Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

‘Dizim Lübnanlı kadınları kötülemiyor’ | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mısırlı sanatçı Ahmet Fehmi yazarlık ve oyunculuk gibi birçok yeteneğe sahip. Bu yetenekleri ile komediye yeni bir anlayış ve farklı tarz getirdi. Komik durumları ve yumuşak huylu fıtratı birbiriyle harmanlıyor. Sanatsal yeteneği, üniversite okurken başladı. Başarı ortakları Hişam Macit ve Şiko ile beraber yazarlık ve tiyatro takımını oluşturdu. Grubun yaptığı çalışmaların ilki, 2002 yılı yapımlı kısa film ‘Sınır Tanımayan Adam’. Sonra 2006 yılında Afiş ve Benzerlik” isimli dizi ve ardından çalışmalar peş peşe geldi. Çok sayıda başarılı sanatsal çalışma sundular. En çok beğeni toplayan çalışmaları, bu üçlünün sanat anlayışını taşıyan ‘Kağıdın Keskin Yanı’ ve ‘Semir, Şehir ve Behir’ filmleri oldu. Sonra, üçüncü dünya savaşı filmi ve ‘Amca Kızları’ isimli bir filmin yanı sıra, birde dramatik bir çalışma olan ‘Hünnap Adam’ ve üçlü olarak yaptıkları son çalışma olan ‘Franks’ isimli TV programı oldu.

Yazarlık alanında Fehmi tek başına ‘Keda Reda’ isimli filmi, sanatçı Ahmet Hilmi için kaleme aldı. Aynı şekilde Ahmet Mekki’nin komedi dünyasında adının duyulmasına sebep olan ‘Eşekarısı’ isimli senaryoyu yazdı. ‘Puskas’ filminin yazımında sanatçı Muhammed Said ile ‘Ayrılık ve Devam’ isimli filmde Kerim Abdulaziz ile birlikte çalıştı.

Arkadaşları Hişam Macit ve Şiko’dan ayrılışının ardından, ‘Memleketimin Köpeği’ isimli film ile büyük başarı yakaladı. En son Ramazan sezonu maratonunda yaptığı başrollerini Ekrem Hüsni, Recai El-Cedavi ve May Ömer’in paylaştığı ‘Madam’ı Rahat Bırak” isimli çalışması diğer komedi çalışmalarının ulaşamadığı yüksek bir başarı elde etti.

Fehmi ile çalışmalarına aldığı tepkiler ve çalışmasında aşağılayıcı ve müstehcen göndermeler yaptığına dair yöneltilen birçok suçlamaya karşı verdiği cevabı konuşmak için görüştük. Sanatçı arkadaşlarını küçük düşürdüğü ithamlarını reddederek, röportaj boyunca olaylar içerisinde adı geçmeyen sanatçılardan ve Lübnan’ı tasavvur eden dizi bölümlerinden birinde can sıkıcı bir durumun yaşanmasından dolayı, Lübnan halkından özür diledi. Yapımcısı olduğu ‘Şüpheli’ filminin son kez sanatçı Adil İmam için tekrar gösterime girmesini umuyor.

Özellikle ölen sanatçı Fuad el-Mühendis ile ilgili senaryo yazılması halinde, sanatçının tarihteki konumuna yaraşır bir şekilde otobiyografisini sunmaya hazır olduğunu belirtti.

İşte o Röportaj:

‘Madam’ı Rahat Bırak’ dizisinin yakaladığı büyük başarıyı bekliyor muydunuz?

-Aldığım tepkilerden bu ölçekte bir başarı beklemiyordum. Genel olarak yaptığım sanatsal işlerde, bir başarı veya başarısızlık beklentisine girmem. Ama her yaptığım işe dikkat ediyor, çabalıyor ve özveride bulunuyor ve sonra Allah’a bırakıyorum. Eğer Allah benim için başarıyı takdir etmişse başarılı olurum. Sanat kariyerimde ve halktan ve sokaktan bana aktarılan ve büyük bir adım olarak tabir edilen dizinin başarısı bundandır.

