üzerinde ana belirleyici olacağını dile getiren Atılal, Fed toplantısında önce Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 7 Mart ve Avrupa Merkez Bankası’nın 8 Mart’taki toplantılarından bir aksiyon beklenmediği için gözlerin ABD’den gelecek verilerde olacağını söyledi.
Atılal, BIST 100 endeksinin 121.531’i gördükten sonra girdiği düzeltme sürecinin 50 günlük ortalamalarda dengelendiğini hatırlatarak, 114.400 -112.500 aralığında alımların güçlendiği bir sürecin yaşandığını vurguladı.
Borsa İstanbul’un, gelişmekte olan ülke borsalarına göre 2018 tahmini fiyat/kazanç (F/K) oranındaki yüzde 37’lik iskonto oranıyla yatırımcılar için oldukça cazip fırsatlar barındırdığını belirten Atılal, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Gelişmekte olan ülke varlıklarına gelen tepki alımlarının dolar endeksindeki zayıflama ile güçlenip para girişinin devam etmesi, dolar/TL’de gerçek kişilerin 9 Şubat haftasında döviz mevduatlarındaki azalmanın uzun bir aradan sonra ilk olma özelliğini taşıması ve kurun 3,7850 altındaki seyri, alternatif kar arayışındaki yatırımcılar için Borsa İstanbul’u cazip hale getirmiştir düşüncesindeyim. Zaten yılbaşından bu yana hisse senedi ve tahvile toplam 806 milyon dolar giriş görülmesi de bu düşüncemizi doğrular niteliktedir.”
Atılal, BIST 100 endeksinin 116.500 -117.300 bandının üzerinde kalıcılık sağlaması durumunda banka pay piyasaları öncülüğünde 119.500 -121.500 bandını hedeflemesinin şaşırtıcı olmayacağını belirterek, yatırımcıların oynaklığın halen yüksek olduğunu unutmamaları ve olası düşüşlerde tasarruflarını koruyacak zarar-kes (stop-loss) işlemlerini kullanmalarını tavsiye ediyor.
Fed toplantısı öncesinde çok sakin bir piyasa beklemek doğru olmaz”
Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan ocak ayı sonunda başlayan ve bu ayın büyük bir kısmını etkisi altına alan hisse senedi piyasalarındaki türbülansın, bu hafta yerini sükunete bıraktığını belirtti.
Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında hisse senetleri endekslerinin genel olarak yaşanan düşüşlerin ardından bir dengelenme sürecine girdiğini ve haftayı yükselişlerle tamamladığını ifade eden Doğan, “ABD hisse senetleri piyasası için yakından takip edilen VIX’in de bu dönemde 50’yi test ettikten sonra yeniden 20’nin altına gerilediğini gördük. 20’nin altındaki rakamları paniğin azalması şeklinde yorumlamak mümkün. Son yıllardaki hareketleri göz önünde bulundurduğumuzda buradaki olası yükselişlerde 20’nin üzerinde stresin artmaya başladığı 25’in üzerinde de yeni bir stres birikmesinin oluştuğu şeklinde değerlendirilebilir.” dedi.
Doğan, VIX endeksindeki hareketlerin izlenmeye devam edileceğini kaydederek, mart ayında faiz artırımına kesin gözüyle bakılan Fed toplantısı öncesinde çok sakin bir piyasa beklemenin doğru olmayacağını söyledi.
Fed’in mart toplantısına kadar, toplantıya yönelik beklentiler ve sonrasında bir süre toplantı kararlarının etkileri ile piyasalarda volatilitenin yüksek seyretmeye devam edebileceğine değinen Doğan, yurt içi piyasalarda da küresel risk iştahının etkili olduğunu belirtti.
Doğan, şimdiye kadar piyasalar üzerindeki etkisi oldukça sınırlı olsa da Suriye’de devam eden harekat ve bu harekat çerçevesinde oluşan uluslararası ilişkilerin de yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. AA