Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Cibuti’nin Kızıldeniz’deki uluslararası güvenliğin korunmasındaki rolü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Birçok insan Cibuti’deki bazı uluslararası askeri üslerin varlığını, önemlerini ve amaçlarını merak ediyor…

Cibuti Cumhuriyeti, dünya yollarını ve büyük kıtaları birbirine bağlayan Kızıldeniz’deki eşsiz bir coğrafi konumu ile dikkat çekmektedir. Büyük stratejik ve ekonomik öneme sahip Babu’l Mendeb Boğazı Cibuti’yi kilit bir devlet haline getirmiştir. Denizdeki seyrüseferi korumak, terörle mücadele, bölgeyi ve dünyayı sıkıntıya sokan güvenlik problemlerini çözmek için büyük güçler ile koordinasyon ve işbirliği yapılması gerekiyor. Dolayısıyla uluslararası güvenlik ve istikrarın sürdürülmesi çabalarında Cibuti kendiliğinden önemli bir konuma gelmiş olmakta.

Krizler ve çatışmaların eksik olmadığı bir ortamda bulunmasına rağmen, Cibuti’nin sahip olduğu güvenlik ve istikrar nedeniyle buraya “barış vahası” deniyor. Yerel ve bölgesel olarak bilge diplomasisi ve politik dengeleri koruması ile tanınmaktadır.

Bunun sonucu olarak, Cibuti’de son dönmede kurulan uluslararası askeri üsler, öncelikle terörizm ve korsanlıkla mücadele ve dünyanın bu önemli stratejik lokasyonunda uluslararası seyrüseferlerin korunmasına yöneliktir.

Uluslararası kurallar ışığında, Fransız üssü, Cibuti’nin bağımsızlığından önce var olan en eski üstür. Bunun iki ülke arasındaki kadim ilişkilerden kaynaklandığını görüyoruz. Cibuti’nin bağımsızlığından sonra bu üssün varlığı, Soğuk Savaş döneminde var olan bölgesel dengeyi korumaya yöneliktir. Ve daha sonra iki ülke arasındaki ortak çıkarlar doğrultusunda bu üssün varlığı sürdürülmüştür.

Ardından ise, terör ve korsanlıkla mücadele, bölgedeki güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik işbirliği anlaşması çerçevesinde, Eylül 2001 saldırılarının ardından kurulan ABD üssü geliyor. Daha sonra on yıllık ek bir süre için 2014’de anlaşma yenilendi. 2011 yılından beri Japon Savunma Kuvvetleri’nin sembolik gücü de buraya konuşlandı. Cibuti’de, bu hayati bölgede yapılan yatırımları korumak ve lojistik destek sağlamak için Pekin tarafından inşa edilen bir Çin deniz üssü yakın zamanda kurulmuştur.

Buna ek olarak Cibuti limanlarında Alman, İspanyol ve İtalyan güçlerini görüyoruz. Bölgedeki korsanlıkla mücadele eden gemilere lojistik destek sağlıyorlar.

Daha önce de belirtildiği gibi, Cibuti’deki yabancı askeri mevcudiyet, belirli dönemleri kapsayan ikili anlaşmalara dayanmakta ve Cibuti’nin politik ve güvenlik çıkarları doğrultusunda faaliyetlerini devam ettirmektedir. Cibuti’deki uluslararası toplum buradaki lojistik tesislere destek vererek terörizm ve korsanlıkla mücadele etmekte ve küresel güvenlik ve istikrarın korunmasına katkıda bulunmak suretiyle uluslararası bir görev üstlenmiş olmaktadır. Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh, Kral Selman bin Abdülaziz, Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasındaki vizyonların siyasi mutabakatı ve uyumu sonucu siyasi, askeri ve güvenlik alanlarında her geçen gün güçlenen Cibuti-Suudi ilişkilerini burada zikretmeden olmaz. Bu işbirliğinin amacı, Araplar açısından son derece hayati bir gölgede Arap ülkelerinin çıkarlarını korumaktır.

Cibuti’nin Krallık ile ilişkileri sonradan ortaya çıkmadı, bilakis Cibuti’nin bağımsızlığından önceki tarihlere uzanmaktadır. Çeşitli eğitim, kültür, ekonomik ve kalkınma alanlarındaki işbirliği de dâhil olmak üzere, ilişkiler sürekli olarak güçlendirilmiş ve geliştirilmiştir.

İki kardeş ülke arasındaki siyasi vizyonlardaki uyum belirtilerinden biri de Cibuti’nin, devlet kurumlarına yönelik darbe sonrasında Başkan Hadi’nin Sana’dan Aden’e gitmesinin hemen ardından, Yemen’in meşru hükümetini desteklemede öncü bir rol oynamasıdır. Ve daha sonra, Yemen’deki ‘Kararlılık Fırtınası’ operasyonu öncesinde, Sana’a’daki Cibuti büyükelçisi, Cumhurbaşkanı İsmail Ömer Guelleh adına Başkan Hadi’ye bir mektup taşımış ve o mektupta, Cibuti’nin meşru hükümetin yanında yer aldığını ve Husi ayaklanmasına karşı olduğunu belirtmiştir.

