Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Dini liderler terör karşısında insan haklarının güvence altına alınmasını istedi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kahire merkezli Dünya İslam Birliği (RABITA), siyasi parti kılıfıyla faaliyet yürüten dini örgüt ve cemaatlerden bazılarını tekfir söylemini yaymak suretiyle toplumu ayrıştırmakla suçladı. Dini liderlerin bir araya geldiği topluluk, nefrete ve şiddete teşvik eden terör örgütü faaliyetlerine karşı vatandaşların haklarının yasama yoluyla güvence altına alınmasını istedi. Aynı zamanda Arap İslam Koalisyonu’nun bölge ülkelerde yayılan terör tehlikesini ortadan kaldırma gücünün olduğunu vurguladı.

Mısır Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı bünyesinde Başkent Kahire’de 28.’si düzenlenen toplantıya Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi başkanlık yaptı. Dini liderlerin ve kanaat önderlerinin katılımıyla gerçekleşen toplantı için ‘’Terörizmle ve mekanizmalarıyla mücadelenin gerekliliği’’ başlığı seçildi.

Mısır Vakıflar ve Din İşleri Bakanı Doktor Muhammed Muhtar Cuma, toplantı konuşmasında yaptığı konuşmada şunları söyledi:

‘’Cemaat ve derneklere bağlı dini kuruluşlar dinden bîhaber bir şekilde, ülkeler ve dinler arası farklılıkları temel alarak Müslümanları tekfir ediyor. Ulusal çıkarlar, dinlerin hedeflerinden farklılık arz etmez. Ulusal ve dini değerlerle çatışan ve devleti tehdit eden herhangi bir olgu en büyük hainlik olarak addedilir. Radikal örgütler din ve devlet için büyük tehlike oluşturuyor. Terörün olduğu yerde kalkınma, refah, gelişme ve yatırım olmaz. Konferans süresince aşırı fikirlere karşı nasıl önlem alabiliriz ve bunu topluma nasıl mâl edebiliriz bunları ele alacağız.’’

Konferansta söz alan Yemen Evkaf ve Din İşleri Bakanı Doktor Ahmed Atiye de konuşmasında ‘’Terör ve aşırılık afetinin uluslararası istikrarı ve güvenliği tehdit ettiği artık herkesin malumudur. Nesilleri helak eden terörle yüzleşme ve onunla mücadele etmek için belli başlı devletlerin değil, topyekün herkesin elini taşın altına koyması gerekir’’ dedi.

Toplantıya katılanlar arasında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Din İşleri Bakanı Muhammed bin Matar el Kabi de konuşmasında terör örgütleriyle sahada mücadele etmenin önemine değindi:

‘’ABD’nin Irak’ta DAEŞ’le mücadele için kurduğu Uluslararası Koalisyon’a BAE’nin katılımı bu bağlamda önemli mesajlar taşıyor. Ayrıca Yemen’deki meşru yönetimi destekleyen Koalisyon’da da yer alan BAE mezhep davası güden Husilerin genişlemesini durdurmuş ve Yemen hükümetinin eski işlevini yerine getirmesinde etkili olmuştur. Arap İslam Koalisyonu, bölge ülkelerindeki terör tehlikesini yok etmeye muktedirdir. Terör örgütlerinin yenilmesi fikri sahada mücadele verilmediği ve gençler bu örgütlere karşı iyice bilgilendirilmediği sürece mümkün olmayacaktır.’’

Konferansta söz alan bir diğer konuşmacı Cezayir Din İşleri ve Efkaf Bakanı Bakanı Muhammed İsa da ‘’Terör örgütleri alimlerin gaflete düştüğübir sırada oluştu. Önceleri fikir düzleminde olan bu olgu zamanla davranışlara ve en son da fiiliyata döküldü. Terör eylemleri Batılı ülklerin rahmet dini olan İslam’dan nefret etmelerine sebep oluyor’’ dedi.

Etkinlikte konuşan Suudi Arabistan Din İşleri Bakanı Yardımcısı Doktor Tevfik bin Abdülaziz es-Sediri de terörün İslam ruhuna aykırı olduğuna dikkat çekti:

‘’Gündemi meşgul eden terör faaliyetleri ve bu bağlamda karşılaştığımız meydan okumalar günlük hayatımızda önemli bir yer tutmaya başladı. Herkes bir şekilde terör belasıyla uğraşmak zorunda kalıyor. Terörün dini ve vatanı yoktur. Teröristler dini kılıf olarak kullanarak hilafet kurma iddasıyla yönetimleri ele geçirmek istiyor. Bu durum tamamen İslam ruhuna aykırıdır.’’

Pakistan Din İşleri Bakanı Muhammed Yusuf da konuşmasında ‘’Terör devletlerin cemaatlerin veya bireylerin insanlığa karşı sergilediği düşmanlıktır. Haksız yere ölümlere, tehditlere, işkenceye ve eziyetlere yol açar’’ dedi.