İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Muhammed Ali Caferi, Tahran yönetiminde devrimci düşüncenin gerilemesini eleştirerek, İslami rejimin göz önünde bulundurulmasının en önemli şart olduğunu ifade etti.
Başkent Tahran’da düzenlenen devrim konulu bir konferansta konuşan Caferi, “Irak, Lübnan ve Suriye halklarının zaferleri, İran devrimine bağlılığın bir sonucu olarak meydana geldi” dedi. İran’a yöneltilen ‘devrimi ihraç etme’ çabalarına dair suçlamalara da değinen Caferi, devrimin bölgede ve dünyada genişlemesinin kendilerine gurur verdiğini söyledi. Komutan ayrıca Irak, Lübnan ve Suriye’de olanların, İran için büyük bir başarı olduğunu dile getirdi.
“Yemen’de zafer yakın”
Tahran’ın bölgesel rolüne de değinen Muhammed Ali Caferi, Hudeyde’de kazanan tarafın Husi milisler olduğunu öne sürdü ve ülkesinin Yemen’de zafere yakın olduğunu söyledi.
ABD’nin nükleer anlaşma çerçevesinde yaptığı baskının amacının İran’ın füze yeteneklerini zayıflatmak olduğuna dikkat çeken Caferi, “Füzelerimizin menzilini yükseltmek için gerekli bilimsel kabiliyete sahibiz ancak halihazırda düşmanlarımızın stratejik hedefleri 2000 km’lik menzilde olduğu için şu anda böyle bir politikamız yok. Bu menzil İran’ı korumak için yeterli” diye konuştu.
Komutan, ABD ile nükleer anlaşmalara yönelik ‘ön şartsız diyalog’ kurulmasını isteyen reformcu ve ılımlı aktivistlere de tepki gösterdi. Caferi, İran’ın nükleer faaliyetleri hakkında ABD ile yapılan önceki görüşmeleri istisna olarak nitelendirdi.
İran iç siyasetine de değinen Muhammed Ali Caferi, “Ekonomik sorunlar, düşmanların çabaları ve ülkedeki kötü yönetim sonucunda sağlam bir çözüm gerektiren büyük bir probleme dönüştü” ifadelerini kullandı.
“Devrim Muhafızları her alanda faaliyette”
Bugün, savunma ve güvenlik hariç ülke yönetiminin hiçbir alanında devrimci bir düşünce olmadığının altını çizen Caferi, “Devrim Muhafızları başlangıçta askeri bir güç olarak ortaya çıktı. Ancak bugün, toplumun her alanında faaliyet gösteriyoruz” ifadesini kullanarak Devrim Muhafızları’nın kültürel, sosyal ve askeri rolü bulunduğunu kaydetti.
İran yönetiminin ‘yerel’ olması gerektiğini vurgulayan Caferi, bunu gerçekleştirme şansının İslami rejimin göz önünde bulundurulması ile mümkün olacağını da sözlerine ekledi.