Esed rejimine bağlı güçler Suriye’nin güney bölgelerindeki operasyonlarını sürdürüyor. Rusya ile müzakerelere başlayan muhalif gruplar ise sivillerin zarar görmemesi için garanti almak istiyor.
Suriye’nin güneyindeki Dera kentinin en büyük beldelerinden Busra el-Şam’da Esed rejimi ile Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı gruplardan Şebab es-Sünne’nin anlaşmaya varması bölgedeki muhalif gruplar arasında gerilime sebep oldu.
Söz konusu gruplar ve Rusya ile müzakereler gerçekleştiren muhalif heyet, Kremlin’den sivillerin zarar görmemesi ve Ürdün’e açılan Nasib Sınır Kapısı’na dair bazı garantiler almak istiyor.
Rusya muhaliflere 9 şart sundu
Geçen cumartesi günü Busra el-Şam’da Esed rejimi temsilcileri, Rus generaller ve Şebab es-Sünne örgütü lideri Ahmed el-Avde ile Kriz Yönetimi Komitesi yetkililerinin katıldığı bir toplantı düzenlendi. Rus generaller, toplantıda muhaliflere sözlü olarak 9 şart sundu.
Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgiye göre Rusya tarafından sunulan şartlar şunlar:
– Ateşkes ilan edilmesi
– Muhaliflerin ağır silahlarını anlaşmayı takip eden birkaç gün içinde teslim etmesi
– Hafif silahların tahliye esnasında teslim edilmesi
– Rus ve Suriye polis güçlerinin bölgeye girmesi
– Silahlı unsurların isimlerinin belirlenmesi ve Rusya’nın bu konuda garantör olması
– Muhalif gruplara ait koordinatların Suriye ordusuna verilmesi
– Sivillerin bulundukları bölgelerden çıkarılmaması
– Silahlı unsurların durumunun 10 gün içinde belirlenmesi
– Dera’dan Ürdün’e açılan Nasib Sınır Kapısı’nın uluslararası denetime açılması
Muhalifler toplantıda görüş alışverişinde bulunmak için süre talep ederken Rus tarafı da bu süre içinde ateşkes ilan edilmesini kabul etti.
Muhaliflerden 13 şart
Ancak muhalifler Rus tarafının şartlarını sözlü olarak aktarmasını kabul etmeyerek yazılı bir anlaşma talep ediyor. Söz konusu talebi şart koşanlar arasında özellikle Kriz Yönetimi Komitesi Başkanı Avukat Adnan el-Musalime ve Beşşar el-Zoubi başı çekiyor.
Şebab es-Sünne lideri Avde ise itirazlara rağmen anlaşmayı kabul etti. Yerine getirilmesini istediği 13 şartı şöyle sıraladı:
– Acil ve kapsamlı bir ateşkes sağlanması
– Ağır silahların teslimatının pazar günü başlaması
– Sivillerin Suriye ordusu unsurlarının bulunmadığı ya da Rus askeri polisi ve Kızılhaç komitesinin de olduğu yerlere geri dönmesine izin verilmesi
– Ağır ölçekli silahların kullanılmasına hemen son verilmesi ve sivillerin durumunun iyileştirilmesiyle teslim edilmesi
– Üzerinde uzlaşıya varılmış bir komite tarafından belirlenecek anlaşma bölgeleri oluşturulması
– Devlet müesseselerinin yeniden çalışmaya başlamasıyla birlikte bölgede Suriye bayrağının göndere çekilmesi
– DEAŞ ile savaşmak isteyen muhalif savaşçıların Suriye ordusuna bağlı baskın timinde görev alması
– Daha önce ordudan ayrılan ya da kaçak oldukları gerekçesiyle orduya katılması gerekenlere 6 ay süre verilmesi
– Devlet personellerinin yeniden işlerine dönmesine izin verilmesi
– İki tarafın karşılıklı olarak ölüleri ve esirleri teslim etmesi. Söz konusu teslimatın Astana garantörleri gözetiminde yapılması.
İlk “ceset takası” yapıldı
Tarafların sözlü olarak anlaşmaya varmasının ardında hükümet güçleri ile muhalifler arasındaki ilk ceset takası dün yapıldı. Anlaşmada yer alan devlet kurumlarının bölgeye dönüşü ibaresinden kastın Nasib Sınır Kapısı olduğu belirtiliyor.
Dera’da anlaşmayı kabul eden kasaba ve beldelerin sayısı 13’e ulaşırken Busra el-Şam anlaşmasına diğer muhalif grupların da katılıp katılmayacağı konusunda tartışmalar sürüyor.
Ancak anlaşmaya rağmen rejime ait savaş uçaklarının Dera’nın çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanlarını sürdürdüğü gözlendi.
Tartışmalar şiddetlendi
Anlaşmanın sözlü olarak yapılmasına tepki gösteren Kriz Yönetimi Komitesi Başkanı Avukat Adnan el-Musalime dün, Rusya ile sürdürülen müzakerelerden çekildiğini duyurdu. Musalime’nin ilanı Dera’daki muhalif gruplar arasında tartışmalara sebep oldu.
Musalime, konuya ilişkin yayınladığı bildiride bazı tarafların muhaliflerin samimi çabalarını istismar ederek kişisel çıkarlar peşinde koştuğunu iddia etti, eleştiri oklarını Şebab es-Sünne lideri Avde’ye yöneltti.
Bazı muhaliflerin ihanete varan ithamlarda bulunması üzerine açıklama yayınlayan Avde, sivillerin yerinde kalmasının silahların yerinde kalmasından daha iyi olduğuna dikkat çekti. Giderek azalan seçenekler arasından en iyisini seçmeye çalıştığını ifade etti.
Suriye’nin güneyinde ulaşılan anlaşmanın Doğu Guta ve Humus gibi bölgelerdeki anlaşmalardan farklı olduğu görüldü. Güney anlaşması, sivil ve muhalif unsurların bölgede kalmasını ön görürken diğer bölgelerdeki anlaşmalar sonucunda tahliyeler gerçekleştirilmişti.