Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Dağr: Yemen’de ihtilaf sayfasını kapatıyoruz | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Yemen Başbakanı Dr. Ahmed Abid bin Dağr, en tehlikeli kaçakçılığın İran ve Husiler’in yaptığı balistik füze ve uçaksavar kaçakçılığı olduğunu söyleyerek bu durumun Yemen ve Suudi Arabistan’ın güvenliğini tehdit ettiğini söyledi.

Genel Halk Kongresi (GHK) Partisi’nin düşman lehine bölünmesi, parçalanması ya da ehlileştirilmesini engelleme sözü veren Dağr, ortak yönetimin Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ve Ahmed Ali Abdullah Salih’den oluşacağına dikkat çekti. Bütün genel sekreterlerin ve komite üyelerinin, parti başkanı, başkan yardımcıları ve genel sekreter seçimi yapmak üzere bir Yemen’de bir toplantı organizasyonu hazırlığında olduğunu açıkladı.

Ahmed Abid bin Dağr Şark’ul Avsat’a verdiği demeçte, parti üyelerinden herhangi birine yaptırım yapılmasına karşı olduklarından Ali Abdullah Salih üzerindeki yaptırımların kaldırılması için uluslararası toplumdan yardım isteyeceklerini söyledi. Dağr “ Aramızdaki ihtilaf sayfasını kapatacağız ve üyeler arasında hoşgörü ruhunu sağlayacağız” dedi.

Dağr, “Kararlılık Fırtınası” operasyonunun ümmet tarihinde ülkeyi İran’ın emellerinden korumak için zorunlu bir savaş olduğunu ifade etti.

Yemen’de savaş üç yıl sürdü diyen Dağr, Yemen’in kendine has özellikleri var. Husilerin bölgesel yandaşları bugüne kadar onlara destek verdiler.

Aden’deki geçici meclis ile ne doğrudan ne de dolaylı yollardan anlaşmanın yapılamadığını söyleyen başbakan, bölünme üzerinde ısrarlı olan meclisin silah yoluyla tüm siyasi unsurlara baskı uyguladığını vurguladı. Bu durum Husilerin yolunu taklit eden bir parti ile diyaloğa izin vermeyeceğini söyledi.

Dağr ayrıca Suudi Arabistan’ın Yemen’e verdiği cömert destek ile ülkenin para biriminin tamamen çökmekten kurtulduğunu söyledi.

Aden’e geri dönüşüyle ilgili Dağr “ Aden’de yeniden savaşmak için dönmeyeceğiz” dedi.

Dağr açıklamalarında İran’ın Husileri isyana teşvik ettiğini “Kararlılık Fırtınası” operasyonundan önce karadan, denizden ve havadan yapılan silah ve füze kaçakçılığının operasyondan sonra sahil yoluyla yapıldığını söylediği röportaj şöyle:

Kararlılık Fırtınası operasyonun ardından geçen üç yılın sonu umudu yeniden elde etmenin başlangıcı mı? Bu aşamayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Üç yıl boyunca savaşın sürmesini sağlayan zorluklar neler?

Öncelikle şunu idrak etmemiz gerekir ki operasyon kararı ümmet ve ulusal açıdan tarihi bir karardır. Ümmetin tarihinde gidişatı değiştiren büyük olaylar vardır. Savaş kararı ümmeti korumak, düşmanlarının yüce çıkarlarına zarar vermesini engellemek ve güvenliği sağlamak için alınmış tarihi bir karardı.

Husilerin meşru hükümete yönelik darbesiyle Yemen devlet kurumlarını ele geçirmesi tamamen bu çerçevede tanımlanabilir. Savaş üç yıl sürdü çünkü Yemen’in kendine has özellikleri var. Husilerin bölgesel destekçileri Husilere direniş gerekçeleri sağladılar.

İran’ın bölgeye yönelik tehdidi nedir? İran’ın oyun kartları nelerdir? Geriye kalan kartlar neler?

İranlılar Arap Yarımadası’nın güvenliği için sürekli tehdit oluşturdular. Asırlar boyunca buradan bir parça ele geçirebilmek için çabaladılar. Araplara karşı nefreti derinleştirdiler, dini saptırdılar ve mezhep farklılıklarını kullanarak ilişkilerimizi zehirlediler.

İran’ın Yemen’deki vekilleri olan Husiler, İran’ın destek ve parasıyla Zeydiye mezhebinin mağduriyeti iddialarıyla pazarlandılar. Dini bir çekişme yarattılar. Yemen’deki savaşta daha fazla taraftar kazanmak için olayı mezhep çatışmasına çevirdiler.

İran Yemen’deki bu durumu Nil’deki kartlarından biri olarak kullandı. Araplar ve özellikle Yemenliler bu savaşı kazanırsa İran rejiminin tüm kartlarını birer birer düşüren tarihi bir zafer kazanmış olacak.