Yaptığınız işin bulmacaya benzediğini söyleyenler hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Dizi tam olarak bir bulmacaya benzemiyor. Ancak fikir karakterler ve bölümler arasındaki ayrılık, bize her bölümde çözüm arayan bulmaca karakterleri hatırlatıyor. Ve ben bu tecrübeyi edinmekten son derece memnunum. Çünkü; komedinin artık bıktıran tek bir şekilden ibaret olmadığını ve her zaman farklı hallerde yeniden karşımıza çıkabildiğini kanıtladım. Bu fikir sana her gün farklı karakterler kazandırıyor. Çeşitli ve yeni öykülerde seni ve halkı sahneye koyuyor. Bu da insanları komedide bıkmadığı yeni yerlere götürüyor. Ve güldüren ve düşündüren yeni alanlar açıyor.

Neden daha fazla sanatsal çalışma yapabilecekken bu iş için bu kadar çok emek harcadınız?

-Bu dizinin tükettiği fikirlerle 7 tane film yapılabilirdi. Bunu yazar arkadaşım Şerif Necip’e bana söyledi. Ben sürekli yeni senaryolar üzerinde çalışır, okur ve araştırma yaparım. Seçimlerimdeki başarı bu yüzden. Çünkü, yeni fikirler bitmez. Ancak ona ulaşabilmek için aramaya ve çabalamaya ihtiyaç var. Ve çalışan herkes nasibini alır.

Peki, ‘Madam’ı Rahat Bırak’ dizisinin, “komedi sezonunu kurtardığı” görüşü hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

-Bunu söylemeyi ya da bu şekildeki düşünceleri sevmiyorum. Çünkü; bu Ramazan sezonunda, harika komedi dizileri yapan çok sayıda komedi yıldızı var. Aynı türden, Donia Samir Ghanem’in aralarında Hamdy El-Merghany, Servet ve Bayumi Fuad ve diğerlerinin de bulunduğu büyük bir sanatçı grubu ile beraber yaptıkları ‘Al Laland’ dizisi, Ahmet Mekki ile beraber Şiko ve Hişam Macit’in ‘Şık’ dizisi ve Yasemin Abdulaziz ve beraberinde Mustafa Hatir’in ‘Bir şeylerden kaçan kadın’ dizisi. Bu yıl çok sayıda yıldızın yer aldığı birçok komedi dizisi var. Öyle ki; Rabbimiz dizide başarıyı bize nasip etmeseydi, başarılı olamazdık. Yaptığım dizi için ‘benim dizim komedi sezonunu kurtardı demeyi’ sevmiyorum çünkü, komedi sahasında tek başıma değilim. Harika işler çıkaran büyük yıldızlar var. Özellikle aşırı özveri ile çalışılan bir dizinin kaldığını görmedim. Halkın yorumlarını ve sosyal medyada paylaştıkları görüşlerini takip ediyorum. Bunun için bahsettiğim harika ve başarılı diziler gibi dizilere inanıyorum.

Dizinizin küçük düşürücü ve müstehcen gönderiler barındırdığına dair yöneltilen eleştirilere ne cevap verirsiniz?

-Doğru
-Aşırıcı bir bakış açısına sahip ya da müstehcen gönderilerden bir şeyler barındıran bazı insanların olduğu bir takım izleyici kitlesi var. Ancak görüyorum ki bana göre, aşağılayıcı veya müstehcen bir şeyin olmadığı, farklı bir şey için olan bir sahnede gönderme yaptığımızda bu algılanabiliyor. Bir şeyi net olarak açıkladığımız noktada “edepsiz” oluyor. Bunun için ömrümün yarısını dizi yapmak için harcadım. Ve bu beni çok heyecanlandırdı. 16’dan fazla çalışma ortaya koyabildim. Bu çalışmayı izleyen çocuklar açısından ise, onu izlediklerinde bu göndermeleri anlamıyorlar. Çünkü bu göndermeler, çocuk aklına sahip olanlardan daha büyükler için. Ve anlamadıkları için buna gülmeyecekler.

