Lübnan Güçleri (Ketaib) Partisi Genel Başkanı Semir Caca, Doğu Guta’ya kimyasal saldırı düzenleyen rejim güçlerini kınadı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) çağrıda bulundu.

Caca, Güvenlik Konseyi’ndeki daimi üyelerden bir kez dahi olsa kendi çıkarlarına göre davranmamalarını istedi. Suriye’deki tüm askeri operasyonların durdurulması için Birleşmiş Milletler Anlaşması’nın uluslararası barışın tehdit edilmesi, bozulması ya da bir saldırı eylemi gerçekleşmesi halinde alınacak önlemlere yönelik 7. bölümünün uygulanmasını istedi. Siyasi geçişin sağlanması için bu kararın uygulanması gerektiğine işaret eden Caca, Suriye krizini ekranlardan ve siyasi çıkarlardan ele almanın devam eden trajediye uygun olmadığını vurguladı. Siyasetin tarihe düşen dar çıkarlı hesaplardan oluştuğunu belirtti.

Caca açıklamasının devamında şunları kullandı:

“Kelimenin geniş anlamıyla ahlaki sorumluluk tüm dinlerin öğrettiği bir kavramdır. Bugün o Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin ofis kapılarını çalıyor ve vicdanlarına sesleniyoruz. Güçlünün zayıfı ezdiği, şiddet ve güç dengelerinin hüküm sürdüğü bir dünyanın çok da uzak olmayan bir zamanda orman kanunlarıyla yönetilen bir yere dönüşmesi bizi şaşırtmayacak.”

Lübnan’ın eski başbakanlarından Necip Mikati konuya ilişkin yaptığı açık şunları söyledi:

“Duma’daki siviller bir kez daha güçler arasındaki kanlı çatışmaların bedelini ödüyor. Kınamak yeterli mi? Suriyelilerin bu yaraları iyileşmek için mi kanıyor? Masum insanları öldürmeyi bırakın!”

Emel Hareketi’nin siyasi bürosu, İsrail’in Humus’un doğusundaki T4 askeri havaalanına bombardıman düzenlemesine tepki göstererek bu saldırıyı Tel Aviv’in manevi yenilgilerini telafi çabası olarak değerlendirdi. Ayrıca İsrail’in müttefikleri tarafından Suriye’ye yönelik dış müdahaleyi de kimyasal saldırı bahanesiyle meşrulaştırmayı hedeflemek olarak nitelendirdi.

Hareket, Lübnan hava sahasının Suriye’ye yönelik saldırılar için kullanılmasını kınayarak Beyrut yönetiminin askeri savunması göz önüne alındığında bu durumun Lübnan’a yönelik bir saldırı teşkil ettiğini belirtti.

Hareket, BMGK’nın acil bir toplantı gerçekleştirmesinin Rusya’ya ve Suriye’ye yönelik uluslararası bir kamuoyu oluşturma anlamına gelmesinin yanı sıra Suriye ve bölgeyi hedef alan daha geniş bir düşmanlığa karşı da hazırlık olduğunu belirtti. Uluslararası standartlarda bir ikilik söz konusu olduğuna işarette bulunan hareket, BMGK’nın İsrail’in savunmasız Filistin halkını hedef alarak devam eden katliamları ve düşmanlığı konusunda samimi bir adım atmadığını söyledi. Ayrıca Şam’da da bugün var olan terör tehdidini ve oradaki sivil bölgelerin bombalanmasını kınamak için toplanmayacağını ifade etti.