Dağr hükümeti tarafından Hadi’nin Yemen’e ısrarlı bir şekilde çağrılmasının sırrı nedir? Bu çağrılara cevabınız nedir?

Bu çağrıları kim yaptıysa onları bağlar. Bu davetlerin bir gerekçesi yoktur ve hükümetin görüşünü yansıtmaz. Biz bu tutumu reddediyoruz. Kardeşimiz Abdurabbu istediği zaman Aden’e dönebilir. Biz açık ilkelere dayanan bir ittifak içindeyiz. Bunun özeti şudur: Yemen’de İran ve Husileri hezimete uğratmak, devleti yeniden kurmak, kanuna dönmek, Yemen’in birliğini, güven ve istikrarını korumaktır. Bu koşullarda ikincil ihtilafları kışkırtma, ülkemizdeki olgun ve gerçek durumu yansıtmamaktadır.

İran doğrudan ya da dolaylı yollarla Husilerin silah kaçakçılığı yapmasını sağlayarak savaşın sürmesine destek olmaktadır. Bu kaçakçılık nasıl yapılmaktadır?

İran Husileri isyana sevketti. Onlara her türlü silah ve basın yayın gibi desteği sağladı. Mezhebi farklılıkları kullandı. Koalisyonun operasyonlarından önce karadan, havadan ve denizden silah kaçakçılığı gerçekleştirdi. Operasyondan sonra sahillerdeki denetim zayıflayınca burayı kullandı. Kendilerini tehlikeye atarak kara yolunu kullandılar. En son ulusal ordu birimleri tarafından yapılan denetimlerde birkaç gün önce el- Cevf’te 1500 modern telsiz ele geçirildi. Ancak en tehlikeli kaçakçılık Yemen ve Suudi Arabistan’ın güvenliğini tehdit eden balistik füze ve uçaksavar kaçakçılığıdır. Bu füzeler Yemen ve Suudi Arabistan’ı tehdit ediyor. Savaş ne kadar uzarsa Husiler o kadar güçlü ve dayanıklı olacak ve buralarda daha fazla yer kök salacaklar.
Güney’deki geçiş hükümeti ile bir anlaşma var mı? Varsa bu anlaşmaların geçen ay gerçekleşen olayların ardından ulaştığı nokta nedir?

Şu ana kadar doğrudan ya da dolaylı yoldan varmış olduğumuz bir anlaşma yok. Şu anda geçici meclis silah gücünü tüm siyasi oluşumlar üzerinde kullanarak bölünmeyi dayatıyor. Bu şartlar altında diyalog kuramayız. Onlar Husilerin yolunu sürdürüyorlar. Meclisle anlaşabilmemiz için önce iktidar olabilmek için silah kullanmayı bırakmaları gerekir. Hedeflerini gerçekleştirmek istiyorlarsa parti gibi davranmaları gerekir. Ancak bu şartlarda görüşebiliriz. Yine bu şartlarda istikrarı sağlamak için tarafların maslahatını gözeten bir anlaşma zemini oluşturabiliriz.

Hükümetin Suud mevduatını kullanma planı nedir? Ve yerel para biriminin diğer para birimleri karşısında gerileyişini durdurmak için ne yapmak gerekir?

Teminat işlemleri tüm hızıyla devam ediyor. Bu konuda Yemen Merkez Bankası, Suud yetkilileriyle bu konuda bir anlaşma yaptı. Suud’un bu cömert desteği, Yemen para biriminin çöküşünü engelledi. Bu durum Yemen’in iktisadi çöküşten kurtulmak için yaptığı çağrıya Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın olumlu karşılık vermesiyle gerçekleşmiştir. Yemenliler adına çok teşekkür ederiz.

Mevduat Yemen riyalinin istikrarını sağlamak ve öncelikli olarak gıda ve tıp alanında kullanılacaktır. Geçtiğimiz günlerde Yemen riyalinin döviz kurlarında diğer para birimlerine karşı önemli bir iyileşme gördük. Bu iyileşme riyalin değerine de yansıyarak dar gelirlileri de koruyacaktır. Ayrıca ülke ekonomisinin çöküşünü de engelleyecektir.

Eski cumhurbaşkanı Abdullah Salih’in ölümünden sonra Genel Halk Kongresi Partisi’nin rezisyonunda Dağr’ın rolü nedir? Ahmet Ali Abdullah Salih ile iletişiminiz var mı? Hükümetiniz onun ismini BM’in yasaklı listesinden sildirmeye çalışacak mı?