Ama bazı avukatlar bu çalışma için dava açtılar ve bunun sebebi de bölümlerden birinde estetik ameliyatla ilgili bir sahne koymanız. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

-Bu konu bana ulaştı. Bunu, sebebini bilmediğim ‘aşırıcılığın’ bir çeşidi olarak değerlendiriyorum. Bu sadece seyirciler için bir şaka ve bu aşırılığa odaklanmalarını hak etmiyor. Meme implantı yaptıran bir karakteri oynamamda ne gibi bir problem olabilir. Bunun cinsel bir mesele olduğunu söyleyenler beni güldürüyor. Bunu anlamadan söyleyenleri, sevmiyor, tanımıyor ve onları takmıyorum. En iyisi onlara cevap bile vermemek. Ekrem Husni’nin canlandırdığı Sultan ve Behçet dizi karakterleri normal şekilde hareket etmiyorlar. Onlar heteroseksüel değiller ve yanlış olan her şeyi yapıyorlar. Mesela bir bölümde hayvanlara kötü muamelede bulunuyorlar. Onlarla insanlık dışı bir şekilde oynuyorlar. Bu hareketleri akıl sahibi birinin yapması kabul edilir bir şey değil. Ama onlar deli.

Kadınlarını kötülediğinize dair Lübnan halkının bazı kesimleri size ithamda bulundular. Buna ne diyorsunuz?

-Onları, Lübnan’a gittiğimizde Lübnanlı kadın taksi şoförünün aracına bindiğimiz, ardından ona ihanet ettiği için kızgın olan erkek arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmesi ve Sultan ve Behçet’in erkek arkadaşıyla konuşmaları için telefonu verdiği ve onunla dalga geçtiğimiz sahne kızdırmış olabilir. Bu Lübnanlı, Mısırlı, Suriyeli veya Amerikalı bir kızı canlandırdığımız bir sahne olabilirdi. Ama bu sahne Lübnanlı bir kızın tasvir edildiği bir şaka sahnesi olarak geldi. Ve şu kesin ki,e kadınları ve Lübnan halkını kötüleme gibi bir gayem yoktu. Bütün saygı ve takdir Lübnanlılara. Tüm Lübnanlılardan onları sinirlendiren bu sahne için özür diliyorum ama bu sadece bir şaka.

Neden dizide sanatçı arkadaşlarınızla alay ediyorsunuz?

-Olayların içerisinde sanatçı adı zikrettiğimde bunu alay etmek maksadıyla yapmıyorum. Onun hakkında büyük bir yıldız olması İtibarıyla konuşuyorum. Onun bir popülaritesi ve onun kişisel hayatı veya özel hayatıyla ilgili konuşmuyorum. Ben sadece halkın alakadar olduğu sanatsal çalışmalardan bir çalışma ile ilgileniyorum. Ahmet El-Sega gibi bir yıldız geldiğinde onunla yıldız ve büyük bir değer olması hakkında konuşuyorum. Ve tabi ki bu çalışmanın sadece arkadaşının bir şakası olduğunu bildiği için gücenmeyecek. Ben kötü anlamda bir alaycılığı kastetmiyorum. Büyük yıldızlarla muhatap oluyorum. Yaptıkları mizahtan ve işlerden şakalar çıkıyor. Şahsen bir arkadaşım komedi tarzımla yaptığım çalışmalarımdan herhangi bir işimle dalga geçse ona kızmam. Hatta bu konuşmalarda adı geçmeyen sanatçılardan özür dilerim.

Size göre ‘kırmızı çizgi’ olarak tabir edebileceğiniz veya çalışmalarınızda asla adını zikredemeyeceğiniz bir sanatçı var mı?

