Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Cezayir, Sahraaltı Afrika ülkelerinden aldığı ‘insani göçten’ muzdarip | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Cezayir hükümeti, binlerce göçmenin kitlesel olarak sürgün edilmesinden dolayı yapılan insan hakları eleştirilerini reddetti. Hükümet yetkilileri, ülkelerinin eşi görülmemiş bir hakaret kampanyasıyla karşı karşıya olduğunu söylerken Cezayir’in Afrikalılar için her zaman bir göç ve sığınma alanı olduğunu belirtti.

Cezayir İçişleri Bakanlığı Göçmenlik Sorumlu Direktörü Hasan Kasımi, Pazar günü yaptığı basın açıklamasında, yıllık 90 bin göçmenin ülkeye yasadışı yollarla giriş yaptığını belirtti. Kasımi bunun normal bir göç olmadığını aynı zamanda bir insani göç olduğunu, güvenlik ve politik yetkililer için gerçek bir endişe nedeni olduğunu açıkladı. İçişleri Bakanlığı’nın Cezayir’de yasadışı ikamet eden 400 bin yabancı tespit ettiğini bildiren Kasımi, “Diğer ülkelerden göçmen akışı değil yoğun göç alıyoruz” dedi. Hükümetin maruz kaldığı bu eleştirilerinden memnuniyetsizliğini ifade eden Kasımi, “Topraklarına yasadışı göçmenlerin gelmesini kabul eden başka böyle bir ülke var mı?” sorusunu yöneltti.

Öte yandan hükümete bağlı Cezayir Kızılay Başkanı Saide bint Hablis, bazı sivil toplum kuruluşlarının hükümeti Sahraaltı Afrika ülkelerinden gelen göçmenleri gelişigüzel sürgün etmekle suçlamasını kınadı. Bunu bir karalama kampanyası olarak nitelendiren Hablis, Cezayir İnsan Hakları Birliği ve Uluslararası Af Örgütü’ne işarette bulunarak bunların, kaçak göçmenlerin sürgün edilmesi ile ilgili Cezayir’le en çok etkileşim içinde olan iki yasal kurum olduğunu belirtti.

“Örgütler hedefini şaşırdı”

Binti Hablis, “Bu örgütler, hedefini şaşırdı. Çünkü ülkemiz, karşı karşıya olduğu tehlikelerin büyüklüğünü tahmin etme konusunda başka herhangi bir taraftan daha ehil. Ne kimsenin vereceği dersi ne de söz konusu kişilere kötü muamelede bulunulduğu suçlamalarını kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu. Sürgün edilen göçmenlerin acılarının siyasi partisel amaçlarla istismar edildiğini söyleyen Saide bint Hablisi tartışma yaratan bu sözlerle ne kast ettiğini açıklamadı. Ancak sözlerinin Cezayir’in uluslararası davalarda pozisyonlarını beğenmeyen ülkelere yönelik olduğu tahmin ediliyor.

Saide bint Hablis, yaptığı basın açıklamasında, “Bu örgütler, her zaman uluslararası insancıl hukuk kurallarına uyan Cezayir’e karşı önyargı ile yaklaşmak yerine bu insani felakete ve yoğun göçmen akınının nedenlerini incelemelidir” ifadelerini kullandı.

“20 milyon dolara mâl oldu”

Cezayir İçişleri Bakanı Nureddin Bedevi konu hakkında yaptığı açıklamada “Günlük olarak güney sınırımıza ulaşan, güven ve istikrarımızı tehdit eden yasadışı göçmen dalgaları, bize 20 milyon dolara mâl oldu. Onların geri dönüşleri için hazırlık olarak geçici idari merkezlerde konaklama harcamalarında da bulunduk. Göçmen dosyasını Cezayir’e baskı uygulamak için kullanan taraflar mevcut” dedi. Bakan ayrıca, hukukçular tarafından yapılan eleştirilere de cevap vererek “Cezayir, ülkelerin içişlerine dış müdahale veya Libya ve Mali’de felaket sonuçlara neden olan askeri müdahale ile ilgili pazarlık kabul etmiyor. Bu da Cezayir’in bu sorunu komşu ülkelerle koordineli olarak barışçıl ve siyasi yollarla çözmek için çalıştığını gösteriyor” dedi.

Çöl bölgelerinde terk ettiler iddiası

Kasımi ve Bint Hablis’in tepkilerinden 24 saat önce medyada 400 hukukçu ve siyasi aktivistin imzaladığı, geçtiğimiz yılın sonunda başlayan ve Sahraaltı Afrika ülkelerinden binlerce kişiyi kapsayan gelişigüzel bir şekilde kitlesel sınır dışı operasyonunun kınandığı bir liste yayınlamıştı.

Listeye göre sürgün edileneler, Ekvator Ginesi, Burkina Faso, Benin, Mal, Fildişi Sahili, Senegal, Nijer, Liberya, Kamerun ve Sierra Leone’dan gelen kimseler. Liste sahipleri, yetkililerin sınır dışı edilenleri, Mali ve Nijer’le ortak olan güney sınırına götürdüğünü ve onları bütün risklere maruz kalan çöl bölgelerinde terk ettiklerini söylediler.