ABD Dışişleri Bakanlığı, Camp David anlaşmasından sonra Amerikan Başkanı ile bazı Arap devletleri ve İsrail arasında 1977 ve 1980 yılları arasında yapılan yazışmaların ikinci kısmını yayınladı. Yazışmaların birinci kısmı 2014 yılında yayınlanmıştı.
Notlar, ABD’nin Tel Aviv Büyükelçisi Samuel Winfield Lewis ile ABD, İsrail ve Mısır liderleri arasındaki el yazısıyla yazılmış birçok muhtıra ve konuşmayı içeriyor.
Camp David Zirvesi, ABD’de 5-17 Eylül 1978 arasında yapıldı ve belgeler, müzakere sürecinde hatta Mısır’la barış anlaşmasına vardıktan sonra bile üç liderin karşılaştığı zorluk ve baskıları da içeriyor. ABD Dışişleri Bakanlığı 13 gün süren bu anlaşmanın ilk bölümünü 2014 yılında yayınladı.
Yeni belgeler arasında, ABD Başkanı Jimmy Carter’ın, Camp David Zirvesi’nden Washington’a döndükten sonra Ürdün Kralı Hüseyin’e yazdığı, Sedat ile Begin arasındaki Camp David görüşmelerini destekleme çağrısında bulunan bir mektup da var. 19 Eylül 1978 tarihli mektupta şu ifadelere yer veriliyor: “Mısır ve İsrail barış konusunda istekli. Ancak, ılımlı Arap liderlerinin yeterli desteği olmadığı için çabalarımız başarısızlığa uğradı. Bu durum radikal unsurları güçlendirecek ve Ortadoğu’da Sovyetler’in (SSCB) nüfuzunun artmasına sebep olacak. Bu anlaşmayla ilgili gelecekteki çalışmaların bölgenizdeki barışı gerçekleştirmek için kritik bir adım olduğunu düşünüyorum. Halklar ve devletler arasındaki istikrarı korumak için bunun hayati bir önemi var. Aynı şekilde Amerika’nın ilgili devletlerle ilişkilerinde de. Sizin güçlü desteğinize ihtiyacım var.”
19 Eylül’de Carter, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed’e de bir mektup gönderdi: “Mısır ve İsrail tarafından imzalanan çerçeve belge, çatışmanın tüm taraflarına uyacağı ilkeleri belirliyor. BMGK’nın 242 sayılı kararı, Arap-İsrail çatışmasının çözümü için üzerinde anlaşma yapılan bir temel teşkil etmektedir. Burada mülteciler sorununa BM kararlarını dikkate alarak uygun çözümler bulunmalıdır”
Carter şöyle yazdı: “Sadece Suriye hakkında değil Arap halklarının da haklarına karşı duyduğunuz derin bağlılığınızın farkındayım. Bu karar tüm yönleriyle Filistin sorununu çözmek için bir temel oluşturuyor. İsrail tarafından imzalanan anlaşma şartlarına göre iki aşamalı kapsamlı bir çözüme ulaşılabilir: Öncelikle Batı Şeria ve Gazze’de İsrail işgaline son verilecek. Yalnızca dışarıdan gelecek saldırılara karşı kendini koruyacağı kadar güç sınırlı bölgelerde konuşlandırılabilecek. Filistin’in güvenliği güçlü bir Filistin Polis teşkilatı tarafından sağlanacak. Seçimlerini kendisinin gerçekleştirdiği özerk bir Filistin devleti kurulacak. Bu konudaki müzakereler sürerken ve anlaşmadan sonra İsrail yeni bir yerleşim yeri kurmayacak. Gelecekteki İsrail yerleşimciler sorunu taraflar arasındaki anlaşmalar tarafından takdir edilecek.”
Bugünden başlayarak üç gün boyunca Şarku’l Avsat’ta yayınlanacak belgelerde dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter 19 Eylül 1978’de Ürdün Kralı Melik Hüseyin’e gönderdiği mektupta, Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Menahem Begin arasında imzalanacak Camp David anlaşması için desteğini talep ederek şöyle dedi: “Güçlü desteğinize ihtiyacım var.”
Carter, Hafız Esed’e yazdığı mektupta; müzakerelerin ikinci aşamasının Filistinlilerin de katılımıyla, Batı Şeria ve Gazze’nin nihai statüsü yanında Ürdün ile İsrail arasındaki barış çerçevesinde yapılacağını belirtti. Bu anlaşmaların, İsrail’in kuvvetlerini çekmesini ve müzakereler sonucunda Filisitinliler’e kendi kaderlerini belirleme imkanı veren 242 sayılı karara dayanması gerektiğini vurguladı. Carter şöyle dedi: “Camp David’de çözemeyeceğimiz birçok konu olduğunu biliyorum. Ancak, Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barış arayışını sürdürmeye olan kişisel bağlılığımdan emin olmanızı istiyorum. Umarım benim görüşüme katılırsınız. Dışişleri Bakanı Vance, 23 Eylül’de Şam’da sizi ziyaret edecek.”
