Yeni Delhi/Prakriti Gupta
Hindistan, Japonya, Çin ve ABD’nin savunma bakanlarının birbirini izleyen resmi ziyaretlerine ev sahipliği yapıyor. Ülke bu konumuyla bölgedeki diplomatik ilişkilerin hassas dengesinde yer alıyor.
Geçtiğimiz hafta, Japon Savunma Bakanı Itsunori Onodera, Hindistan’a resmi bir ziyarette bulundu. Onudera’nın ülkeden ayrılmasından bir gün sonra ise Çin Savunma Bakanı Wei Fenghe Hindistan’a 4 günlük resmi bir ziyarette bulundu. Bu üst düzey ziyaretlerin, Yeni Delhi’de bulunan Güney Kore Savunma Bakanı Song Young-moo’nun Hint savunma koridorunda bir yer bulma çabaları çerçevesinde Hindistan’a yaptığı resmi ziyaretin bir haftası öncesinde gerçekleşmesi dikkat çekicidir.
Eski Hindistan Dışişleri Bakanı Kanwal Sibal bu gelişmeleri “akıllı diplomasi” olarak nitelendiriyor.
Söz konusu diplomatik gelişmeler çerçevesinde Hindistan ise Çin ile olan ikili ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. Bu gelişmelerin işaret ettiği bir başka nokta ise bunun Çin ejderhası ile rekabet ilişkisi olan ülkelerin geri kalanıyla olan önemli ilişkiler pahasına olmamasıdır.
Hindistan-Çin ilişkileri
Hindistan ve Çin, diğer faaliyetlerinin yanı sıra ortak askeri tatbikatlar yapmayı kabul ettiler. Bununla birlikte ortak savunma ve işbirliği konusunda yeni bir ikili mutabakat zaptı imzaladılar. Bu, üst düzey askeri yetkililerinden oluşan 27 üst düzey Çinli askeri personelden oluşan bir heyete başkanlık eden Çin Savunma Bakanı General Wei Fenghe’nin Yeni Delhi’ye yaptığı ziyaret sırasında gerçekleşti.
Her iki taraf aynı zamanda, güven arttırıcı tedbirleri güçlendirerek, iki ülke arasındaki ihtilaflı sınır boyunca çatışmaları azaltmak, sınır muhafızları için daha fazla buluşma noktası oluşturmak ve yerel liderler arasındaki etkileşimin sıklaştırmak amacıyla bir anlaşmaya vardı.
Hint-Çin yakınlaşması genel olarak tüm dünyayı ve özellikle de ABD’yi şaşırttı. Yaklaşık bir yıl önce, her iki ülke Dokalam sınır anlaşmazlığı, tartışma konusu olan Keşmir’deki Çin-Pakistan ekonomik koridorunun inşasında Çin’in Pakistan’a yardım etmesi ve Çin’in Hint Okyanusu’ndaki askeri faaliyetleri gibi bir dizi meselede açık bir askeri çatışmanın eşiğindeydi.
Hindistan silah ithalatına çok miktarda para harcadı ve kendi ortak çıkarlar için kendi vizyonu doğrultusunda ittifaklar kurmaya çalıştı. Ayrıca, Çin’in artan nüfuzunun önüne geçmek için Avustralya, Japonya ve ABD’nin oluşturduğu bloğa katıldı.
Hindistan, Çin ile arasında olan 4 bin 57 kilometrelik en uzun tartışmalı sınır hattını paylaşıyor. Bu sebeple 1962’de savaştılar.
Hindistan, Çin’in Pakistan ile olan yakın ilişkilerinden memnun olmaması ile birlikte, Pekin, Hindistan’ın ABD ve Japonya gibi ülkelerle olan ilişkileri konusunda çok endişeli.
Hindistan Dışişleri Bakanlığı üst düzey yetkililerine göre, çeşitli seviyelerde bulunan hızlı tempolu müzakereler, anlayış çerçevesinde ve olumlu bir atmosfer içinde geçekleşti. Müzakereler Hindistan başbakanı ve Çin cumhurbaşkanı tarafından denetlendi. İki lider bu yıl üç kez bir araya geldi: Nisan ayı sonlarında Vuhan’daki gayri resmi zirvede, Haziran ayında Çin’in Qingdao kentinde gerçekleştirilen Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesinin (SCO) oturum aralarında ve geçen ayın sonunda Güney Afrika’nın Johannesburg şehrinde gerçekleştirilen 10. BRICS Zirvesinin oturum aralarında.
