İngiltere’deki siyasi partiler, ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) çıkışı (Brexit) anlaşması için referandum yapılması çağrısında bulundular. Seslerini duyurabilmek için kampanya başlattılar. Kampanyanın İngilizlerin anlaşma hakkındaki görüşlerini açıklama hakları olduğu gerekçesiyle düzenlendiği kaydedildi.
BBC ve Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre, Halkın Oyu adı verilen referandum kampanyası, İngilizlere Brexit nihai üyelikten ayrılma anlaşmasının İngiltere için daha mı iyi mi yoksa daha mı kötü olduğuyla ilgili fikirlerini bildirme fırsatı vermeyi amaçlıyor.
Kampanya, İngiltere’nin başkenti Londra’da iktidardaki Muhafazakâr Parti, ana muhalefetteki İşçi Parti, Liberal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi’nden çok sayıda milletvekilinin yaptığı konuşma ile başladı.
Open Britain adlı hareket, Londra’nın yanı sıra Galler ve Avrupa’da faaliyet gösteren Brexit karşıtı yeni grupla birlikte 2016 yılında ‘AB’de kalalım’ diyenlerle ikinci bir referandum düzenlenmesine yönelik imza kampanyası başlatmış ve bir referandum düzenlenmişti. Hareket Direktörü James McGrory yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hükümetin yaptığı anlaşma iyi de olsa kötü de olsa bunu müzakere edeceğine inanıyoruz. Brexit önemli, ancak olmazsa olmaz bir süreç değil. Hükümetin ulaşacağı sonuç, referandum vaadi değil, gerçek bir anlaşma olacaktır. Bu anlaşma nihai bir anlaşma olmamalıdır. Brexit, ülkedeki herkesi etkileyecek. Bu yüzden 650 politikacının 65 milyon insanın geleceğine karar vermesine izin vermemeliyiz.”
Her ne kadar Brexit sürecinin tamamlanmasın bir yıldan az bir süre kalmış olsa da İngilizler arasındaki fikir ayrılıkları halen sürüyor. Haziran 2016’da İngiltere, Kuzey İrlanda ve İngiliz Milletler Topluluğu (Commonwealth) nüfusunun yüzde 52’si ve 15 yıldan bu yana İngiltere dışında yaşayan İngilizlerin katılımıyla gerçekleşen Brexit referandum İngiltere’nin AB’den çıkması yönünde sonuçlandı.
İngiltere 2019’un mart ayında AB’den ayrılacak ve ülke 2020’nin sonuna kadar Brexit sürecini tamamlayacak.
UKIP’de değişim sürüyor
Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) cumartesi günü iki yıl içinde dördüncü kez genel başkanını seçti. Göreve, şubat ayından bu yana geçici olarak parti genel başkanlığı görevini yürüten 64 yaşındaki milletvekili Gerard Batten getirildi.
Seçimlerinden hemen ardından yaptığı açıklamada, 12 ay sonra birden fazla adayın katılımıyla gerçekleştirilmesini istediği yeni seçimler için istifa etmek istediğini belirten Batten “13 Nisan 2019’daki seçimlerde gerçek bir rekabet ortamı oluşturulması için istifa etmeyi düşünüyorum. O zamana kadar yeni seçimlerde aday olup olmayacağımı düşüneceğim” diye konuştu.
Gerard Batten, genel başkan olarak görev yapacağı 12 aylık süre boyunca partinin mali ve örgütsel statüsünü yeniden düzenleyerek, ‘hayatta kalmasını’ sağlayacağını söyledi. UKIP’in iktidardaki siyasi yapıya tek muhalefet’ olduğunu vurgulayarak bugün kendilerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.
Batten, Prens Harry’nin nişanlısı hakkında yaptığı ırkçı açıklamaların ardından üyelerin oyları ile görevden uzaklaştırılan selefi Henry Bolton’ın ardından partinin geçici genel başkanlık görevini yürüttü.
Mali güçlüklerle karşı karşıya kalan UKIP, İngiltere’nin AB’den çıkışına ilişkin referandum sonrasında partinin genel başkanı olan Nigel Farage’ın istifa etmesinden bu yana dört kez genel başkan seçmek zorunda kaldı. Parti, Brexit kampanyasına aktif olarak katıldı. Ancak söz konusu dönemden bu yana hedeflerini net olarak belirleyemedi. Parti, İç bölünmeler ve birbirini takip eden seçim kesintileriyle zayıfladı.