Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Brexit… İngiltere’ye yöneltilmiş silah | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İngilizler, 2016’nın Haziran ayında Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmak (Brexit) için oy kullandıkları zaman o dönemdeki tartışmalar, İngiltere’nin böyle bir karar karşısında iktisadi, mali ve siyasi bakımdan ne kazanıp ne kaybedeceği konusuna odaklanıyordu. Referandumdan 29 ay sonra ise tartışmaların, söz konusu kararın İngiltere’nin birliğini etkileme olasılığı üzerine yoğunlaşacağını ya da hükümeti “boyun eğmek”, “kölelik” ve İngiltere’nin egemenliğini AB’ye kaptırmakla suçlayan seslerin yükseleceği birçoklarının aklına gelmedi.

Gittikçe büyüyen bölünme ortamında önceki gün İngiltere’nin AB’den ayrılma düzenlemeleriyle ilgili İngiliz ve Avrupalı müzakereciler arasında anlaşma taslağına varıldığının açıklanmasıyla birlikte en şiddetli sürece giren Brexit’le ilgili tam olarak bunlar meydana geldi. Farklı kesimler, kendi özel nedenleri ve hesapları yüzünden bu açıklamayı eleştiri yağmuruna tuttu. Ayrıca bu açıklama, parlamento içinde ve dışında önümüzdeki günlerde ve haftalarda daha geniş ve daha şiddetli itirazlarla karşı karşıya kalacak.

Başbakan Theresa May, şiddetli tartışmaların gölgesinde anlaşma taslağını kabul etmesi için hükümete baskı yaptı. Nitekim May, rakipleri tarafından tehdit edilen konumunu muhafaza etmek ve kurtarılabilecek şeyleri kurtarmak için hem müzakereler hem de bölünmüş hükümet ortamında söz konusu anlaşma taslağını son bir fırsat olarak görüyor. May, bakanları tek tek ofisine çağırarak onlara anlaşma taslağının en önemli maddeleriyle ilgili bir rapor verdi. May, Başbakanlık Ofisi’nde bakanların 500 sayfa olduğu söylenen anlaşma taslağını incelemelerine izin verdi. Fakat May, anlaşma taslağının bir nüshasını yanlarında götürmeleri konusunda bakanlara izin vermedi. Sanki May, bu şekilde davranarak anlaşmayı desteklemek ya da anlaşmaya varmadan AB’den ayrılmaya götüren tehlikeli durumla yüzleşmek için bakanların kafasına silah dayıyor gibiydi.

Fakat May, hükümetin anlaşma taslağına yönelik desteğini elde etse bile tartışma ve anlaşmazlıklarla kaynayan parlamentonun desteğini almak için çetin bir mücadeleyle karşı karşıya kalacak. Zira parlamentodaki çoğunluk, anlaşma taslağını desteklemeye hazır değil gibi. Jeremy Corbyn liderliğindeki muhalif İşçi Partisi’nin May’e can simidini uzatması mümkün değildir. Nitekim İşçi Partisi, May’i devirmek ve May’in partisini daha fazla iç çatışmaya sürüklemek için fırsat kolluyor. İşçi partililer, hükümet krizinin erken seçimlere götürmesini ümit ediyorlar. İşçi partililer, iktidara gelmek için erken seçimleri fırsat olarak görüyor. İşçi Partisi’nin gündeminde May’e krizden çıkmasına yardım etmek gibi bir madde yok. Çünkü bu durum, onların hesaplarına ve çıkarlarına hizmet etmiyor.

Muhafazakâr Parti içerisindeki Brexit yanlılarının 2016 Brexit referandum kararına “ihanet” olarak addedilen bir anlaşmayı desteklemeleri mümkün değildir. Brexit’i destekleyen kanat, May’in AB’li müzakerecilerle vardığı anlaşma taslağında hükümetin Brüksel’e tamamen boyun eğdiğini, Kutsal Cuma Anlaşması engelini aşmak ve İrlanda sınırını geçmek için Gümrük Birliği Anlaşması ortamında İngiltere’yi belirsiz bir süreye kadar Avrupa kararlarının hâkimiyetine soktuğunu düşünüyor. Aralarında eski Dışişleri Bakanı Boris Johnson’un da olduğu bu kanadın öncüleri, anlaşmayı ihanet etmek, egemenliği feda etmek ve AB’ye boyun eğmek şeklinde nitelendirerek anlaşma taslağının kabul edilmemesini talep ettiler. Ayrıca May’e darbe yapmak amacıyla hükümetteki Brexit yanlılarını istifa etmeye çağırdılar.