-Büyük sanatçılar benimle sağlam bir ilişki kurmadılar. Bunun için onlarla bu şekilde şakalaşmam gerekmiyor. Çünkü onlar buna kızabilirler. Ancak ‘kırmızı çizgi’de olduğunu söyleyebileceğim bir yıldız yok. Özellikle halk sanatçılar arasında bu tarz şakalaşmaların olmasını seviyor. Çünkü o sadece bir şaka olmaktan çıkmıyor. İzleyiciler açısından o büyük bir sanatçı ve büyük bir değer. Bu da halkın bizim ve onlar arasında tatlı bir şekilde “Bizler birbirimizle şakalaşırız” gibi güzel bir bağ olduğunu ve birbirimize hoşgörülü olduğumuzu hissetmesini sağlıyor.

Neden dizinin adı aksiyon ve gerilim içerikli olmasına rağmen “Madam’ı Rahat Bırak” olarak tercih edildi?

-Başlarda dizinin adı üzerinde büyük tartışmalar vardı. Bu yüzden tartışmayı seviyorum. Çünkü dikkatleri çeken bir çalışma şekli. Ancak şu an halk bu isme alışmış durumda. Ve bu ismi seçmemizin sebebi yazar Eymen Behçet Kamer’in tercihi. Ayrıca kendisi jenerik şarkısının da yazarı.

‘Madam’ı Rahat Bırak’ çalışmasını çalıntı fikir olduğuna dair yöneltilen suçlama hakkında ne diyeceksiniz?

-Çalındığı vs. gibi konuşmalara önem vermiyorum. Ancak sorulması gereken soru Diziyi beğendin mi, beğenmedin mi? Sana bunların alıntı olduğu düşüncesinden farklı bir şey hissettirdi mi, hissettirmedi mi? sorularıdır. İş başarılı oldu. Ve bu da iyi bir işin; alıntılanan ve üzerinde oynamalar yapılan, orijinal fikirden çok farklı bazı kalıpların ortaya çıkması için birçok yeni içerik eklenen iyi bir fikirden yola çıkarak yapılan farklı bir çalışmanın kendisini kurtarabildiğine işaret ediyor. Ve bu önemli. Fikrin bir filmden alıntı olduğunu söyleyen kimseyi yalanlamadım. Delilini sorduğumda “Karımı Aldattım” filmine benzetildi. Fikirlerin birbirine yakın olmasından dolayı bunun doğru olduğunu söyledim. Doğal olarak Mısır’da 1950’lerde yapılmış bir filmi yeni izlediğimizde; farklı görüntüler, dönemin araçları, sosyal medya ve şu anki gelişmelerdeki yaşantımız ile tekrar bu fikri yapmayı istiyoruz. Sonuç olarak halk, bu fikri ve gelişmiş yollarla, farklı bir şekilde onu görmeyi seviyor. Ancak fikir tamamen farklı bir şekil aldığında, ondan nefret ediyor ve başarısızlık kaçınılmaz oluyor. Eğer bir fikir alınır ve yaşadığımız zamana iyi bir şekilde uyarlanarak geliştirilirse beğenilir. Esasen bütün fikirler birbirine benzer. Üzerinde çalışılan yaklaşık 36 tema var. Asıl marifet bu fikrin servis edilme şekli ve orijinal fikre çeşitli izlerle yenilikler ve yeni ayrıntılar sokmak.

Dizi ya da sinema dışında yeniden yapmak istediğiniz bir sanatsal çalışma var mı?

-Mısır sinemasının mirası olarak tabir edilebilen çok sayıda film var. Bunlar yeniden farklı bir tarzda sunulabilir. Benim yeniden oynamam şart değil. Bu filmlerde oynamalarını istediğim meslektaşlarım ve arkadaşlarım var. “Şüpheli” filmindeki sanatçı Adil İmam gibi, yazımında, fikrinde ve oyunculuğunda onlardan bir şeylerin olduğu bu filmlerde onları görmek istiyorum. Çok fazla ayrıntıları olduğu için yeniden yapılabilir ve harika fikri, şahane hikayesi sayesinde ticari başarı elde etme konusundaki tüm unsurlar elde edilebilir. Buna ortak olmayı temenni ediyorum. Tam bir Adil İmam filmi. Fakat büyük sanatçının “Lider” filmi hacminde bir film olamamasından korkuyorum.

