Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Çöl öfkesi ve dış müdahaleler arasında Libya | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Libya ordusu, Libya çölünde terör grupları ve çetelerinin kalıntılarını takip etmek için Çöl Öfkesi operasyonunu başlatır başlatmaz İtalya hükümeti, Libya topraklarına yedek birliklerin gönderilmesinin onaylanması için hızlıca parlamentodan izin almaya koştu. İtalya hükümeti, Başbakan Paolo Gentiloni’nin konuşmasında gizlemediği olay hakkında, “Libya konusunda bizim bir programımız var” açıklamasında bulundu. Başbakan Paolo Gentiloni, sanki Libya, İtalyan topraklarının bir parçasıymış gibi bu şekilde bir ifade kullandı.

Fakat gerekçesi ne olursa olsun İtalya’nın varlığı, Libya’nın egemenliğini ve bölgesel sularını ihlal etmekten başka bir şey değildir. Libya parlamentosunun (ülkedeki en yüksek otorite) izni olmaksızın herhangi bir isim altında kara veya diğer güçlerin varlığı, savaşan güçler konumundadır. Bu da Libya ordusuna bu güçlere karşılık verme hakkını doğuruyor. İtalya’nın Libya krizine bakışı, tarafsızlık durumundan doğrudan mafyavari müdahaleye dönüştü.

Libya’da kimin elinin daha uzun olacağı konusunda rekabet edilirken Paris’te General Halife Hafter ve Fayiz Serrac arasındaki uzlaşma ilan edilir edilmez İtalya, önceden Libya kıyılarına provokatif askeri deniz birlikleri göndermişti. Buna karşılık İtalyan siyasetçiler, Libya ordusuyla koordine ve ittifak yapmayı talep ediyor. Bu siyasetçiler arasında Libya’da istikrarı sağlamak konusunda işbirliği yapmak için General Hafter ve ülkenin doğusundaki Libya ordusuyla ittifak yapmanın gerekli olduğuna açık bir şekilde işaret eden muhalif İtalyan milletvekili Alessandro Bacano bulunuyor. Ancak İtalya hükümeti, deniz üzerinden gelen göçmen akınını durdurma çalışmaları hususunda hala milislerle çalışmaya itimat ediyor.

İtalya’nın müdahalesi ve hatta İtalyan müdahalesinden yardım istemek, Serrac ve uzlaşı hükümetinin Tunus’tan Libya’ya İtalyan firkateyni üzerinde nakledildiği esnada açık bir şekilde ortaya çıktı. Süresi biten ve siyasi İslam grupları tarafından kontrol edilen ulusal kongrenin kurduğu “El-İnkaz/Kurtuluş” hükümeti, Trablus’a girişlerini engellemekle tehdit ettikten sonra İtalyanların Libya topraklarına ilk girişleri 2016 yılında gerçekleşti.

Bazı egemen parlamento üyelerinin hala faşist Mussolini’nin örtüsü altında yaşadığı ve Libya’ya dördüncü sahil kıyısıymış gibi muamele ettiği İtalyan parlamentosunun Libya’ya ülkenin çeşitli yerlerinde konuşlanacak yedek birlikleri gönderme kararı, İtalya’yı istikrarı gerçekleştirmek için kendisine güvenilen bir arabulucu değil de çatışmalarda taraf haline getiriyor. Ayrıca söz konusu karar, yıllardır siyasi parçalanmışlık yaşayan ülkede çatışma süresini uzatacaktır.

Bazı İtalyan siyasetçiler, Libya’nın egemenliğini önemsemediklerini belirterek İtalyan müdahalesini açık bir şekilde ifade ettiler. Bu siyasetçilerden Faşist Partili Simone Di Stefano, Twitter’da başka bir siyasetçiyle paylaştığı twette Libya’nın petrolünü adım adım ele geçirme isteklerini net olarak belirtti.

İtalya’nın müdahalesi, Libya sokaklarında öfkeye neden oluyor. Libyalı aydınlar, bu müdahaleyi eski sömürgecinin dönüşü olarak addediyorlar. Ki İtalyan müdahalesini hoş karşılayanların ecdatları da 100 yıl önce bu sömürgeciyi alkışlamışlardı. Tarih, bu sömürgeciden yardım alarak ve bu sömürgecinin arkasında saklanarak sömürgeci özlemiyle tekrar ediyor. Bazı aydınlar, İtalya’nın Libya topraklarına karşı bu küstahlığını açık bir şekilde kınarken uzlaşı hükümeti, ulusal egemenliğin ihlalini kınama cüretinde bile bulunamadı. Sadece İtalyan hükümetinden bir açıklama isteyerek zayıf ve utanç verici bir bildiri yayımladı.

Libya’da ulusal egemenlik zamanında Kral İdris el-Senusi, İtalya’nın işgal dönemlerinde Libya topraklarından geniş alanları elinde bulunduran İtalyan derebeyi Mazzarotto’yu ağırladığından dolayı 1954 yılında Sirenayka Valisi’ni cezalandırdı. Öyle ki Sirenayka Valisi, Mazzarotto’ya büyük bir karşılama düzenleyip eski emlaklarına bir gezi ayarlamıştı. Bu da Libyalı kabilelerin protestosuna neden olmuştu. Bundan dolayı o zaman Sirenayka Valisi’nin görevine son vermek için kraliyet emirleri yayınlandı. 7 Ekim 1970’de İtalya’nın işgali zamanında Libyalıların çiftliklerini gasp eden İtalyalı yerleşimcileri kovan Kaddafi döneminde bile İtalyanların kontrol ettiği çiftlikler kamulaştırıldı. İtalyanların Libya topraklarına girişlerini ya da herhangi bir sebeple Libya’ya girmek için kendilerine uzun yıllar vize verilmesini engellemek için Göç ve Pasaport İdaresi’nden ağır emirler yayınlandı.

Bugün Arap Baharı zamanında aralarında uzlaşı hükümetinin de bulunduğu uluslararası meşruluk iddia edenlerin rahatlığı ve ihmalkârlığının olduğu ve Libya’nın petrol kuyusundan ibaret olduğunu zanneden İtalyan tarafının oyaladığı bir ortamda, Libya’nın egemenliği ihlal ediliyor. Libya’nın; yaşlı olduğu halde 20 yıl İtalyanlara karşı savaşan Ömer Muhtar’ın ortaya çıkardığı halkın toprak ve tarih olduğu unutuluyor. Öyle ki Ömer Muhtar, mermiyle atının üzerinden düşene kadar silahını bırakmamış ve şehit olurken şöyle demişti, “Biz, teslim olmayacağız. Ya zafer kazanacağız ya da öleceğiz. Gelecek nesiller size karşı mücadeleye devam edecek.”