İki lider bu yılın ilerleyen zamanlarında Arjantin’de yapılacak G20 zirvesinde tekrar bir araya gelecek. Ayrıca, Çin cumhurbaşkanının gelecek yılın başlarında Hindistan ile Çin arasındaki ikili ilişkilerin yeni bir bölümünün ortaya çıkmasına sahne olabilecek bir zirve için Hindistan’ı ziyaret etmesi bekleniyor.
Neden yakınlaştılar?
Hintli siyasi analist Rajeev Deshpande meseleyi şu şekilde yorumluyor:
“Çin, Güney Çin Denizi’ndeki mevcut deniz gerginlikleri ve ticaret savaşı ile ilgili olarak düşmanca bir tutum sergileyen ABD yönetimiyle karşı karşıya. Çin, şu durumda daha fazla düşman edinmekten kaçınıyor ve onlarla baş etmesi mümkün değil. Son zamanlarda Hindistan ve ABD arasındaki stratejik ittifak oldukça kökleşti. Bu bağlamda Çin’in Hindistan’la arasında olan gerginliği yatıştırmaya çalışması ve zaman zaman iki taraf arasında tekrarlanan çatışmalardan kaçınması doğaldır.”
“Çin, Hindistan’a karşı Pakistan tehdidini devam ettirmeye yönelik planını devam ettirip aralarındaki stratejik boşluğu çok değişmeden muhafaza etmeye çalışırken, Hindistan Nükleer Tedarikçiler Grubu’na (NSG) ve BM Güvenlik Konseyi’ne katılarak Çin’e baskı yapmak için bölgedeki değişen dinamikleri kullanabilir.”
Rajeev Deshpande açıklamalarını şöyle dürdürdü:
“Bu arada Çin, Pakistan ve Hindistan ordularının Şangay İşbirliği Örgütü (SCO) çerçevesinde terörle mücadele tatbikatlarına ilk aktif katılımını memnuniyetle karşıladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunyin Hindistan ve Pakistan’ı Güney Asya’daki önemli ülkeler olarak nitelendirdi ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerdeki istikrarın, bölgede ve dünyada barış ve istikrarı tesis etmenin en önemli anahtarlarından biri olduğunu ifade etti.”
Sözcü sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı: “Hindistan ve Pakistan’ın Şangay İşbirliği Örgütü gibi çok taraflı mekanizmalar çerçevesinde ikili düzeydeki işbirliğini ve diyalogları güçlendirmelerini ve ilişkileri geliştirmeye yönelik birlikte çalışmalarını yürekten umut ediyoruz.”
Hindistan’ın Çin ile yakın zamandaki yakınlaşması, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin, birçok Hint şirketi, politik kurumlar ve Hint halkının çoğunluğu ile birlikte devletler arasındaki çatışmaların ciddi sonuçlarının farkında olduğunu gösteriyor.
Hindistan’ın hali hazırda karşı karşıya olduğu zorluk, Çin ile ilişkileri çerçevesinde rekabetçi ve işbirlikçi unsurları dengelemektir. Bu hassas aşamada dengesizliğin ortaya çıkması, herhangi bir şekilde iki ülkeye de fayda sağlamayacaktır.
Hint-Japon ilişkileri
İki taraf, ilk askeri tatbikatın uygulanmasında işbirliği yapmak için ortak bir girişim başlattı. Söz konusu tatbikatın zamanının, içinde bulunduğumuz yılın son vakitlerinde belirlenmesi kararlaştırıldı.
Japon Savunma Bakanı’nın Hindistan’a yaptığı ziyaretin esas neticesi, ticaret ve karşılıklı hizmetler konusunda daha önce Japonya ve ABD arasında yapılan anlaşmanın benzeri bir anlaşmanın imzalanması oldu.
Yeni anlaşma, Japon Öz Savunma Kuvvetleri ve Hint Silahlı Kuvvetleri’nin bir kısmını yakıt, ulaşım ve askeri nitelikteki diğer hizmetler gibi gerekli lojistik malzemelerle donatmasını sağlayacak.
Hintli gazeteci Prabhuti Gill konu hakkında şu yorumlarda bulundu:
“Bu hamle, uzaktan, Çin ile yüzleşme çabaları karşısında ortaya çıkmış gibi görünebilir. Fakat aynı zamanda ABD’nin bölgesel politikalarını Asya’daki güç dengesini yeniden tesis etmeye yöneltmesinin de bunda etkisi var.”
Hindistan ve Japonya, savunma ilişkilerini çok yavaş bir şekilde değiştirmeye çalıştılar. Özellikle Çin’in son zamanlarda Hint Okyanusu bölgesinde attığı sert adımlarının ardından, son birkaç yıl içinde iki askeri müttefik gibi savunma pozisyonlarını yeniden düzenlediler.