Dizide rol alan Sanatçı May Ömer’in diziden sonra bu tarz komedi çalışmalarından uzak durması yönündeki eleştirileri haklı buluyor musunuz?

-Aksine üzerinde tam bir anlaşma sağladığımız bu rolü o seçti ve “Daliya” karakterini gayet profesyonelce oynadı. Ondan başkası bu rolü böyle oynayamazdı ve dizi bu kadar kaliteli olamazdı. May Ömer başarılı bir oyuncu. Ve May’ın oynadığı karakter tüm olaylarda etkin. Dizide canlandırdığımız karakterlerde yakaladığımız başarının birinci sorumlusu odur. Eğer ortaya çıkardığımızdan daha alt bir seviyede olsaydı istenilenin altında kalırdı. Talep edileni karşılayacak şekilde çalışıyordu. Oyunculuğu ayrıcalıklı ve komikti ve büyük bir başarı yakaladı.

Orijinal filmdeki oyunculardan size katılanlar hakkında neler söyleyeceksiniz?

-Çalışma etkinlikleri kapsamında konuk olarak görülüyorum ve filmde temel bir rolüm yok. Mısır’a gelen gördüğüm en önemli film yapımcılarından olan ve arkadaşı olmaktan gurur duyduğum sevgili dostum Mervan Hamid bu filmin yapımcısı. Film önemli ve çok iyi. Mervan benden konuk oyuncu olarak oynamamı istediğinde hiç tereddüt etmeden kabul ettim.

Bu yıl Ramazan’daki dizi sezonu hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

-Perşembe akşamı ‘Madam’ı Rahat Bırak’ dizisinin bitiminden sonra hiçbir dizi izlemedim. Ama dizi yapmak için çoğunu izlemeyi çok istiyorum. Daha fazla çalışma yapmak için daha çok çalışacağım. Sadece komedi alanında değil. Ancak Emir Kerare’nin ‘Kelbeş’ dizisi de drama türünde bir dizi. Aynı şekilde ‘Kafr Delhab’ ve ‘Sönmeyen Güneş’ dizileride. Ancak genel olarak sunulan işlerden memnunuz ve sanatçıların büyük bir kısmı için bu yıl iyi bir sezon oldu.

Yapmayı sevdiğiniz türde halktan bir figür için biyografi çalışmanız var mı?

-Bir biyografi çalışması yapabilirim. Ancak bu kağıt üzerinde kalıyor. Fikir, fikrin sunulma şekli ve içerisindeki başarı faktörleri ve yıldızların ona olan aşkı ve Mısır komedi tarihinin seçkin simgesi olarak tabir ettikleri büyük sanatçı Fuat el-Mühendis. O kendisi hakkında bilgi edinmeyi ve hakkında çok fazla okuma yapmayı sevdiğim bir şahsiyet. O kendi döneminde önde olan bir sanatçıydı ve bu yüzden onun biyografisini yapmak istiyorum.

Komediden uzak toplumsal çalışmalarda bulunmanız mümkün mü?

-Tabii ki. Komediden uzak toplumsal bir çalışmada yer alabilirim. Her şey zamanı gelince olur. Ve inşallah yakında beni komedideki başarıma rağmen farklı bir çalışmada göreceksiniz. Ben her zaman tüm karakterleri ve tüm oyunculuk çeşitlerinde oynamayı sevdim. Bu oyunculuktaki yapabileceklerinizi ortaya çıkarıyor.

Son olarak önümüzdeki çalışmalarınız hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Hazırladığım yeni bir film var. Henüz ismini koymadım. Bu seçimi çalışma grubuna bıraktım. Film komedi türünde ve yapımcılığını Muhammed Şakir üstlendi. Şerif Necip ve Corch Azmi yazdı. Aynı zamanda başrolünü sanatçı Bayomi Fuad’ın oynayacağı bir yazı projem de var.