Belgeler ayrıca 25 Eylül 1978’de Carter’ın Enver Sedat’a şunları yazdığını ortaya çıkardı: “Sina meselesinde çözülmemiş bazı sorunları hızla çözmemizi mümkün kılan müzakere sürecini hızlandırmalıyız. Yine Gazze ve Batı Şeria ile anlaşmaların ilk aşamasına başlandı. Sizinle, Filistinlilerin kendi hükümetlerini kurmalarına imkan tanıyan müzakerelerin hızlandırılmasının önemi görüşünüzü paylaşıyorum. Büyükelçi Elts, Sina’daki tartışmalı konuların nasıl çözülebileceğine dair görüşlerimi sizlerle tartışacak. Mısır-İsrail barış antlaşmasının başarıyla tamamlanması için tüm desteğimi vermeye hazır olduğumdan emin olabilirsiniz. Bu nedenle, Knesset’in onayından sonra Camp David Anlaşmasına göre Sina konusundaki görüşmelerin gecikmeden başlaması gerektiğine olan güçlü inancımı vurgulamak isterim. Mısır Savunma Bakanı’nın, Bakan Weizman’la Sina’nın güvenliği konusunda bir araya gelmeleri istenebilir.”
Carter, Sedat’a şunları söyledi: “Sizinle Filistinlilerin hükümetlerini kurmaları ve İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’deki yükümlülüklerini yerine getirmeleri için müzakerelere hızlı bir şekilde başlamasının gerekliliğini paylaşıyorum. Çerçeve anlaşmasında öngörüldüğü üzere, Filistinliler Mısır ve Ürdün delegasyonlarına danışman olarak en başından itibaren katılabilirler. Bana, heyetinizde bulunacak Filistinlilerin isimleri ile Batı Şeria ve Gazze’nin özerklik düzenlemeleriyle ilgili tartışmalarda yer alması gereken Filistinlilerin isimlerini gönderirseniz minnettar olacağım. Son olarak, Lübnan’daki durumu istikrara kavuşturmak için hızla hareket etmek istiyoruz. Büyükelçi Elts, bu hayati konuda kişisel görüşlerinizi bana iletmeye hazır olacak.”
Belgeler ayrıca ABD Telaviv Büyükelçisi’nin Washington’daki dışişleri bakanlığına “ yerleşimciliğin durdurulması” başlığında yazdığı mektubu da içeriyor. Büyükelçi, Batı Şeria ve Gazze’de yerleşimciliğin dondurulması ile ilgili 26 Eylül’de Moşe Dayan ile görüştüğünü ve kendisine bu konudaki görüşlerini sorduğunu yazıyor.
Başkan aynı gün Suriye Devlet Başkanı Hafız Esed’e yazdığı mektupta; “Camp David Anlaşmaları Filistinlilere dair tüm sorulara cevap vermese de, Filistin sorununu tüm yönleriyle çözmek için bir temel sağlıyor” dedi. Büyükelçi Dayan’ın şunları söylediği belirtiliyor: “Bu sabah yerleşimciliğin durdurulması konusunda Menahem Begin ile görüştüm. Bu konuda İsrail Devlet Başkanı’na iletilmek üzere bir formül oluşturuldu. O, ABD ziyaretinden döndükten sonra bugün yarın kendisine gönderilecek.
Menahem Begin’in hukuk danışmanı Barak Aharoni’nin sözlerine göre, Begin, Cumhurbaşkanına sunacağı teklif içinde yerleşim politikalarının durdurulmasıyla ilgili sürenin belirlenmesini düşünmek istedi. Dayan ertesi gün Begin’in mesajını Barak ile Cumhurbaşkanına gönderdiğini söyledi. Bu formül Mısır ile barış anlaşmaları sürecinde yerleşimci politikalarının üç ay durdurulmasını içeriyordu. Begin, Cumhurbaşkanı karşısında üzerine düşeni yapıp yerleşimcilik planını yalnızca 3 ay donduruyordu. Ancak Camp David anlaşmasında bunun tersi oldu.
Mektup bu konudaki ihtilafın, yerleşimciliğin durdurulmasının süresiyle ilgili olduğuna işaret ediyor. Bu, Mısırla Sina konusunda yapılan anlaşmaya bağlı mıydı yoksa değil miydi? Amerikan Büyükelçisi mektubunda şöyle diyor: “Dayan’ın uygulamada yerleşimciliğin durdurulmasının Sina ya da Gazze ve Batı Şeria konusundaki müzakerelerle ilgisinin olup olmadığı arasında fark yoktu. Tabi ki müzakereler üç aydan fazla sürmeyecekse. Begin, 5 yıl süren intikal sürecinde yerleşimciliğin durdurulması konusunda hiçbir taahhüdünü yerine getirmedi.”
