Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Dürziler: Marufoğulları | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Dürzi’nin, her nerede olursa olsun, elde ettiği en önemli başarı, az miktarda olmalarını yaratıcılık ve mükemmellikleriyle telafi etmeleridir.

Tarihe baktığımızda, yabancı işgale karşı mücadelede, siyasette, ulusa bağlılıkta ya da kültür, sanat ve edebiyatta Dürzilerin fevkalade üretken olduklarını görürüz.

Bu denli yüksek üretkenlik ve mezhep takipçilerinin yaratıcılığından, köklü olmalarından, ruhaniyetinden, vicdan ve aidiyette özgünlüklerinden kaynaklandığı kesindir.

Tarihimizin yıldız gibi parlayan isimleri söylediklerimin şahididir: Suriye Büyük Devrimi lideri Sultan Paşa el-Atraş, Cemal Abdul Nasır’ın ikizi ve uluslararası lider Velid Canbolat, Sanat müziği fenomenleri Ferit el-Atraş, İsmihan ve Nasri Şemseddin, Mahmud Derviş ayarında bir şair olan Semih el-Kasım, milli marşları okullarda tek ağızdan söylenen Tevfik Zeyyad ve onlara benzer birçok isim. Tüm bu isimler temiz bir kökten, uluslarına ve köklerine sadık bir rahimden geldiklerini ispat ettiler, tüm milletin acısına ve tatlısına ortak oldular.

İsrail Knesset’i İsrail’i Yahudi ulus devleti olarak tanıyan kanunu oyladıktan ve konuyla ilgili İbrani Devlete entegre olmak için uğraşan bazı Dürzilerin yazdığı makalelerden sonra “Maruf Oğulları” hakkında şiddetli bir yazma hissine kapıldım. Entegre olmaya çalışan bu Dürziler entegrasyon yolunda sözde kabul gördüler ve kendilerine bazı yardım ve kolaylıklar sağlandığından yalan dolan aldatma yatağına kendi iradeleriyle girdiler ve mükâfatını İsrail ordusunda general rütbesinde hizmet eden askerler ve bazı partilere mensup bakan düzeyine yükselebilen politikacılar olarak aldılar. İsrail Devletinin liderleri entegrasyon için çırpınan ve devlete tam bağlılık gösteren bu kişileri diğer azınlıklara örnek olarak göstererek İsrail Devletinin diktatörlük çölü ortasında, demokratik devlet olduğundan dem vurmakta tereddüt etmemiştir.

İsrail’in merkez karar verme birimi olan Knesset, entegrasyon teorisyenleri olan bazı Dürzilerin rüyalarına bir nakavt darbesi vurmuştur. Bu yasa sayesinde, bir takım makam ve teşvikler karşılığında kardeşlerinden ayrı olmak isteyen entegrasyon teorisyenlerinin ufku kapanmıştır. Yine bu yasa Yahudi olmayanlara açıkça: ‘Ne yaparsanız yapın, devlete ter, kan ve bağlılık cinsinden ne verirseniz verin, bizden biri olmayacaksınız’ dendi.

Asıl olan asıldır… Dürzi kardeşlerimiz kendi aralarında farklı görüşlere sahip ve hemfikir değillerdi. İsrailli halkın yarısı ve dünya Yahudilerinin çoğu tarafından ırkçı olarak tanımlanan ve Benny Begin ve Moshe Arens tarafından oylanmayan milliyetçilik yasası bölünmüş Dürzi kardeşlerimizi birleşik kökte ve kardeşlikte birleştirdi.

Burada, bu konuyu ele almışken, Sahtekarlık ve baştan çıkarma denemelerine karşı kimliklerini muhafaza etmek için sert ve cesurca savaş veren, ırkçı veya yobaz olmayan Dürzilerin kahramanlıklarını da kaydetmek gerekir.

Dürziler Filistin halkının kendi geleceğini tayin etme hakkını kullanmanın yanı sıra, içinde yaşadıkları İsrail’i başkalarının topraklarını ve halkını işgal etme utancından kurtarmak için de çalışıyorlardı.

Dürziler, son yasa çıkana dek, halklarının bir parçasıyken, yasadan sonra tüm Dürziler, istisnasız, köküne ve aslına dönmüş oldu.

*Çeviren’in Notu: Dürziler (Lübnan, Suriye ve Filistin’de Şiilikten ayrılma bir dini grup) kendilerini Dürzi şeklinde adlandırmazlar. Kendilerini “Maruf oğulları” ya da “Muvahhidler” olarak adlandırırlar.