Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin “Kudüs’ün Filistin Devleti’nin başkenti olduğu” konusundaki tutumunun “net olduğunu ve değişmeyeceğini” açıkladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safedi ile bir araya geldi.
Kudüs konulu 6’lı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi toplantısı için başkent Amman’da bulunan Cubeyr’in Safedi ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel gelişmeler ele alındı. Bu bağlamda İran’ın bölge devletlerinin işlerine müdahale etmesine karşı Ürdün ile güçlü bir işbirliği kurulduğu belirtildi.
Ürdün’ün ev sahipliği yaptığı 6’lı Arap Dışişleri Bakanları Komitesi toplantısının “yapıcı ve faydalı” geçtiğini belirten Cubeyr, toplantıda, ABD’nin Kudüs kararıyla mücadele, Filistin ve İslam dünyasının tutumuna destek için ortak çalışma alanında önemli önerilerde bulunulduğunu aktardı.
Safedi ise, Ürdün ve Suudi Arabistan’ın Arap haklarını korumak için tek ve sabit bir tutum sergilediğini kaydetti.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ile düzenlenen ortak basın toplantısında Safedi, başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmadıkça bölgede barışın sağlanamayacağını söyledi. Ayrıca Kudüs ile ilgili meselelerde Arapların tutarlı ve net olduğuna dikkati çekti.
Kudüs’ten daha önemli bir mesele olmadığını belirten Safedi, bir sonraki Bakanlar Komitesi toplantısının tarihi de dahil, atılacak adımların kararlaştırılacağını kaydetti ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması kararını reddettiklerini vurguladı.
Safedi ayrıca, Filistin halkının haklarını geri kazanmaları amacıyla gerekli adımları atma ve tedbirleri almanın gerekliliğine dikkat çekerken, kalıcı bir barış sağlanmasına ve iki devletli çözümün uygulanmasına dair Arapların duyduğu arzuları kaydetti.
Öte yandan Arap Birliği’nin, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin küresel olarak tanınması için çaba sarf edeceği belirtildi.
Ebu Gayt ise, barış sürecinin Araplar için stratejik bir seçim ve onların otoritesine bağlı olduğuna dair fikir birliğine varıldığını açıkladı.
Diğer taraftan Kraliyet Divanı tarafından yayınlanan bir bildiriye göre, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Kudüs konulu Amman toplantısına katılan dışişleri bakanlarıyla yaptığı görüşmede, Filistinliler ve İsrailliler arasında “adil ve kalıcı bir barış anlaşması” çerçevesinde Kudüs meselesine iki devletli bir çözüm bulma gerekliliğine dikkat çekti.
Bildiride, Kral 2. Abdullah’ın, “Kudüs meselesine nihai bir çözüm gerekmekte ve bu konu, Filistinliler ile İsrailliler arasında adil ve kalıcı bir anlaşma kapsamında çözülmelidir. Uluslararası kararlara ve Arap barışı girişimlerine uygun iki devletli çözüme dayanılmalıdır” dediği kaydedildi.
Arap Dışişleri Bakanlarının bu toplantısı, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçtiğimiz Aralık ayında aldığı “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma” kararının ardından gerçekleştirildi.
1967 yılında İsrail tarafından işgal edilmeden önce Doğu Kudüs, Ürdün idaresi altındaydı. ABD tarafından alınan bu karar, “uluslararası meşruiyeti ve BM kurallarını” ihlal ediyor.
Dışişleri Bakanları heyeti; Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt’ın yanı sıra, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş’dan oluşuyor.
Diğer taraftan Ürdün Kraliyet Divanı tarafından yayınlanan bildiriye göre, Kral 2. Abdullah’ın “Kudüs’ün statüsünün ancak ilgili taraflar arasındaki müzakerelerle belirlenebileceğini söyleyen uluslararası kararları ihlal eden ABD kararına karşı söz konusu heyetle en iyi yollarla” görüşmeler gerçekleştirdiği açıklandı.
Aynı şekilde bildiride, “Filistinlilerin özgürlük hakları ve başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti’nin kurulması temeline dayalı olarak ve Filistin- İsrail çatışmasını sona erdirmek için siyasi bir yol bulma ihtiyacı” üzerinde durulduğu kaydedildi.
Ayrıca Kudüslülerin kararlılığının desteklenmesi, Kudüs şehrindeki Arap kimliğinin ve İslam ile Hristiyanlığa ait kutsalların korunmasının önemine dikkat çekildi.
Bu bağlamda Ürdün Kralı, ülkesinin mukaddes Kudüs şehrindeki İslam ve Hristiyanlık açısından öneme sahip değerlerin korunmasında dini ve tarihi sorumluluklarını üstlenmek için elinden gelen her türlü çabayı sarf edeceğini vurguladı.
Kudüs, 1967 yılında İsrail tarafından işgal edildi. Şehir, uluslararası toplum ve ABD tarafından tanınmayan bir hareketle 1980 yılında kalıcı ve birleşik bir başkent olarak ilan edildi.