Amerikan başkanının güçlü kanaatine göre, İsrail Başbakanı Menahem Begin, yerleşimciliğin durdurulmasının Sina anlaşmasıyla (üç ayla) bağlantılı olmaması yönündeki Amerikan görüşüne onay verdi. Camp David müzakereleri sırasında Amerikan başkanı İsrail’in tutumunu Sedat’a anlattı. Bunun üzerine Sedat anlaşmayı onayladı. Bu olay Amerikan başkanını son derece sıkıntılı bir durumda bıraktı. Amerikan büyükelçisi İsrail’in bu hatalı yorumunun Washington’da gerçek sorunlara yol açacağını belirtti.
Belgeler İsraillilerin yanlış anlaşılmaktan pişman olduklarını; ancak, Begin’in İsrail Başbakanına ilettiği mesajın ‘Sina görüşmeleri süresince yerleşimcilik faaliyetlerinin 3 ay boyunca dondurulması’ yönünde bir taahhüt olduğunu gösteriyor. Daha sonra bu yerleşimcilik faaliyetlerinin durdurulması meselesi ortaya çıkacaktır. İsraillilerin delili Sina görüşmeleriyle bağlantılı olarak Mısırla yapılacak anlaşmanın 3 aydan fazla sürmemesi gerekliliğiydi.
27 Eylül’de ABD Dışişleri Bakanlığı, Tel Aviv’deki Büyükelçisine Başkan Carter’dan bir mesaj gönderdi. Başkan Gazze ve Batı Şeria’da yerleşimcilik faaliyetlerinin durdurulması konusundaki soruna çözüm bulunmasını istiyordu. Mektubun metni şu şekildedir: “Daha önce de belirttiğim gibi, Batı Şeria ve Gazze’deki yerleşimcilik konusuyla ilgili olarak Camp David’e ulaşan anlaşma aşağıdaki gibidir: Müzakereler esnasında ve sonrasında İsrail yeni bir yerleşim yeri kurmayacak. Gelecekteki İsrailli yerleşimcilerle ilgili sorun tarafların anlaşmasıyla çözülecek. Açıktır ki işaret edilen anlaşmaların amacı Gazze ve Batı Şeria’da özerk bir Filistin yönetimi kurmak içindir. Çünkü Cumartesi akşamı (16 Eylül) geç saatlere kadar tartıştığımız madde, belgenin bir parçasıydı ve Sina müzakereleriyle bir alakası yoktu. Yerleşimcilik sorununun barış süreci önünde büyük bir engel olduğunu yinelemek isterim. Müzakereler sırasında yeni yerleşim yerleri kurmak, anlaşmaların başarısı önünde ciddi bir engel olabilir.
Belgeler, Başkan Carter’ın 28 Eylül 1978’de İsrail Başbakanı Menahem Begin ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında yerleşim konusunda ciddi kaygılarını dile getirdiğini gösteriyor. Carter, “Yanlış anlaşılmamız konusunda endişeliyim” dedi ve “Batı Şeria’nın yerleşimcilikle, Gazze’nin de Sina müzakereleriyle bir bağlantısı konusunda herhangi bir fikir oluşmadı. Yine yerleşimciliğin 5 sene ertelenmesinde de bir ihtilaf yoktu. Umarım her iki taraf için de kabul edilebilir bazı anlaşmalara ulaşabiliriz.
Belgede, Kral Hüseyin’in, İsrail’in ABD’de sahip olduğu önem seviyesine asla ulaşamayacağını ve kendisini büyük bir sıkıntıya sokan Sovyetlere asla başvuramayacağını anladığı da yer alıyordu.
Belge, Kral Hüseyin’in Arap liderlerinin Camp David görüşmeleri konusundaki konumunu belirlemek için Körfez turu yaptığını da ekledi. Buna göre, Katar, Irak’tan gelebilecek baskılardan endişeliydi. Kuveyt ayrıca, Iraklıların İran Şahı devrilirse ne olacağı konusunda endişelendiklerini söyledi.
Kral Hüseyin genel olarak Iraklılar’ı daha ılımlı gördü. Yeni liderler atayarak bağlılık yeminleri alan Amman da daha iyiydi. Kral Hüseyin Körfez ülkelerinde Enver Sedat’a yönelik öfkenin yenilendiğini gördü. Kral, Başkan Carter’e gezi sonrası izlenimlerini mektupla bildirdikten sonra Amerika’ya gitmeyi planlıyordu. Ancak son derece olumsuz olacağını düşünerek ziyareti erteledi.