Cezayirli diplomatlar, “Cezayir’in, mültecilerin geri gönderilmesi konusunda manipülasyonlara maruz kaldığını” iddia etti.
Diplomatlar yerel medyaya yaptıkları açıklamada, Cezayir’in mülteciler için ‘Kuzey Afrika’nın Guantanamosu’ olmayı reddettiğini ve komşu ülke Tunus’un bölgede yasadışı göç ve silah ticaretinin en büyük mağduru olduğunu dile getirdi.
Yetkililer, Cezayir ve Tunus’un, Libya’da Muammer Kaddafi yönetiminin yıkılmasından bu yana yasadışı göç yüzünden mağdur olduğunu belirterek, Avrupa başkentlerinin bu iki ülkeye mülteciler hususunda uyguladığı baskıyı kabul etmediklerini sözlerine ekledi.
Cezayir Başbakanı Ahmed Uveyhi ise konuya dair yaptığı açıklamada, “Afrikalı mülteciler için Cezayir’de toplama merkezleri kurulması fikrini kabul etmiyoruz” dedi. Avrupa’nın Cezayir, Tunus ve Fas’ı mülteci akımını engelleyen bir havuz haline getirmek istediğini söyleyen Uveyhi, Avrupa ülkelerinin bu tavrının ‘baskı’ olarak nitelenebileceğini kaydetti.
Fransa yönetimi, 2011 yılında Cezayir’den, Afrika’dan Avrupa ülkelerine gelen mülteci akımını durdurmasını talep etmiş, dönemin Cezayir Dışişleri Bakanı ise Avrupa ülkelerine, “Akdeniz’de polis rolü oynamak istemiyoruz” demişti.
Konuya dair bir açıklama da Cezayir Kızılayı’ndan geldi. Avrupa ülkelerinin güvenlikle ilgili çeşitli kararlar alarak Cezayir’e karşı kapsamlı bir kampanya yürüttüğüne değinilen açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin Cezayir yönetimine dair sert eleştirilerine kınama getirilmişti.