Mevcut Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın iktidardan uzaklaştırılmasının reddedilmesi üzerine, orduyu ‘’tarihi sorumluluklarını üstlenmeye’’ çağıran Eski Ticaret Bakanı Nureddin Bukruh tarafından yapılan açıklamaların ardından, Cezayir’de ordu generallerinin, amirlere yaptıkları dayatmaların etkisi konusunda tartışmalar yeniden gün yüzüne çıktı.
“Ordunun, hükümeti yönetmesini isteyen siyasi palyaçoda kim”
Açıklamalara tepki olarak eski Bayındırlık Bakanı ve Buteflika yanlısı dördüncü parti olan Cezayir’in Umudu İçin Birlik (TAJ), başkanı Ömer Gul, değişimin tank yoluyla gelmeyeceğini belirtti. Ordunun yönetim alanındaki yetkilerini demokratik çerçevelere dayatması, ordunun rolünü yeniden gündeme getiriyor. Başkentteki gazetecilere yaptığı açıklamalarda isim vermeden Bukruh’u hedef alan Gul, “Ordunun, hükümeti yönetmesini isteyen siyasi palyaçoda kim. Kim yönetime tanklar arkasında, darbe yoluyla ulaşmak istiyorsa o kişi yanlış bir düşüncededir” dedi.
Cumhurbaşkanının hasta olduğunu doğrulayan Gul, ‘’Ülkeyi yürüten, bazı iddiaların aksine ülkenin yerel kuruluşları ve Cumhurbaşkanı Buteflika’dır, devlet organlarına şüphelerin yerleştirilmesini asla kabul etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanının hasta olduğu doğrudur, ancak devlet işlerini normal şekilde yürütüyor’’ ifadelerini kullandı.
Gul, 2012 yılında 2012 yılında ayrılmıştı
Barış Toplumu Hareketi’nin, Arap Baharı olaylarında Cumhurbaşkanına verdiği desteği geri çekince 2012 yılında partisinden ayrılan Gul, dördüncü dönem (2014-2019) sırasında sahneden neredeyse tamamen çekilmiş olmasına rağmen Buteflika’nın, 2019’da düzenlenecek olan Başkanlık seçimlerine tekrar aday olmak istemesini uygun buluyor.
Ordu, Bukruh’un siyasi konularda ve Buteflika’nın iktidardaki geleceği konusundaki sözlerini büyük üzüntüyle karşıladı. “Ordu” dergisinin bu ay ki baş yazısında, ‘’Ulusal Halk Ordusunun, halkın seçimlerine saygı gösteren bir Cumhuriyet Ordusu’’ olduğu ifade edilirken, Bukruh, “Paralı askerin kalemi” olarak nitelendirildi. Facebook’taki kişisel sayfasında bir darbe çağrısında bulunmadığını söyleyen Bukruh, ‘’1999 yılında Buteflika’yı iktidara getiren ordu generallerin, bugün görevlerini üstlenmeye ikna ederek, Buteflika’nın yönetimi bırakmaya ikna etmeye çalışıyorlar çünkü kendisi artık bir cumhurbaşkanı olarak görevini yerine getiremiyor ve fiziksel yetersizliği, devlet kurumlarının bozulmasına neden oluyor’’ dedi. Buteflika’nın yönetiminin ilk yıllarında üç bakanlık görevi devralan Bukruh, düşmanları tarafından bugün eleştirdiği rejimin bir parçası olmakla suçlanıyor.
Cezayir’i bekleyen iki büyük tehlike
Başbakan Ahmed Uyahya liderliğindeki hükümet, şuanda iki büyük zorlukla karşı karşıya kalmış durumda. Birincisi, ulusal ve uluslararası kamuoyunu, devlet kurumlarının, ‘normal şekilde ilerlediğine’ ikna etmek için yoğun çaba sarf etmek zorunda kalması.
Venezüella Başkanı Nicolás Maduro, bu görevi daha da zorlaştırmak için geçtiğimiz Pazar günü ülkeye ziyarette bulunacakken, Buteflika’nın sağlığının bozulması nedeniyle ikili arasında yapılacak görüşmeler iptal edildi.
İkinci zorluksa, petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak finansal kaynakların kıtlığını gidermek için alınan acil önlemlerin etkinliğiyle ilgili ekonomik sorun. Hükümet, bu sorunu, daha fazla para basarak çözmeye karar verdi. Ekonomistler, büyük enflasyon ve tüm ürün fiyatlarında ciddi bir yükseliş ile sonuçlanacak, böylece milyonlarca vatandaşın satın alma gücünü zayıflatacak bu plana karşı, uyarıda bulundu. Yetkililer, hükümetin derin bir soruna temelde çözümler aradığını söylüyor.
Cezayir’de ilk darbe 1965 yılında
Cezayir’de, 1965 yılında Savunma Bakanı Huvari Bumedin’in yaptığı darbeyle ilk Cumhurbaşkanı Ahmet bin Bala, iktidardan uzaklaştırılmıştı. 1992 yılında ise eski Savunma Bakanı Halid Nizar, İslami Kurtuluş Cephesi (FIS) tarafından gerçekleştirilen parlamento seçimlerinin sonuçlarını iptal etmiş ve Devlet Başkanı Şazli bin Cedid’i istifaya zorlamıştı. Daha sonrasında ülke, sonuçlarını bugünde yaşadığı bir şiddet sarmalına girdi.