Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Diğerlerinin yapamadığını Trump yapar mı? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Beyaz Saray’a gelen her Başkan Araplar ve İsrail arasında “Barış”ı gerçekleştirmek için elinden geleni yaptı ve şansını denedi. Bunun tek istisnası bölgenin diğer meseleleriyle iştigal eden Barack Obama oldu. ‘İmkansız görev’ yani yeni bir barış projesinin kokusu bu sefer Donald Trump’ın mutfağından yükseliyor. Bu defa Trump kendisine en yakın kişileri seferber etti. Danışmanı ve damadı Jarred Kushner’i, bir de Jason Greenblatt’ı bu konuya özel temsilci olarak atadı. İkisi de bir seri ziyaretlerde bulunarak yeni projeyi biçimlendirmeye başladı.

Proje yeni, daha şekillenmedi, dolayısıyla başarılı olup olmayacağı hususunda peşin hüküm verme konusunda acele etmemeliyiz. Filistin meselesinde barışın gerçekleşmesinin Anka kuşunun ortaya çıkması kadar zor olduğunu ve kimsenin şu ana kadar bunu başaramadığını hepimiz biliyoruz. Buna rağmen iyimserliğimiz korumalıyız. Milli piyango gibi, düşük bir ihtimal, ama, ya tutarsa demeliyiz.

Bölgenin genel havası barışın gerçekleşmesi için daha uygun görünüyor. Yetmişlerdeki Camp David’e ve doksanlardaki Madrid Barış Konferansı veya Oslo Anlaşmasından daha iyi olduğunu görüyoruz. Ve tabii, ardından gelen Taba, Wye River ve Vadi Araba anlaşmalarındaki havadan daha iyi olduğu da kesin.

Barış atmosferinin önceki dönemlere göre daha iyi olmasının nedenlerine gelince; Arap Dünyası epey değişti; Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi, Beşşar Esed ve Filistinli Solcu Örgütler gibi barış anlaşmalarına düşman eski oyuncular sahne dışına itildi, Müslüman Kardeşler Örgütü Mısır’da dışlandı, Sudan’da zayıflatıldı. Ayetullahlar İran içinde sarsıldı ve Suriye ve Irak’ta kendi işleriyle meşgul olurken nükleer anlaşma ve ambargolarla eli kolu bağlandı. Kaide ve DEAŞ gibi örgütlerin dışlanmasından bahsetmeyeceğim, çünkü denklemin parçaları değildiler ve saydığım projelere düşmanlık göstermediler.

Barış karşıtlarının sahada olmayışları Arap atmosferinin barış yanlısı olduğu anlamına gelmez. Suriye, Libya ve Yemen’de üç büyük savaştan başka civar ve kuşak ülkelerdeki gerilimler ve geniş çatışmalar türünden kendi meselelerine odaklanmış Arap Dünyası barışı düşünmüyor veya barıştan bahsetmiyor.

Filistin’de barışı umursamaz veya dikkate almaz bu atmosfer adil bir barış projesi olmaksızın barış gerçekleşmez. Şüpheciler ve karşıtlar dahi birçok tarafın, onayladığı ve Filistinlilerin ikircikli davranışı ve İsraillilerin onaylamamasıyla gerçekleşme fırsatı bulmayan ve gerçek bir barış projesi olan Bill Clinton’un projesine benzer bir proje hazırlığında olan bir taraf var mı, merak ediyorum.

İsrail’deki Yahudilerle olduğu gibi Arap liderleriyle de iyi ilişkileri olan, hırslı ve genç Kushner’in önünde zor bir süreç var. Filistin halkının süren acıları ve problemlerine rağmen, Suriye, Libya ve DEAŞ’la meşgul olan dünya için Filistin meselesi eskisi kadar acil bir mesele olmaktan çıktı. Ama Kushner’in bu meseleyi başkanın ajandasına soktuğu da bilinmektedir.

Herkes Trump’ın barış projesinin detaylarının açıklanmasını beklemekte. Ben ise bu imkansız görevin yapılamayacağına inananlardanım. Dünya liderleri yarım yüz yıl boyunca barışı gerçekleştiremezken Trump’ın Büyükelçiliği Kudüs’e taşımayı  İsrail’e bedelsiz (karşılıksız) sattıktan sonra gerçekleşme şansı daha da zor olacaktır. Buna rağmen, bekleyip görelim, zamanı gelince konuşuruz.