Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Doğu ve Batı Guta kimyasal bombardımanının 4. yıldönümü | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Şam’a bağlı Doğu ve Batı Guta’da 21 Ağustos 2013’te rejimin düzenlediği kimyasal saldırıyı kınama yıl dönümüydü. Suriyeliler, Sarin gazı sonucu yüzlerce çocuk ve yetişkinin öldüğü bu katliam fark edilmeden geçilmesin diye, ulaşım yerlerini resim ve etiketlerle donattılar.

Suriyeliler dünyanın failler konusundaki tereddüdünü, bunları cezalandıramamalarını ve hayatlarını yitirenleri görmezden gelmelerini, öfkeyle ifade ettiler. Üstüne üstlük rejim, her tür silahla daha fazla kurban almaya devam etti.

‘Suriye İnsan Hakları Ağı’ arşivine göre, Suriye rejiminin ilk kimyasal silah kullanması, 23 Aralık 2012 tarihinde Humus’un Beyyada mahallesinde olmuştu. Rejim bu saldırı sonrasında, dünyanın uyandığı Doğu ve Batı Guta’ya gerçekleştirilen 21 Ağustos 2013’teki saldırıyı da yapmıştı. Oysa aynı şekilde olmasa da, daha önce de 33 kere bu tür saldırı gerçekleşmişti. Kendi çapında en büyük bombalama olan bu saldırıda, en çok zarar gören yerler; Doğu Guta’da Ayn Terma, Zemelka, Kafr Batna ve Arbin, Batı Guta’da ise Mudamiyetu Şam olmuştu.

Bu iki olaydan sonra ve Amerika’nın da Suriye askeri üssünü vurması sonucu, Suriye rejimi 14 Aralık 2013’te Kimyasal Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması’nı onayladı. Aynı ayda Güvenlik Konseyi’nin meşhur 2118 nolu kararı da çıktı.Kararın 21. maddesinde, herhangi bir kimyasal silah kullanmanın BM antlaşması 7. Faslı gereğince, dış müdahaleyi zorunlu kıldığı yazıyordu.

Ancak, rejim bunu çok umursamadı ve çoğunlukla helikopterlerce yapılan ve klor olduğu sanılan zehirli gaz varillerini atmak suretiyle kimyasal saldırılarına devam etti. Ya da bu saldırılar yerden yapılıp, zehirli el bombaları atıldı. Rejim aynı zamanda karar çıkar ve onları harekete geçirir endişesiyle çok fazla kişiyi hedef almayan, az sayıda kişinin öldüğü ve yaralandığı saldırılarda da bulundu.

Onlarca kimyasal silah kullanımından sonra, Güvenlik Konseyi ağustos 2015’de 2235 sayılı kararı çıkardı. Karar gereğince -ilk defa- kimyasal silahları kullanan suçluyu tespit etmek için ortak soruşturma mekanizması kuruldu.

Bütün bunlara rağmen, rejim yaptıklarına geri döndü ve birçok kez kimyasal silahları kullandı. Bu kullanımların sonuncusu da geçtiğimiz 4 Nisan’da İdlib’in Han Şeyhun bölgesinde geniş bir alana Sarin gazı atılması. Saldırı sonucu, aralarında 32 çocuk ve 23 kadının bulunduğu 91 kişi öldü. İnsan Hakları Ağı’nın raporda belirttiğine göre, Han Şeyhun’u bombalayan uçakların kalktığı Şayrat Askeri Üssü’ne yapılan Amerika bombardımanının sonrasında bile rejim güçleri, en az beş defa daha kimyasal saldırıda bulundu. Bu saldırıların ilki ise, Han Şeyhun’a yapılan saldırıyla aralarında 72 saatten az bir süre bulunan Şam’daki Kabun mahallesine olmuştu. Suriye rejimi bu saldırıların çoğunda, klor olduğu sanılan el yapımı gaz bombalarını kullandı. Bu saldırılarıysa rejim, askeri ilerleme çerçevesinde, silahlı muhalefet grupların kontrolündeki bölgeleri ele geçirme amacıyla yapıyor.

Rapor, Güvenlik Konseyi’nin kararlarına dayanarak, 21 Ağustos 2017’ye kadar olan kimyasal silah kullanımını belgeledi. Bu saldırıların sayısı 207’ye ulaşmış olup, toplamda en az bin 420 kişinin ölümüne yol açmıştı. İsimleri ve tafsilatları İnsan Hakları Ağı’nın listelerinde bulunmakta olup, aralarında 186 çocuk, 244 kadın bulunan bin 356 şehir sakini, 57 tane de muhalif vardı. Aynı zamanda muhaliflerin hapishanesinde bulunan 7 rejim taraftarı de bu saldırılar sonucu ölmüştü. 6 bin 672 kişiden fazla kişi ise yaralanmıştı.

Suriye rejimi, yaptığı kimyasal saldırılar sonucu, şartlar ne olursa olsun kimyasal silah kullanmayı yasaklayan, bilindik uluslararası kanunu çiğnedi. İkinci olarak ise, Suriye hükümetinin eylül 2013’te kabul ettiği, zehirli gaz kullanımına son veren, ‘Kimyasal Silahları Yasaklama Antlaşması’nı da çiğnemiş oldu. Üçüncü olarak da Güvenlik Konseyi’nin bu konuyla alakalı bütün kararlarını, özellikle 2013 yılı 2118 nolu karar, 2015 yılı 2209 nolu karar ve 2015 yılı 2235 nolu kararları ihlal etmiş oldu. Aynı zamanda kimyasal silah kullanımı, Uluslararası Ceza Mahkemesi anlaşmasınca da savaş suçu olarak kabul ediliyor.

Rusya ve Çin’in Suriye krizi sürecinde, 7 kez Suriye rejimi lehine veto haklarını kullandıkları söyleniyor. Bu durum; Güvenlik Konseyi’ni, kanunları ve uluslararası düzeni sağlamada tamamen başarısızlığa uğrattı. Ayrıca Suriye rejiminin 7 sene boyunca her türlü suçu sınırsızca işlemesine izin verdi. Hiç şüphesiz rejim; İnsan Hakları Ağı’nın verdiği rapora göre de, halkının üzerinde kimyasal silahları kullanmaya devam edecek.