Yine İrlanda Demokratik Birlik Partisi, aralarında Brexit’le ilgili hususların da olduğu birtakım karar ve vaatler karşılığında parlamentoda oylanması için geçen yıl yapılan seçimlerin ardından May’le bir anlaşma imzaladı. Çünkü May, seçimlerde umduğu çoğunluğu elde edemedi. Bunun için May, parlamentoda İrlanda partisinden 10 milletvekilinin oylarına güvenmeye devam etti. Bugün İrlanda partisi, May’in AB ile ulaştığı anlaşmayı reddettiğini açıklayarak Kuzey İrlanda’nın durumunu ve İngiltere’nin birliğini tehdit ettiği gerekçesiyle hükümet karşıtı oylamaya hazır gibi. Bunun için İrlanda Demokratik Birlik Partisi, İrlanda bölgesinin Avrupa Gümrük Birliği içerisinde bırakılmasının bölgeyi İngiltere’nin geri kalanından ayırıp Avrupa kanunlarının kontrolüne koymak anlamına geldiğini düşünüyor. Parti sözcüsüne göre Theresa May, Avrupa ortak pazarını razı etmek için İngiltere ortak pazarının sonunu getirebilecek bir anlaşmayı onayladı. Ayrıca parti sözcüsü, May’in onayladığı anlaşma taslağının İngiltere’nin birlik ve bütünlüğünü tehdit ettiğine işaret etti.

Sorun şu ki May’in AB ile vardığı anlaşma taslağı, İskoç Ulusal Partisi’ni İskoçya’yı Avrupa pazarı içerisinde bırakmayı sağlayacak bir formatın kendisine verilmesini istemeye sevk etti. Zira İskoçyalıların çoğunluğu Brexit karşıtı oy kullandı. İstediğini elde edememesi halinde İskoç Ulusal Partisi, İskoçya’nın İngiltere’den bağımsız olması için yeni bir referandum yapmaya davet edeceği yönünde taahhütte bulundu.

Şu an Brexit savaşı, daha zor ve belki de daha tehlikeli bir sürece gidi. Theresa May, konumunu korumak için “uçurumun kenarı” politikasıyla ulaştığı anlaşma taslağının kabul edilmesi yönünde mücadele veriyor. Muhafazakâr Parti içerisinde anlaşmazlığın olduğu, İrlandalı müttefiklerinin güvenini kaybettiği ve İşçi Partisi’nin kendisini devirip onu erken seçim çağrısında bulunmaya mecbur bırakmak için pusuda beklediği bir zamanda bu durum, May’in aleyhine olabilecek bir girişimdir.

May, sonuçta bu çıkmazdan kurtulmak için başka bir yol aramaya mecbur kalabilir. Ortada en az bir veya iki alternatif bulunuyor. Bu alternatiflerden ilki, 2019’da Mart ayının bitmesinin ardından müzakereleri uzatmak için AB ile bir geçiş süreciyle ilgili bir anlaşmadır; yani taraflar arasındaki boşanmanın yürürlüğe girmesi için belirlenen zamandır. Diğer alternatif ise seçmenlerin May hükümetinin ulaştığı bir anlaşmaya göre Brexit’e devam etmek ya da İngiltere’nin AB’den ayrılması konusundaki zorlukların ve gerçeklerin ortaya çıkmasının ardından Brexit’ten vazgeçmek isteyip istemediklerine karar verecekleri yeni bir halk oylamasına yönelik çağrıdır. May, ikinci seçeneği tamamen reddettiğini açıklamasına rağmen bu seçenek, ikinci alternatifi destekleyenlerin çemberinin genişlemesi halinde May’in tek çıkış noktası olabilir.

May, inatçı bir politikacı olabilir. Fakat o, manevra ve ayakta kalma kabiliyetini ispat etti. Bundan dolayı Brexit savaşında erken seçimle ya da yeni bir referandumla seçmenlere başvurma seçeneği de dâhil olmak üzere bütün ihtimaller gündeme gelebilir.