Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Değişim bir tek Suudi Arabistan’ı ilgilendirmez | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Konuşmayı yapan Suudi Arabistan Veliaht Prensi, konuşmanın konusu da Suudi Arabistan olmasına rağmen, radikalizme karşı mücadele ve ılımlı islama dönüş konusu hem bölge hemde dünya ülkelerinin kısacası herkesin konusu olmalıdır.

Prens Muhammed bin Selman, bizi takip eden ve hepimizi kuşatan geçmişten çıkmanın en iyi yolunun bugünden itibaren geleceği inşa etmek olduğunu savunuyor. Veliaht prens, gelişimin dönüşüm gerektirdiğini, tedavinin ilk aşamasının problemin varlığını itiraf etmekten geçtiğini, sonra da onunla cesaretle mücadele etmekle gerçekleşebileceğini öngörüyor.

Prens Muhammed dün de açıkça, dürüstçe ve cesurca dünyaya konuştu. Bir zamanlar kurucu babalarımızın yaşadığı, aşırılıktan arınmış ve çevresindeki insanlara hoşgörülü Suudi Arabistan toplumundan ve o topluma dönmekten bahsetti.

Prens, konuyu dinleyicilere doğrudan anlattı. Günümüzde, yakın geçmiş mirasının yarattığı bir sorun olduğunu ve aşırılık yanlılarının, 1979’dan sonra, özellikle de aşırılık ve radikalizm yarışını başlatan Ayetullah Humeyni’nin devriminden sonra, görüşlerini topluma dayattıklarını vurguladı. Dün Veliaht prens, aşırıcı ideolojiyle savaşmayı ve yok etmeyi vadetti.

Veliahtın konuşmasının yankıları konuşmanın yapıldığı konferans salonuyla sınırlı kalmadı, zira, konu kadar dinleyiciler de önemliydi. Prens, dünyaya Suudi Arabistan’ın gelecek projelerinden ve genç nesillere bırakmak istediği dünyadan bahsetti.

Bu cesurca konuşmayla, Suudi Arabistan; bölgenin ve İslam Dünyasının liderliğini bir kere daha eline aldığını, dünyayı tehdit eden aşırılık atmosferinden kurtulma umutlarının doğduğunu söyleyebiliriz.

Veliaht, günümüze dek zor adımlar attı, vatandaşlarına ve dünyaya açılım girişimleri vadetti ve vadettiklerini yerine getirerek sözünde durduğunu ispatladı. Şimdi de, ülkesinin aşırı ideoloji ve radikalizme karşı savaşı başlattığını ilan etmektedir. Bu amaçla kararlar yayınladı ve kanunlar değiştirdi. Komşu ülke Katar’la olan anlaşmazlık da bu politikanın bir parçasıdır. Suudi Arabistan’ın Katar’a karşı duruşu nettir. Suudi Arabistan, Katar hükümeti aşırılık yanlısı grupları topraklarında barındırdığı, medya desteği verdiği ve adaletten kaçanlara kapılarını açtığı sürece bu ülkeyle ilişkiye girmek istemediğini net bir şekilde belirtti. Suudi Arabistan aşırılıklara karşı teamülünde sıfır tolerans politikası izlemektedir. Artık radikal İslam’ı toplumsal ve politik düzeyde yaymaya çalışan kişilere, resmi veya özel kurumlara müsamaha gösterilmeyecektir. Hükümet, alınması zor, hatta imkansız gibi görünen onlarca açılım kararları alarak, bizim dahi hayret etmemize neden olmuştur.

Suudi Arabistanlı prensin sözünü ettiği konunun önemi, dünyada bir milyardan fazla Müslümanın lideri olan Suudi Arabistan’ın öneminden kaynaklanıyor. Bence, meşruiyet, vizyon ve cesarete sahip olan Prens Muhammed bin Salman değişim kararına liderlik edebilir. İslam toplumlarını 1979’dan bu yana tahrip edilen entelektüel düşünceden kurtarabilir. Zira, Suudi Arabistan, Müslümanların manevi referansıdır.

Amaç, insanları aşırılıktan ve aşırılık yanlısı kişilerden kurtarmak değil, aynı zamanda çocukları ve kızları için vaat eden bir gelecek inşa etmektir. Olumlu değişim ruhu ve pozitif yaklaşım, bu hedeflerin gerçekleşmesi için yolları açacaktır. Örneğin, dün kıtaları bağlayan, modern sanayi, uluslararası ticaret ve turizmin kapısını açan teknolojik sistemlere dayanan dev bir bölgenin, ülkenin kuzeybatısında inşa edileceği ilan edildi.

Riyad konferansında ölümle ilgili konuları değil de, yaşamla ilgili konuşmaları dinlemekteyiz. Geçmişin değil de gelecekle ilgili planların yapıldığını görmekteyiz. Umarız, bu konferans, Suudi Arabistan’ı herkes için değişim kapısı haline getirir.