Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Değişik bir Suudi gezisi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kral Abdülaziz bin Abdurrahman’ın Suudi Arabistan’ı kurduğu andan itibaren bu devletin uluslararası istikrarın geliştirilmesi ve güçlendirilmesinde temel bir güç olacağı akıllı her gözlemci tarafından fark edilmişti.

Bu devletin istikrar güçlendirmedeki rolü, yabancıların müdahale etmesini gerektiren Orta doğuyu saran kibirli ve hatasından dönmeyi kendine yedirmeyen her insan yapımı krizde daha da anlaşılacaktır. Bu türden her kriz döneminde Riyad’ın sorumluları ve maiyetindeki müsteşarlar boş söylemlerle dolu olmayan, hedefini bilen ve istenileni iyi bilen Suudi Arabistan mesajını Kuzey, Güney, Doğu ve Batıdaki dünya liderlerine taşıdı. Zira; Riyad’ın sorumluları hem halklarının, hem ümmetin faydasına olacak şeyleri bilmekle birlikte, halkların ve ümmetin faydasına olacak şeyin tüm dünyanın da faydasına olacağını da bilmekteler. Bu basit denklemi aklı ve kalbi olan herkes anlarken, aklı da kalbide kendinden başkasını görmeyenlerin anlamasının zor olduğu bir gerçektir.

Bu çerçevede gerçekleşecek olan ve prens Muhammed Bin Selman Bin Abdülaziz’in veliaht olduktan sonraki ilk gezisi bundan önce yapılan ve El Harameyn (Kutsal iki kent) ülkesinin büyük liderlerinin başında olduğu birçok gezinin tamamlayıcısı niteliğindedir ve bu ziyaret Suudi Arabistan’ın uluslararası mahfillerdeki bilinen varlığını ve etkisini sağlamlaştıracaktır. Bununla birlikte, Kral Selman Bin Abdülaziz’in direktifleriyle yapılan bu gezi tarihi perspektiften farklı bir gezi olacağı kesindir. Pek iyi, neden ve niye?

Bu soruların yanıtı görmek isteyen herkese açık ve kolaydır; Dünya, tuttuğunu koparan ve istediğini yapan genç ve hırslı, bir prensle çalışacağının farkında. Burada değişik bir durum var, sanayileşmiş ülkelerin Suudi veli ahtın vizyonuna bakış açısı ve değerlendirmesine tam tersi yönde bazı civar ülkeleri ve Batı ve Doğu başkentleri bu vizyona düşmanca bir tutum sergilemekte, ülkenin gelişimine ve gelecek jenerasyonların korkusuzca geleceğe bakmasına açık bir şekilde karşı çıkmaktalar. Bazı başkentlerin Veliahdın İslam dinini rehin alanların ellerinden kurtarıp güzel ve toleranslı yüzünü çirkinleştirmek isteyenlerin tekelinden alma projesine düşmanca duygular besleyenlerin bu duyguların halisane olmadığı ve veliahdın şahsına özel olmadığı ve Suudi Arabistan’ın İslam Dünyasındaki ilerici rolüne karşı olduğu da kolayca fark edilir. Bundan dolayıdır ki, bu düşmanlığı besleyenler genç Veliahdın ilerici, gelişimci ve halkının hayrına olduğu kadar, köklü ve şerefli geçmişine bağlı, bu geçmişin doğru ve güzel olanına dayanan, hileli ve yalan olan konuları bertaraf eden projesine de düşman olacaklardır.

Prens Muhammed Bin Selman’ın, Hadimul Haremeyn eş-Şerifeyn’den aldığı direktiflerle, İslam dininin normal pozisyonunu geri alması olduğunu, dinin güzel ve müjdeleyici yüzünü göstermek, dini nefret aracı olmaktan çıkarmak istediğini ve asrın sorunlarına cevap verecek içtihat kapısını açmak istediğini çeşitli izleyicisi ve güçlü uluslararası medya kuruluşlarına verdiği demeçlerde söylemesi kendisine yeter bir şereftir. Muhammed Bin Selman salt dini yönden başarılı olmakla yetinmedi, toplumun açılması için de öncülük etti ve Suudi Arabistan toplumu onlarca yıl başaramadığını birkaç ay içinde başardı.

Bu sebeplerden dolayı, dün Mısır, bugün İngiltere, yarın Fransa ve ardında da ABD’nin yetkililerinin veliahtla olan buluşmalarına ve görüşlerine önem vermeleri doğaldır. Zira; bu ülkeler ülkesi, İslam Dünyası ve tüm dünya barışı için ne istediğini bilen genç bir Suudi Arabistanlı liderle çalıştıklarının farkındalar. Tüm bunlar değişik bir Suudi ziyaretle yüz yüze olduğumuzu söylemek için yeterli değil mi? Evet, yeterli.