Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Çinlilerin kucaklarındaki yastıklar | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Çinlilerin, içinde aşırı karmaşa gizleyen fazla sadeliği, görenleri şaşırtıyor. İki zıt unsur, genellikle olağandışı yeni şeyler üretme konusunda bir sinerji oluşturuyor. Bu denge durumunun, medeniyet ve yaratıcılığın tarihsel doluluğuna, ayrıca depresyona yenilmemeye doğuştan hazır olmaya bir referans olduğunu düşünüyorum. Belki de ikincisi daha önemlidir. Uygarlık ve tarihi birikime sahip olan birçok millet Çin’in ürettiklerini üretemedi.

Çeyrek asır önce gazetecilik kapsamında Çin’i ziyaret ettim. Sokaklarda, ofislerde, ziyaret ettiğim bazı evlerde kederli ve üzgün bir yüz görmedim. Depresyon ve keder, o zamanın Çin’inde engellilerin ve yoksul yaşlıların yüzlerini bile bitkin hale getirememişti. Ki o dönemde yoksul yaşlılar, rakibi Dr. Sun Yat-sen’den miras kaldığını öğrendiğim Mao Zedong ceketlerini giymeye devam ediyorlardı.

Bu, depresyonun Çin’de yok olduğu ya da Çinlilerin depresyona karşı korunmuş oldukları anlamına gelmiyor. Fakat kriz ve zorluklarla etkileşim yöntemi olarak depresyon, Çin topraklarında ve de Çinli azınlığın olduğu yerlerde yaygın bir özellik değil gibi. Çünkü Asya kaplanlarının ekonomik ve teknik yükselişinin çoğu, Malezya’dan Hong Kong’a, Singapur ve Tayvan’a kadar Doğu Asya’da dağınık bir ırk olarak bulunmalarından dolayı Çinlilerin omuzlarında gerçekleşti.

Krizler, zorluklar ve başarısızlıklar karşısında depresyona ve üzüntüye teslim olmamak, Çin’in eski ve modern tarihinde birçok kez görülmüştür. Bu, Çin ırkının bir mirası gibi duruyor. Buna kanıtım ise Çin’de fark ettiğim ilginç ve basit bir görüntüdür. Çinlilerin evlerindeki misafir ağırlama odalarında ve kurumların salonlarında yumuşak küçük yastıklar bulunuyor. Bu yastıklar, sırt dayamak ya da ayakları rahatlatmak için değil; aksine kucaklamak ve sarılmak için!

Çinliler, misafirlerini ve müşterilerini, Çin işlemeli ve kapaklı porselen fincanlarda yasemin çayıyla ağırlıyorlar. Yasemin çayından bir ya da iki yudum alıp sıcak kalması için fincanın kapağını tekrar kapatıyorlar. Sohbetin uzaması durumunda bu küçük yastıkları alıp sarılıyorlar. Böylece sohbet, en hararetli, en şiddetli ve en karışık durumlarda bile dostça ve rahatça yapılıyor.

Geleneksel ve modern nöropsikiyatri kapsamında incelediğim geleneksel Çin tıbbı aracılığıyla yastıkların çalışma mekanizması konusunda bir açıklama bulana kadar Çin’in kucaklama yastıkları beni meşgul etti. Tartışmanın çatışmaya doğru gitmesi halinde yastıklar, kollar arasında olumlu ya da olumsuz bir şekilde sıkılırsa geleneksel Çin tıbbına göre bu yastıklar, vücudun her tarafında “Chi” yaşam enerjisinin akış güzergâhlarıyla bağlantılı olan ve göğüs bölgesinde bulunan canlı ve aktif noktaları harekete geçiriyor. Böylece yastıklar, dengeyi sağlayacak şekilde enerji dağılımını yeniden yapılandırıyor. Bu ise, sağlıklı olmayı ve ferahlamayı meydana getiriyor.

Modern Batı tıbbına göre kucaklanan bu yastıkların basıncı, her etkileşimde sinir uçlarını yumuşatarak beyne daha fazla endorfin (vücudun doğal ağrı kesicileri ) salgılamayı teşvik eden sinyaller gönderiyor. Böylece vücutta, bilinç ve psikolojik canlılığın yanı sıra sakinlik ve rahatlama meydana geliyor. Bu, tam olarak bağımlılığa ve yıkıma yol açmayan morfin etkisi gibi. Bu şekilde Çin kucaklama yastıkları, Çinlilerin, duygusal patlamalara neden olan dert ve tasanın kara pençelerine kolay bir şekilde düşmelerini ve vücudu, ruhu, aklın dengesini bozan depresyona teslim olmalarını engellemiş oluyor.

Depresyon ve kederin içerden ve dışarıdan Arap dünyasını çepeçevre sardığını ve tehdit ettiğini görüyorum. Mademki neredeyse her şeyi Çin’den ithal ediyoruz, bu Çin kucaklama yastıklarını da ithal edelim. Fakat ben, misafir ağırlama odalarında devamlı bu yastıklardan yardım almaktan, hatta sokaklarda ve gittiğimiz her yerde bile bu yastıklarla dolaşmamızdan endişeleniyorum. Bunun için bizim durumumuz zor.