GHK’nin tanışmış liderleriyle bu konuda büyük çaba sarfettik. Amacımız partiyi tek ve bütün olarak korumaktı. Partinin bölünmesini, parçalanmasını ve düşman lehine ehlileştirilmesini engelleyeceğiz ve partiyi siyasi hayattaki konumuna geri döndüreceğiz.
Bu hedefimize ulaşmak için ortak bir liderlik oluşturacağımızı açıkladık. Bu oluşum için Abdurabbu ve Ahmed Ali Salih’de var. Bütün genel sekreterlerin ve komite üyelerinin, parti başkanı, başkan yardımcıları ve genel sekreter seçimi yapmak üzere bir Yemen’de bir toplantı (1200 üye) organizasyonu hazırlığındayız. Burada partinin tüzüğüne ulusal uzlaşmanın gerekliliklerine uyacağız.

Şu açık ki bizler üyelerimizden herhangi birine yasak uygulanmasını istemiyoruz. Bu nedenle kardeşimiz Ahmet Ali Abdullah Salih’e uygulanan yasağın kalkması için uluslararası toplumu baskı yapmaya çağırıyoruz. Aramızdaki ihtilafları kaldırarak bir sayfayı kapatacağız. Üyeler arasında yeni bir hoşgörü ruhu oluşturacağız.

Hükümetiniz çatışmaları taraflarla diyaloğa hazır mıdır? Savaşı bitirmenin tüm taraflar için ortak bir çözüm olacağını kabul ediyor musunuz?

Husiler, Körfez girişimini ve mekanizmalarını ve aldıkları kararları ayrıca 2216 sayılı BMGK kararlarına uyarlarsa bu referansları diyalog için bir zemin kabul edebiliriz. Biz barış savunucularıyız. Bu referanslar ışığında bir diyalog mümkündür ancak bunların dışında bir diyalog gerçekleşemez. Halkımız bunu reddedecektir sonuçlarını reddettiği gibi.

Aden’de geçiş meclisinin siyasi eyleme geçmesini, silah bırakmasını ve bu şekilde diyaloğa girmesini bekliyoruz. Yemen’de diğerleriyle diyalog masasına oturmadan siyasi bir çözüm gerçekleşemez.

Aden’de istikrarsızlığı kim istiyor? Amaç nedir?

Aden ve Yemen’in genelinde ortak sorumluluğumuz Yemen’de birlik ve beraberliği isteyen ayrıca istikrarı sağlayacak, Sana’da yansımaları görülenlerin Aden’de de yaşanmasını sağlayacak Körfez girişimin altın kuralına uymaktır.

Husilerin yenilgisi, ittifakın en önemli amacıdır. Düşmanla birlikte ön cephenin ardında gerçekleşen her küçük politik ya da askeri savaş, kötü yönetim ve görme körlüğüdür. Düşmanı yenmeyi ve devlet ve toplumu bütünleştirmeyi amaçlamayan tüm uygulamalar, Yemenliler tarafından desteklenmeyecektir. Yoksa Yemen ve bölge şu anda olduğundan daha kötü bir aşamaya girecektir.

Aden’e mi dönüyorsunuz? Tam olarak hükümet kurulmadan Aden’de çalışmanızın önünde engeller var mı?

Evet er ya da geç Aden’ döneceğim. Ancak Aden’e yeni bir savaş başlatmak için gitmiyoruz. Biz hükümet olarak vatandaşlarımızı düşünüyoruz. En değerli olan şey hayattır. İnsanların güvenliği ve toplumun istikrarı boşluk kabul etmez. Geri dönmeyeceğiz. Şu anda hükümetin yaşamın her alanında yer almasıyla ilgili sorunlarımız var.

Yemen’deki DEAŞ üssü ne durumda?

DEAŞ’la savaş halindeyiz ve büyük başarılar kazandık. Ebin ve Hadramevt’i DEAŞ’ın hakimiyetinden ve nüfuzundan temizledik. Şebhe, Lahca ve Aden’de de Koalisyonun desteği BAE’nin destek kuvvetleriyle teröristlerle mücadele ettik. Ancak El Kaide hücreleri hala bazı bölgelerde varlığını sürdürüyorlar. Bunları tam olarak ortadan kaldırmak için kardeşlerimizin ve uluslararası toplumun yardımına ihtiyacımız var.

Meşru hükümetin Husilerin hakimiyeti altında yaşayan ve bir yıldır maaşları ödenmediği için zor koşullarda yaşayan vatandaşları hakkında planı nedir?

Husiler, kontrol ettikleri alanların kaynaklarına el koydukları müddetçe memurların maaşlarını ödemekte zorluk çekeceğiz. Buradaki vatandaşlarımızın durumlarına son derece üzülüyoruz. Husiler en az 5 milyar dolar devlet hazinesine el koydular, iki trilyondan fazla Yemen riyalini ele geçirdiler. Aslında kontrol ettikleri bölgelerden elde ettikleri yıllık gelirleri 800 milyar Yemen riyalini aşmaktadır ve bu meblağ en az 9 ay boyunca çalışanların maaşlarını ödemek için yeterlidir.

