Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Doha, Suudi Arabistan’da devrimi alevlendirmek için sosyal medyayı kullanıyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Terörle mücadeleyi savunan Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Mısır, kendilerine yönelik milli güvenlik tehdidini engellemek, uluslararası terör şebekelerinin finansmanı durdurmak, çevresindeki Arap ve Körfez ülkeleriyle en uyumlu siyaseti izlemesi için Doha hakkında alınan tedbirleri artırmaya yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu bağlamda devam eden Katar krizi hala sıcaklığını koruyor.

Suudi Arabistan’ın Katar krizindeki tutumu devam ederken, dün açıkladığı yeni delillerle, Katar yönetiminin Twitter’da 23 binden fazla hesap üzerinden Suudi Arabistan’da fitne ve devrim çıkarmaya çalıştığını ileri sürdü.
Suudi Kültür ve Enformasyon Bakanı Awad el-Awad Fransız gazetesine verdiği röportajında şu açıklamada bulundu, “Doha sosyal medya programı Twitter üzerinden binlerce sahte hesap kullanarak Suudi Arabistan’da fitne ve devrim çıkarmaya çağırıyor. 23 binden fazla sahte hesabın erişimi engellendi. Bu hesapların arkasında Doha var.”

Avrupa seyahatleri dahilinde Paris’i ziyaret eden Awad, bunun kendileri için bir milli güvenlik meselesi olduğuna işaret ederek El Cezire kanalının Bin Ladin’den Karadavi’ye kadar çeşitli antipatik haberler yayınladığını, kanalın terörün minberi mesabesinde olduğunu, kapatılmasının doğal olduğunu ve bu kanalı hesaba çekecek birilerinin olması gerektiğini söyledi.

El Cezire’nin kapatılması gerektiği söylemini yineleyen Awad, Katar’ın Twitter’daki hesaplar üzerinden insanları, 21 nisan ve 2 haziran günlerinde Suudi Arabistan’da ayaklanmaya çağırdığını, ama bunun başarısız olduğunu savundu.

Suudi Kraliyet Mahkemesi’nde müsteşar olan Suud el- Kahtani ise dün şunları söyledi, “Aralarında Katar hükümetiyle bağlantılı kişiler var, Kral’a zarar vermek amacıyla açılan 23 binden fazla hesaba erişim engellendi. Özel araştırmalar neticesinde bu hesapların, resmi makamlar ve vatandaşlar arasında kin ve nefret çıkarmak, şüphe oluşturmak ve isyana teşvik etmek amacı taşıdığı belirlendi. Özel bir grup, bu hesapların kaynakları ve twitlerin atıldığı yerler hakkında çalışmalar yürüttü. Kaynakların yüzde 32’si Katar, yüzde 28’i Lübnan, yüzde 24’ü Türkiye ve yüzde 12’si Irak’tan.”

Katar tarafından fonlandığı illeri sürülen hesapların Suudi Arabistan’da ayaklanma çıkarmak, kamuoyu odaklı sorunlar oluşturmak ve fitne çıkarmak maksatlı çalışmalar yürüttüğü belirtildi.
Katar ise Körfez ülkelerinin taleplerini reddetti.

Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ın icraatlarının düşmanca olduğunu belirten Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, El-Cezire kanalının kapatılması konusundaki tartışmaları kesin bir şekilde reddetti.

Ülkesinin, terörist Nusra Cephesi ile olan bağlantısının onları desteklemek manasına gelmediğini belirten Al Sani, Amerikan kanalı CNN’e verdiği röportajında şunları söyledi, ‘’Katar hükümeti, uluslararası kanunları çiğneyen hiçbir talebe cevap vermeyecek ve herkesi kapsaması gereken fakat yalnızca Katar’a karşı kullanılan hiçbir önleme ve çözüme uymayacaktır. Katar hükümetine sunulan taleplerde uluslararası kanunları çiğneyen birçok talebe ek olarak; Katar hükümetinin terörü desteklediği ithamları, ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı istekler, medya kurumlarının kapatılması ve muhaliflerin kovulması gibi istekler mevcut.”

Katarlı Bakan ülkesinin Filistin’deki Hamas hareketi ile olan alakasını savunduğu gibi terörist gruplardan biri sayılan İhvan-ı Müslimin cemaatini de savundu.

Bakan, Nusra Cephesi hakkında ise, “Nusra Cephesi veya başkası ile olan anlaşmalar bizim tarafımızdan onların fikirlerinin desteklenmesi manasına gelmez. Biz bu meselede sadece onlarla diyaloğu kolaylaştırıcı bir arabulucu konumundayız, onlarla direkt bir bağlantımız yok” dedi.

Katarlı Bakanın açıklamalarına ilişkin BAE Dışişleri Bakanı Enver Karakaş ise, Twitter üzerinden şunları söyledi, “Katar’ın diplomatik mesajları çam deviren cinsten. Katar tarafının savunması İhvan ve Nusra’ya desteğinin olmadığını gösteriyor. Bu olumlu aşamanın uygulamaya geçmesini temenni ediyorum. Karakaş, içerisinde bulunduğu konumda ısrarcı olması durumunda Katar tarafıyla çözüme ulaşmak uzak. Geçmiş kayıtlara istinaden çözüm zor fakat mümkün. Çözüm, şeffaf kolektif çalışmalar, anlaşmalarda samimiyet, provokasyon, aşırılık ve teröre karşı olan destekleyici tavrın değişmesi halinde gerçeklik kazanacak.’’

Karakaş, Katar tarafının kargaşa çıkarma noktasındaki mesuliyetinden kaçmaya çalışmasını kınayarak “Katar’ın Suudi Arabistan, Bahreyn ve bir çok Arap ülkesi üzerindeki siyasetinin sebep olduğu zararları inkar etmek acayip. Komplolar tezgahlandı, bantlar yayınlandı, kan döküldü, görmezden gelinmesi mümkün değil.” diye konuştu.

Öte yandan Alman Dışişleri Bakanı, ülkesinin istihbarat servisinin Katar hakkında terörist grupları desteklemeye yönelik suçlamaları aydınlatma çabalarına destek vereceğini belirtti.

Kuveyt ve Doha’yı ziyaret eden Sigmar Gabriel, Dyoucklandvunk radyosuna yaptığı açıklamada, “Katar’la; gerçekleri öğrenmek için, bütün belgelerini Alman istihbarat servisi önünde açıklayacağına dair anlaşmamız var.” dedi.
Amerikan Dışişleri Bakanı ise şunları kaydetti, “Katar’ın diğer Arap ülkeleriyle olan anlaşmazlığı çıkmaz bir yola doğru gidiyor, bu süreç uzun sürecek yada daha da tırmanacak gibi gözüküyor. Birleşmiş Milletler bu konuda endişeli.”

Amerika Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert, “Körfez İşbirliği Konseyi ve Katar arasındaki durumdan dolayı büyük endişe içindeyiz. Anlaşmazlık şu aşamada çıkmaz bir yola girmiştir, sanıyoruz ki haftalar hatta aylar sürecek. Yada giderek tırmanacak” dedi.

Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün, ülkesinin uluslararası düzeyde terörle mücadelede üstün çaba harcayacağını ve bu konuda Arap ülkelerinin emniyeti ve istikrarın korunması için Moskova’nın daima işbirliği hazırlığı içinde olduğunu belirtti.

Lavrov’un açıklamaları Mısırlı meslektaşı Samih Şükri ile telefon görüşmesi sırasında geldi.