Cibuti ayrıca Yemen’in meşruiyetini desteklemek için Krallığın liderliğini yaptığı ittifaka katılmaya çağrı yaptı. Ayrıca Cibuti Cumhuriyeti, Suudi Arabistan’ın önderliğinde 15 Aralık 2015’te kurulan Terörizmle Mücadele Askeri İslami Koalisyonun bir üyesidir.
Cibuti’nin Körfez devletlerinin geri kalanıyla da ilişkisi mükemmeldir. Güvenliği ve ortak çıkarları tehdit eden hızlı, birbirini izleyen politik, askeri ve güvenlik alanındaki gelişmelerde, stratejik işbirliği eskiden olduğu gibi şimdi de devam etmektedir. Bu bağlamda Cibuti, Tahran’daki Suudi elçiliğine ve Meşhed’deki konsolosluğa düzenlenen saldırı sonrasında İran’la diplomatik ilişkileri kesmişti.

Binaenaleyh, Cibuti’nin coğrafi konumunun jeopolitik öneminin, çeşitli küresel ve bölgesel güçlerle ilişkilerine yansıdığı söylenebilir. Diplomatik olarak, dünyaya açık olan, mevcut bölgesel ve uluslararası değişimlere ve gelişmelere uyum sağlayabilen modern bir devlet kurmayı başardı. Kardeş ve dost ülkelerle dış ilişkilerini, halklar arasındaki karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde yürütmektedir. Böylelikle dünyada barışa katkı yapmaktadır. Etiyopya ile olan büyük ticari siyasi ve ekonomik ilişkileri nedeniyle Somali’deki barış ve uzlaşmada önemli rol oynamıştır. Cibuti’nin başkenti, Doğu Afrika Ülkeleri Örgütü’ne (IGAD) evsahipliği yapmaktadır. Bu örgüt, Somali, Etiyopya, Kenya, Uganda, Sudan’a ilave olarak Güney Sudan’ın yanı sıra bir dizi komşu ülke ile olan anlaşmazlıkları nedeniyle şu anda üyeliği dondurulmuş olan Eritre’yi kapsamaktadır.

Cibuti Cumhuriyeti yerel otorite, il meclisleri ve Yasama Meclisi seçimlerinin düzenlenmesi konusunda demokratik reformlar gerçekleştirmiştir. Ve Cibuti halkı arasında uyumun sağlanması için bir model olarak diyalog konferanslarının düzenlenmesini sağlamıştır. Muhalefet mecliste temsil ediliyor ve kadınlar Millet Meclisi üyelerinin% 25’ini temsil ediyor.

Hâlihazırda Cibuti’nin yaşadığı kalkınma hareketi, hem kamu sektörünü hem de diğer sektörleri kapsamakta, eğitim, sağlık, tarım ve turizm sektörlerini içine almaktadır. Yeraltı kaynakları ve minerallerinin değerlendirilmesi, balıkçılığın geliştirilmesi adına da adımlar atılmıştır. Silahlı kuvvetler ise sayıca ve niteliksel olarak modernize edilip geliştirilmiştir.

Ulaşım ve taşımacığın geliştirilmesi adına Cibuti ve Etiyopya arasındaki demiryolu geliştirildi. Aynı zamanda limanlar büyüklük ve kalite bakımından geliştirilmiştir. Cibuti’nin başkentinde limana ilave olarak birçok liman yapılmıştır. Biri konteynerler, biri petrol için ve bir tanesi de çok amaçlı inşa edilmiştir. Buna ek olarak, Tacura eyaletinin limanı, Asel Gölü limanı ve Somali’yi sınırlayan Demircuc’daki petrol limanı var. Afrika Boynuzu ülkelerine hayvancılık ihracatı için yakında bir liman kurulacak. Cibuti’nin şu anda Doğu Afrika’nın en büyük sanayi ve serbest bölgesine sahip olduğunu belirtmek gerekir.

Sonuç olarak, yukarıdaki verilerin tümü Cibuti için coğrafi stratejik mükemmelliği gösteriyor. Fransa, ABD, Çin ve diğerleri gibi dünyanın en önemli güçlerinin yanı sıra Suudi Arabistan gibi bölgesel bir güçle dengeli ve akıllıca ittifaklar kurarak bu sermayesini pekiştirmiştir. Bugün, Cibuti uluslararası diplomasi standartlarına göre artık küçük bir ülke değildir, bilakis Yönetim, politika ve yapıcı ilişkiler bakımından büyük bir ülkedir.