Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Dünya yuvarlak değil | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İşe bakın ki son zamanlarda İngiltere’de dünyanın yuvarlak olmadığını kanıtlamak için bir konferans düzenlendi. Bu konferans geçen yıl da yapıldı. Bazı bilimciler de bu konferansa katıldı. Ancak bazılarının dayanakları din merkezli. Bu dayanaklar, teknolojinin çözüme kavuşturduğu uzun bir tarihi çatışmanın ardından bilim insanlarının delillerine aykırı.

Başkaları gibi konferansı delil gösterenler ve bunu kaynak sayanlar, dünyanın düz olduğunu, insanın ayın yüzeyine inmediğini, Amerikan uzay ajansı NASA’nın Amerikalıların Sovyetlere karşı icat ettiği propaganda aygıtından başka bir şey olmadığını, yerkürenin dönmediğini, AIDS hastalığının yalan olduğunu ve kanserin ticari amaçlar için ortaya çıkarıldığını kanıtlamak için mükerrer bir şekilde komplo teorileri ileri sürüyorlar.

Bunlar, Batı’da önemsiz bir azınlık. Çoğunluk ise, sadece kendilerini eğlendirmek kabilinden onlarla ilgileniyor. Keşif projeleri ve uzay araştırmaları durmak bilmiyor.

Bugün maddi dünyamızda bilim, veren el konumundadır. Dünyayı başarılılar-başarısızlar, güçlüler-güçsüzler, verenler-alanlar ve askeri bakımdan en güçlüler ve en zayıflar şeklinde ayıran bilimdir.

Eski petrol zenginliği döneminde olduğu gibi lüks derecesi ne olursa olsun kapsamlı bilimsel bir proje olmadığı sürece toplumun ilerlemesi mümkün değildir. Havaalanlarımız, şehirlerimiz, otobanlarımız ne kadar büyürse büyüsün, dünya etrafından getirilen işçilerimizin ve hizmetçilerimizin sayısı ne kadar artarsa artsın geri kalmamızın temel nedeni, bilimsel yetersizliğimizdir. Maalesef hepsi de ithal, betonarme ve medeni kalkınma projeleri olup fen bilimlerini geliştirmeye ve okutmaya önem veren gelişmiş bilimsel bir proje oluşturmadı. Aksine bu projeler, refah sağlamaya dayalıydı.

Bilimsel ilerlemeden şüphelenenler ve bilimsel ilerlemeyi reddedenler mevcut. Onlar, hayatımızın parçası olmaya devam edecekler. Fakat bugün onlar, bir engel teşkil etmiyorlar. Nitekim bu insanlar, yakın bir döneme kadar bilimin okutulmasıyla mücadele ediyorlardı. Çünkü onlar, din ve iman konusunda bilimden korkuyorlardı. Geçek zorluk, bilimi yaymakta, geliştirmekte ve topluma transfer etmektedir.

Eski metodu yani eğitim kavramını ve toplumdaki rolünü gözden geçirmeye ihtiyacımız var. Fen bilimlerine yoğunlaşan, fen bilimlerini kalkınma projelerimizin merkezine yerleştiren ve gelişmiş uluslararası kriterleri, gelişmemizin standardı sayan başka cesur adımlara ihtiyacımız var. Bütün büyük sanayi devletlerinde olduğu gibi bugün Güney Kore’nin önde yer almasını sağlayan, Güney Kore’deki bilimsel zihinlerdir. Mutlak fark, bilimsel ilerlemededir. Kalkınma planlarının beklentilerini karşılayacak ve geleceğe kalacak olan bilimsel ilerlemedir. Singapur’un başarı hikâyesinin sebebi, katı bir hükümete, modern ve idari bir rejime sahip olması değil, aksine eğitime özellikle de fen bilimlerine, teknolojiye, mühendislik ve matematiğe(STEM) odaklanmasıdır. Bu küçük ülkenin ulaştığı sonuçlar, coğrafi ve siyasi olarak çevresindeki devletlerle ve kendisinden daha fazla doğal kaynaklara ve olanaklara sahip ülkelerle kıyaslandığında şaşırtıcıdır.

Değişim için önümüzde büyük bir fırsat var. “2030 Vizyon”un getirdiği olumlu atmosferden, sadece devlet içerisindeki yüksek rollerde değil, aynı zamanda sokakta ve tüm bölgedeki apaçık değişim isteğinden yararlanmalıyız.