Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

DEAŞ’ın Musul senaryosuna dair korkular tekrarlanıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

10 Haziran 2014 tarihinde Musul’un düştüğü geceye tanıklık eden eski Ninova Valisi Asil Nuceyfi, bugün Irak-Suriye sınırı boyunca yaşananların olumsuz bir görüntüsünü resmetti.

DEAŞ terör örgütü, çoğunlukla sınır şeridindeki Irak kabilelerinin en büyüğü olan Şamar kabilesinden olmak üzere onlarca vatandaşın kaçırılması da dahil, son dönemlerde Musul, Kerkük, Diyala ve Anbar arasında farklı bölgelerde bir dizi operasyon düzenledi. Kabile, 20 Haziran’da Başbakan Haydar el-İbadi’ye bir mektup gönderdi. Mektupta, kabileden 6 kişinin öldürülmesine yanıt olarak DEAŞ ile mücadele edilmesi amacıyla üyelerinden bir tugayın oluşturulması istendi.

Aynı şekilde mektupta, güvenlik güçleri sivilleri korumada “ihmalde bulunmak” ile suçlanırken, güçlerin Irak halkını koruma ve onları savunma görevlerini yerine getiremediği ifade edildi. “Tavrımız, adaletsizlik karşısında ve mazlumları savunma konusunda değişmeyecek” ifadelerine yer verilen mektupta ayrıca, İbadi’ye “bu tür olayların tekrar etmemesi için güvenlik güçlerinin hesap vermesi” çağrısı yapıldı. Güvenlik güçlerinin, Şamar kabilesinin, diğer kabile üyelerinin ve Arap aşiretlerinin yaşadığı bu alanları kontrol edememesi halinde, İbadi’ye “orduda gönüllü katılımın sağlanması için kapıların açılması ve DEAŞ’ın kullandığı benzer ekipmanlarla silahlandırılarak kendilerini korumaları adına bu bölgelerin halkından tugay oluşturulması” çağrısı yapıldı.

Ancak Ninova eyalet meclisi, meclis başkan yardımcısı Nureddin Kaplan aracılığıyla “DEAŞ’a karşı mücadele vermek amacıyla Şamar kabilesinin silahlandırılması” talebini reddettiklerini duyurdu. Kaplan gerçekleştirdiği bir basın0 toplantısında, “Herhangi bir kabile veya toplumsal varlığın silahlandırılmasını reddediyoruz. Resmi güvenlik hizmetlerinin yanındayız. Askeri güçlerin DEAŞ ile mücadele etmesine ihtiyaç duyulması halinde bu görev, resmi güvenlik birimlerine verilmelidir” şeklinde konuştu.

“İstenmeyen sonuçlara yol açabilecek toplumun militarizasyonuna karşıyız” diyen Nureddin Kablan, “Güvenlik birimleri dışında herhangi bir aşiret veya gücün silahlandırılması, bizi sonu olmayan çatışmalara iter” dedi.

Öte yandan silahlı örgütler uzmanı Hişam el-Haşimi, “DEAŞ, lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye olan sadakatini yineledi. Kaçırma eylemleri gerçekleştirmek, uluslararası yolları kesmek ve özgür kalmış bölge veya köylere saldırmak suretiyle kendi kendilerini finanse etmeye çalışan uyuyan hücreler aracılığıyla örgüt, kendisini toparlamaya çalışıyor” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan el-Haşimi, “Bu hücreler, bölgesel toplanmaya, daha sonra da sınır bekçilerine önem verir” ifadelerini kullandı.

DEAŞ’ın operasyonlarının 2010 yılında yürütülenlerle benzer olduğunu belirten uzman, bu nedenle geçiş dönemlerini aşmalarının ardından büyük çaplı operasyonların beklendiğini vurguladı. El-Haşimi, “İtirafların çoğu; Irak’taki DEAŞ’ın ciddi eylemlere başladığını, örgütsel yapıyı güncellediğini ve yenilen liderliği dondurduğunu doğrulamaktadır” şeklinde konuştu. Uzman ayrıca, öz finansmana itimat edildiğini, Bağdadi’ye bağlılığın yenilendiğini, maaş ve teminatların yüzde 30’a düşürüldüğünü, idari ve lojistik dosyaların dondurulduğunu, sadece güvenlik ve askeri faaliyetlerin etkinleştirildiğini vurguladı. El-Haşimi ayrıca, “Mevcut belgeler, 25 binden fazla unsurun dondurulduğunu gösteriyor” dedi.

Öte yandan eski Ninova Valisi Asil Nuceyfi yaptığı açıklamada, “Bölgelerimizdeki güvenlik durumu artık bazı nedenlerden dolayı tutarlı değil. Zira güvenlik birimlerinde hem sayı hem de potansiyel bakımından eksiklikler mevcut” ifadelerini kullandı.
“DEAŞ’a karşı mücadelede krizlerle başa çıkmak için stratejik bir güvenlik çalışması mevcut değil. Yani bu durum önceki deneyimlerden faydalanmadığımız anlamına geliyor” diyen Necifi zölerini şöyle sürdürdü;

“DEAŞ’ın şu ana kadar vatandaşlarımızın üzerinde herhangi bir korku oluşturmadığı açık. Ancak bu olayların tekrarlanmasıyla, özellikle Bağdat’taki siyasi tabakanın bugün politik krizlerle meşgul olması ve artık güvenlik durumundan fazla bir şey ummaları dolayısıyla tablo, önemli ölçüde olumsuz bir şekilde değişebilir”

Asil Nuceyfi, DEAŞ’ın nerede olduğuna dair Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, DEAŞ’ın şu an Cezire ve Badiye’de bulunduğunu, Irak- Suriye sınırına yakın bölgelerde kamp kurduğunu ve bu bölgelerden Irak’a girmek için faydalandıklarını vurguladı

Hızlı çözümlerin gerektiğini söyleyen Nuceyfi, “Çünkü 4 yıl önce Musul’un düşüşü sırasında olaylar bu saldırılarla başladı. O dönemde herhangi bir önlem de yoktu” dedi. Yetkili, “DEAŞ, Musul’un güneyindeki bölgelere yönelik saldırılarını artırabilir, Musul- Bağdat ve Kerkük- Bağdat yolunu kesmeye çalışabilir. Zira Kürdistan ile Bağdat arasında önemli bir iş birliğinin olmaması da meseleleri daha karmaşık hale getirecektir” ifadelerini kullandı. Hükümete, “politik meseleleri bir an önce dondurma ve Kürdistan- Bağdat arasında bir iş birliği sağlama” çağrısı yapan Nuceyfi, aksi taktirde DEAŞ’ın durumdan faydalanacağının altını çizdi.