Cezayir’deki Din İşleri Bakanlığı, sözde Selefilerin bakanlığa bağlı imamlara karşı sert bir davranış sergiliyor olmaları nedeniyle camiler üzerinde kontrolünü yeniden kurmayı planlıyor.

Din İşleri ve Vakıflar Bakanı Muhammed İsa ‘aşırılıktan uzaklaşma’ çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’a konuşan bir hükümet kaynağı, “Başbakan Ahmed Uyahya’nın Bakan Muhammed İsa’dan bakanlığın müfettişlerini ülkedeki bütün camilere göndermesini ve ayrıntılı raporlar hazırlamasını istediğini” bildirdi.

Uyahya ayrıca, raporun bir sonraki ayın sonuna kadar hazır olmasını istedi, çünkü hükümet Ramazan ayı boyunca camilerdeki Selefi uygulamaların etkilerini araştırmaya kararlı.

Kaynak, “Hükümet, Cezayirde dini otoritenin camilere hakim olmasını ve toplumumuza yabancı olan doktrinler ve mezheplere kapıları kapatmak istiyor” dedi.

Bu karar, geçen hafta başkentin batısında Reghaia kentinde bir camide yaşanan tartışmanın ardından geldi. Halk ile selefi gruplar arasında yaşanan gerginliğin ardından bakanlık, imamları görevlendirmeye karar verdi.

Selefiler resmi imama karşı

“Hükümet imamına” karşı olan muhalifler, camileri kendi paraları ve şehir nüfusunun parasıyla inşa ettiklerini iddia ederek camiye kendilerinin imam olması gerektiğini belirtiyorlar. Fakat polis soruşturmasına göre sorunun temeli, Selefilerin dini otoritesinden duydukları hoşnutsuzluktan dolayı imamı reddetmesi.

Bazı şehirlerde de benzer olaylar sıklıkla yaşandı. Başkentte Şeriat ve İslami İlimler Fakültesi’nde profesör olan ve Selefilerin İmamı olarak bilinen, hemen hemen bütün camilerde yandaşları olan Şeyh Muhammed Ali Farkos’un takipçileri olayların arkasında bulunmakta. Görüşlerini yayınladığı on binlerce takipçisi bulunan web sitelerinde açıklamaktalar.

Yönetim Şeyh Farkos’tan rahatsız

Yetkililer, hükümetin gözünde “yabancı” bir dini otorite empoze ederek “devlet içinde bir devlet” kurduğu için Farkos’tan rahatsız oldu.

Son zamanlarda ‘Selefilik’ olgusunun camilerde yükselmesi üzerine Bakan İsa, “Selefiliği özel bir yaklaşım olarak benimsemekte haklı olsalar bile bu diğer Müslümanları yanıltır. Selefiliği partizan bir şekilde kabul etmek, açıkça Selefiliğe aykırıdır” açıklamasında bulundu.

Bakan İsa, “Selef’in tümü İslam’a çağırır. Allah’ın Kitabı’nı ve Rasulullah’ın (sav) sünneti etrafında toplanmaya davet eder. Arkalarından gelenleri inanç konusunda yaptıkları yorumlarla (tevillerle) yanıltmazlar. İnanç konusunda muhalefet edeni de sapmış (dalalete uğramış) kabul ederler. Fakat diğer konuları olabildiğince kolaylaştırırlar” ifadelerini kullandı.

Muhammed İsa ayırıca, “Bu dönemde Selefi yolu izleyenlerden bazıları, haklı olsalar bile kendilerine muhalefet edenleri sapkınlıkla suçladı. Bazıları ise diğer İslam’a mâl edilen diğer partiler gibi Selefiliğe de partizan bir yaklaşım takındı. Selefiliğin reddedilen tavrı da budur” şeklinde konuştu.

Selefiliğin özel bir parti olması anlamında avantajları olmasıyla beraber, başkalarını yanlış yönlendirdiğini söyleyen İsa, “Bunların hiçbir şekilde Selefi olmadığını söylüyoruz. Selefilik, Selefin yolunu inanç, söz, amel ve merhamet olarak takip etmek demektir” dedi.

Öte yandan, İslami konularda araştırmacı olan birkaç kişi, “Şeyh Farkos Din İşleri Bakanı ve Yüksek İslam Konseyi ‘ne karşı çıkan birisi. Ancak asıl mesele resmi dini kuruluşun bu provokasyona doğru hareket edip etmeyeceği mi yoksa izleyici kalıp konuşmayacağı mı? Bu, dini kuruluşun yirmi yıldır başarısız olduğu en büyük bahistir” açıklamasında bulundu.