Luciana ve birçok Çeçen aile, Ayn İsa Mülteci Kampı’ndan, Rusya hükümetine teslim edilmek üzere Suriye’nin kuzeydoğusunda bulunan Kamışlı şehrine ulaştı.
Luciana’nın soyu, Grozni’ye dayanıyor. O, 40 yaşlarının ortasında bir kadın… Şaşkın ve aklı karışık görünüyor. Zayıf Arapça’sıyla Suriye’ye olan yolculuğunu anlatmaya çalışıyor.
Luciana o anları şöyle anlatıyor, “2014 yılının yazında Suriye’ye gittim. Ardından Rakka’ya yerleştik. Eşim burada bir örgütte savaşçıydı. Rakka’da iki çocuğumuz oldu. (Yanından geçip gidenleri gözleriyle süzdüğü sırada, yüzünü bürüyen ifadeleri gizleyemiyor) Bu yılın başında, bombardımanlar sırasında eşim öldü. O zamandan beri ben ve çocuklarım yalnız başımıza kaldık. Rakka’daki savaşların yoğunlaşmasından sonra örgütün elinden kaçtık ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) teslim olduk.”
Kendi kaderi ve çocuklarının geleceği hakkında hiçbir şey bilmediğini söyleyen Luicana, “Benim soruşturmam bittikten sonra, Kürt yönetimi bana, ülkeme geri dönmek isteyip istemediğimi sordu. Ben de hızlıca ‘evet’ diye cevapladım. Ancak ailemin evine mi yoksa hapishaneye mi gideceğimi bilmiyordum. Sorguya çekildim. Çünkü gizli bir şekilde Suriye’ye gitmiş ve ülkemde terör örgütü olarak nitelendirilen örgüte ait bölgelerde kalmıştım” diyerek yaşadıklarını dile getirdi.
Pazar günü askeri bir Rus uçağı, DEAŞ terör örgütüne katılan aileleri teslim almak için Hmeymim Üssü’nden Kamışlı Havalimanı’na ulaştı. Uçak’ta Rusya Duma Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Rus Senatör Zayid Muhammed el-Sibsibi ve beraberinde bir general de bulunuyordu.
Rus heyet, Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Dr. Abdul Kerim Amr ve Halkı Koruma Birlikleri Sözcüsü Nuri Mahmud başkanlığındaki Kürt yönetimi temsilcileri tarafından karşılandı. Ailelerin teslimi, Kürt bayraklarının yanı sıra Rusya Federasyonu ve Çeçen Cumhuriyeti bayrakları eşliğinde düzenlenen bir basın toplantısında, resmi bir törenle gerçekleştirildi.
Dr. Abdul Kerim Amr, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “İnsani konumumuza ve uluslararası belge ve anlaşmalara dayanarak, DEAŞ örgütüne katılan birçok Rus vatandaşını teslim aldık” dedi. Rus ailelerin, askeri operasyonlara katılmadığına dikkat çeken Amr, “Onlarla gerçekleştirdiğimiz soruşturmalardan sonra, onların herhangi bir öldürme operasyonlarına katılmadıklarından emin olduk. Baskı ve nefretten uzak bir şekilde ülkelerine geri dönme talepleri üzerine, 13 kadın ve 29 çocuğu teslim aldık” açıklamasında bulundu.
Dr. Amr, Moskova’nın, Suriye’deki DEAŞ terör örgütüne katılan vatandaşları ikinci kez teslim aldığını belirtirken, bu yılın yaz mevsiminde 13 Rus vatandaşının Rusya’ya döndüğünü söyledi.
SDG’nin 17 Ekim’de DEAŞ’ı Rakka’dan kovup şehrin kontrolünü sağlamasının ardından onlarca Rus asıllı örgüt unsuru, SDG’ye teslim oldu. Söz konusu vatandaşlar, Rakka’nın kuzeybatısındaki Ayn İsa Mülteci Kampı’na götürüldüler. Daha sonra ise, Rusya’ya gönderilmek üzere Kamışlı şehrine nakledildiler.
Senatör Zayid Sibsibi’nin Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda, “DEAŞ’a katılan kadın ve çocukları, Rusya’ya iade etmek amacıyla büyük bir arama çalışması gerçekleştirdik. Geçtiğimiz aylarda, Irak ve Kuzey Suriye’deki PYD hakimiyetindeki bölge ile yoğun toplantılar ve istiareler yaptık” dedi. Sibsibi ayrıca, “Çocuklar, ailelerine teslim edilecek ve psikolojik tedaviler almak üzere uzman merkezlere yönlendirilecek. Aleyhinde dava açılmayan veya şikâyet bulunmayan kadınlar serbest bırakılacak. Ancak dava açılanlar, Rusya’daki yerel mahkemelere götürülüp cezalandırılacak” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz Temmuz ayından bu yana Moskova, DEAŞ terör örgütüne katılmak üzere Suriye ve Irak’a giden vatandaşların geri iadesi için çalışmalar yürütüyor. Söz konusu çalışma, Uluslararası Koalisyon ve ABD tarafından desteklenen SDG bünyesine giren bir grup Rus asıllı kadın ve çocuklara dair medyada çıkan haberlerden sonra başladı.
Halkı Koruma Birlikleri Sözcüsü Nuri Mahmud ise, birliklerinin geçtiğimiz ay yaşanan çatışmalardan sonra bu aileleri Rakka’dan tahliye ettiklerini açıkladı. Mahmud, “Kendi ülkelerine dönmeyi talep ettiklerinden sonra bu ailelere, insan hakları ilkelerine ve öz yönetimin yerel yasaları uyarınca davrandık. Ve Rus taraflarla temasa geçerek onları ülkelerine teslim ettik” dedi.
Luciana ve diğer aileler aynı otobüse binerek, ülkelerine dönmek üzere Kamışlı Havalimanı’na gittiler. Ailelerin yüzüne hüzün yansırken, Luciana yaptığı açıklamada, “Üç yıl, 30 yıla bedeldi. Annemi, babamı ve ailemi çok özledim. Sadece odama, yatağıma geri dönmek ve çocuklarımı savaştan uzak tutmak istiyorum” şeklinde konuştu.