Birleşmiş Milletler’in (BM), DEAŞ’ın kalesi Rakka’da mahsur kalan yaklaşık 20 bin sivilin tahliyesi için iki gün önce yaptığı insani ateşkes çağrısına hiçbir yanıt gelmedi. Ancak yayınlanan raporlarda, hazirandan bu yana Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve uluslararası koalisyonun DEAŞ’ı bölgeden kovmak için yürüttüğü askeri operasyonların başlamasıyla birlikte kuşatma altında bulunan sivillerin durumu gitgide kötüleşiyor.
‘Rakka sessizce katlediliyor’ isimli yerel ağda bir aktivist olan Ebu Muhammed er- Rakavi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Rakka’da, kuşatma altında sıkışıp kalmış 25 – 30 bin civarındak sivillerin, yiyecek ve içecek stoklarının tükendiğini söyledi. Er-Rakavi, “Rakka’daki siviller, susuz, elektiriksiz ve ihtiyaç duyulan her türlü malzemeden yoksun bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor. Buna birde hava saldırıları sonucu yıkılan binaların altında kalan cesetlerin çürümesiyle birlikte salgın hastalıklar da baş gösterdi. Savaşın uzamasını bekliyorduk. Ancak Rakka’nın, insani kayıpların yaşanabileceğine karşı kayıtsız kalınacağını, SDG ve koalisyon güçleri tarafından rastgele bombalanacağını beklemiyorduk” dedi.
Raporlara göre, son birkaç gün içerisinde düzenlenen hava saldırılarında 150 sivil hayatını kaybetti. Bunun üzerine BM, Rakka’da mahsur kalan yaklaşık 20 bin sivilin tahliyesi için insani ateşkes çağrısı yaptı. BM, ABD liderliğinde koalisyon güçlerine, sürekli insani kayıplar verilen hava saldırılarını gözden geçirmesi ve yeniden düzenlemesi çağrısında bulundu.
BM’nin Suriye İnsani Yardım Koordinatörü Jan Egeland, Cenevre’de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Hava saldırılarından kaçanları tek çıkışları olan Fırat Nehrindeki teknelere saldırı yapılmaması gerektiğini” ifade etti. Egeland, “Bizler DEAŞ üyelerinin sivilleri oradan çıkarmamak için her şeyi yaptıklarını biliyoruz. Şuan, sivillerin kaçışlarını kolaylaştırmak için ‘ne yapılabilir?’ sorusuna cevap bulma zamanı” dedi.
Uluslararası Af Örgütü’nden (UAÖ) yapılan açıklamada, Rakka’da binlerce sivilin, şehirde sıkışıp kaldıkları belirtildi. UAÖ raporunda, “Çatışmanın taraflarının sivillere yönelik zararları en aza indirgeyecek şekilde önlemi alınması, zorunlu veya orantısız saldırıların yasaklanması, nüfusu kalabalık sivil bölgelerde geniş alan etkisi olan patlayıcı silahların kullanımının durdurulması zorunludur” denildi.
UAÖ Kıdemli Kriz Müdahale Danışmanı Donatella Rovera yaptığı değerlendirmede, “Rakka’nın, DEAŞ’tan geri alınması operasyonlarının yoğunlaşması ile kuşatma altındaki şehirde binlerce sivil, dört bir yandan ateş altında sıkışıp kaldı. DEAŞ’ın sivilleri kalkan olarak kullandığını bilen SDG ve ABD güçleri, sivilleri koruma çabalarını iki katına çıkartmalı. Gelişigüzel hava saldırıları düzenlememeli ve sivillerin görebileceği zararı en aza indirmek üzere, gerekli ve mümkün olan tüm tedbirler alınmalı” dedi.