İran’ın Irak ve Lübnan’dan sonra Suriye’de de artan nüfuzundan rahatsız olan İsrail ile Tahran arasındaki tansiyon son birkaç aydır hızla yükseliyor. İran Devrim Muhafızları Genel Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Hüseyin Selami, İsrail Başbakanı Netenyahu’nun yaptığı son açıklamasında “Kim bize zarar vermeyi denerse büyük bedel öder” tehditleri üzerine batı ve kuzey olmak üzere iki yeni cephenin açılacağını duyurdu. Selami, “İsrail’in denizden başka kaçacak yeri kalmadı” sözleri iki ülke arasındaki gerilimi daha da artırdı.

İsrail’in kuruluş yıldönümü dolayısıyla önceki gün düzenlenen kutlama yemeğinde konuşan Netanyahu şu ifadeleri söyledi:

“Ordu göreve hazır. Halk direnecektir. Bedeli ne olursa olsun bundan caymak yok. İran tehditleriyle ilgili olarak asker ve güvenlik güçlerimizin tüm gelişmelere karşı hazırlıklı olduğunu vurgulamak isteriz. Güvenliğimizi tehdit edenlere karşı harekete geçmekten kaçınmayacağız. Bedeli ne olursa olsun bundan vaz geçmeyeceğiz. Düşmanlarımıza bunun bedelini ödeteceğiz.”

İsrail Başbakanı’nın sert sözlerine cevap Tahran’da kılınan Cuma Namazı çıkışında açıklamalarda bulunan İran Devrim Muhafızları Genel Komutan Yardımcısı Tuğgeneral Hüseyin Selami’den geldi. Selami, Gazze Şeridi ve Lübnan’ın kuzeyini işaret ettiği konuşmasında karadan gerçekleşecek bir savaş durumunda İsrail’in batı ve kuzey bölgelerinde iki yeni cephe açacaklarını söyleyerek Tel Aviv’i tehdit etti.

Selami şu ifadeleri kullandı:

“Silahların ve roketlerin tetiğine basmaya hazırız. İsraillilere onları çok iyi tanıdığımızı söylemek isteriz. Siz işgal altındaki Filistin’i kuzeyden ve batıdan, her yönden kuşatmış durumdasınız. Kaçacak yeriniz yok… Çıkacak olan savaşı Temmuz 2006’dakiyle karıştırmayın. Denizden başka kaçacak yeriniz olmayacak.”

Gözlemcilere göre tehditler ciddiyetini halen koruyor. Bu gelişmelerin iki tarafı doğrudan karşı karşıya getirebileceği düşünülüyor. Zira tansiyonu düşürmek için arabuluculuk yapacak üçüncü bir taraf şimdiye kadar çıkmadı.

Söz konusu karşılıklı tehditlere katılan bir diğer isim de İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman oldu. Liberman, İranlı yetkiliye sert sözlerle yüklendiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bizi test etmeyin. Bizler sadece kuzey cephesinde değil birçok cephede aynı anda hazırlıklı durudayız. Biz bu tür İran tehditlerini uzun yıllardır dinliyoruz ve etkilenmiyoruz. Savaşla ilgilenmediğimiz, bilakis sadece barış, güven ve huzur istediğimiz doğrudur. Ancak bize karşı savaş açacak tarafın kanını dökmekten çekinmeyiz. İki cepheden de endişelenecek değiliz. Aksine gayet sakiniz. Her şeye karşı hazırlıklı konumdayız. Bizi kuzey bölgesiyle tehdit edenlere atacakları adımı çok iyi düşünmelerini öneririm. İsrail ordusuyla bir savaşa girmeleri kendilerinin yararına olmayacaktır.”

İsrail’in iki hafta önce Humus’taki T-4 hava üssüne düzenlediği hava saldırısında 7’si İranlı 14 subay ölmüş ve iki taraf arasındaki ilişkiler iyice gerilmişti. İran, İsrail’i açık bir şekilde intikam almakla tehdit etmişti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi geçen pazartesi yaptığı açıklamada “İsrail yaptığı bu düşmanca saldırıya er ya da geç gerekli cevabı alacaktır. Sizin saldırı yaptıktan sonra hesap vermeden kaçtığınız dönem sona erdi” ifadelerini kullanmıştı. İsrailli üst düzey bir güvenlik yetkilisi ise Kasımi’nin sözlerine cevaben, “Eğer İran İsrail’e saldırırsa Esed’i deviririz” demişti.

İsrail Başbakanı Netenyahu önceki akşam yabancı diplomatlarla bir araya geldiği yemekte, diplomatların temsil ettiği devletlerden İran karşıtı söylem geliştirmelerini talep etti. “İran hepimize karşı düşmanlık yapma potansiyeline sahip. Tahran, İsrail’in Arap dünyasının ve medeniyetin düşmanıdır. 21. yüzyılın dünyasında ve 2018 yılında halen İsrail’i yok etme hayallerini dile getiriyor. İran, Ortadoğu’yu bütünüyle kuşatmış durumda ve işgal etmek istiyor. Füzelerini Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’a yöneltiyor. Lübnan’ı işgal eden İran, Gazze’de de yeniden ortalığı karıştırmak istiyor. Irak topraklarına yerleşmiş durumda ve Suriye’de de askerlerini konuşlandırmaya çalışıyor. Barışı seven tüm ülkelerin bu duruma karşı çıkması ve bununla mücadele etmesi gerekir. İran’a karşı susmayın, konuşun!”