Biz uluslararası delege İsmail Velid Şeyh’e defalarca Husiler’in hakimiyeti altındaki yerlerde gümrük ve diğer vergilerini ödedikleri takdirde memurların maaşlarını ödemeyi üstlenmeye hazır olduğumuzu defalarca söyledik. Bu paraları topluma karşı düşmanlık yapmak için Husilere bırakmaya razı olamayız. Aden, Hadramevt ve Marib’ten Yemenlilerin tüm maaşlarını ödemeleri istememiz mantıklı olmaz.

BM’ye bağlı olarak çalışan örgütlerin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnsani yardım örgütlerinin performansını ve faaliyetlerini değerlendirmeyi BM’e bırakacağız. Genel olarak Birleşmiş Milletler liderliğindeki insani bir çaba var. Yemen’deki Koalisyon, Husilerin yarattığı sorunları epey hafifletti. Yemen’e yardım göndermek uzun ve meşakkatli bir yoldur bunu tarafsız ve dürüst bir şekilde değerlendirmek gerekir.

Yemen’in üç BM temsilcisi oldu. Cemal bin Ömer, İsmail Velid Şeyh ve Martin Griffith. Ömer ve Velid Şeyh Yemen’e ne kazandırdı?

Bu iki delege Yemen’deki sorunların üstesinden gelmek için büyük çaba sarfettiler. Yemenlilerin daha fazla acıyla karşılaşmaması için anlaşmalar yapmaya çalıştılar. Her iki delegede tarafları memnun edecek çözümlere ulaşmak için samimi istek gösterdiler. Ancak Husiler bu çabaları atıl bıraktılar. Üçüncü delege Griffith’e başarılar diliyoruz. O çözüm için temel sorunları ele alırsa başarılı olacaktır. Burada gerekli olan uluslararası toplumun BMGK’nın 2216 sayılı kararını uygulamaları ve meşru hükümetle görüşmeleri konusunda Husilere baskı kurmasıdır.

BM’nin Taiz’deki insan hakları ihlalleri raporlarıya Saade gibi Husilerin bulunduğu yerlerdeki ihlallerle karşılaştırıldığında ne görüyorsunuz?

Uluslararası örgütler Husilerin hakim oldukları bölgelerde insan hakları ihlallerine yoğunlaştılar. İlgilendikleri bölgelerden biri de üç yıldır Husilerin zulümlerinin yaşandığı Taiz. Bu şehir, Husilerin felakete çevirdiği bir yer.

Vatandaşlarının büyüklüğü, ulusal ordunun kahramanları ve direnişi, ve milli mücadeledeki uzun tecrübesi olan siyasi partiler olmasaydı Taiz çoktan Husilerin eline düşerdi. Taiz bugün kuşatma altında. Ancak bu kuşatma uzun sürmeyecek. Taiz, zaferin anahtarı olacak. Taiz’in özgürleşmesiyle Yemen Husilerin tortularından kurtulacak.

Başbakanlık görevine ilişkin iki yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cumhurbaşkanının kişisel desteği ve arkadaşlarımızın desteğiyle iki yıl önce çok kötü şartlarda olan Aden’e hizmet ettik ve maaşları verdik. Husiler yavaş yavaş devletin kaynaklarını ele geçirdiler. Biz idari, mali ve teknik zorluklar altında Merkez Bankasını taşıdık. Madeni para piyasada tamamen tükendikten sonra bastırdık. Daha önceki hükümetlerin uygulamadı şekilde Hadramevt, Marib ve Aden’de kendiliğinden kaynak sağlayan projeleri hayata geçirdik. Aden, Hadramevt, Ebin ve diğer şehirlerde terörle mücadeleye başladık. Suud ve BAE’nin desteğiyle buralarda güvenliği sağladık.

Dahası, Ulusal Orduyu donanımlı ve eğitimli bir şekilde hazırlamış bulunmaktayız. Ayrıca yargıya yönelik olarak hazırlanan güvenlik hizmetlerinin çoğunu yeniden yapılandırdık, yargıçların maaşlarını düzenli olarak ödedik. Mahkemeler ve Kamu savcılığını düzenledik. Son iki yılda hükümet, hizmetlerini kültür, medya, sanat ve spor dallarına da yaydı ve Aden ve Abyan’daki en önemli iki stadyumu yeniden inşa ettik. Bu illerdeki yerel yetkililer, tüm bu alanlarda ek çaba sarf ettiler. Bazıları vatanları için hayır yapabileceklerini kanıtladı.