Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Ebediyen kalıcı değil | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Beşşar Esed, geçtiğimiz Pazar günü, Şam’da bulunan Halk Sarayı’nda yaptığı konuşmayı bitirmeden, Ali Hamanei tarafından atılan siyasi bir füzeye maruz kaldı. Esed’in konuşmasına dair yapılan yorumlar, iki konuda yoğunlaştı. Birincisi; “Beşşar Esed, zafer kazanmış gibi bir edayla yeniden ihya edilmek için acele ediyor. Batılı ülkeleri eleştirirken eskiden olduğu gibi Arap milliyetçisi bir dil kullanıyor” edasındayken, ikincisi; “Evet Esed’in sarayı yerinde duruyor fakat halkı yerinde değil” şeklindeydi.

Aynı dakikalarda, İran’a bağlı Kudüs Tugayları Komutanı Kasım Süleymani, Esed’in ateşli konuşmasına su dökmek istiyormuş gibi, alay edercesine bir açıklama yaptı. Süleymani’nin Hamaney’den naklettiğine göre, İran, Suriye’ye bazı İranlı yetkililerin Esed’i diktatör olarak tanımlamasına rağmen çıkar merkezli yaklaşıyor.

Irak ve Suriye’ye yönelik İran tarafından yapılan dış müdahaleleri yöneten Süleymani, İran içi ve dışında üst düzey makamlara sahip bazı İranlı yöneticilerin, Irak ve Suriye’ye müdahale edilmemesi yönünde nasihatte bulundu. Nasihatlerinde, bu yöneticiler, Suriye’ye bir diktatörü korumak için müdahale mi edeceğiz? diye sorması üzerine Hamaney’in, herhangi bir ülke ile olan ilişkilerimizde o ülkenin devlet başkanının diktatör olup olmadığına bakmayız. Bizim için önemli olan çıkarlarımızdır” şeklinde cevap verdiğini söyledi.

Beşşar Esed’in, konuşmasında takındığı aşırı özgüvenli tavır, bu konuşmayı yaparken, yıkılan rejimini yeniden ayağa kaldırmak için, iç devrimi amaçlamasından kaynaklanıyor.

İranlılar ise Esed’in konuşmasında; İran, Rusya ve Hizbullah’a övgü düzmesinin sadece bir edebiyat olduğunu ve Esed’in bu övgüleri sözlerini anlamlandırmak için söylemediğini çok iyi biliyor.

Buna paralel olarak ve tabii ki rejimle koordineli olarak, Esed rejimini temsil eden Moskova Platformu, BM Suriye Daimi Temsilcisi Steffan De Mistura’nın, Cenevre’deki siyasi görüşmelerde Esed rejimine karşı muhalefeti tek bir heyet içinde birleştirmek için oluşturmaya çalıştığı Riyad hattını bozmaya çabalıyor. Yüksek Müzakere Kurulu’nun (YMK) en önemli talebi, Suriye halkının Beşşar Esed’in yönetimden uzaklaştırılması ve geçiş döneminde görev almaması isteğinin gerçekleştirilmesidir. Aynı zamanda Moskova’nın öne sürdüğü Geçici Anayasa teklifini de reddediyor.

Bu konuşması ile Moskova platformunun faaliyetlerinin arka planındaki ana amaç, Esed’in Suriye’deki siyasi çözüm çalışmalarını, Rusya-ABD arasında bir ittifak kurarak ve erken zafer kazandığı algısını dayatarak boşa çıkarma çabalarından ibarettir.

Ruslar ve Amerikalılar, DEAŞ ve Nusra’ya karşı savaşırken, BM, YMK’ya Moskova ve Kahire Platformlarıyla ortak bir heyet oluşturarak, Cenevre’de Esed rejimi heyetinin karşısına çıkmayı tavsiye ediyor. Bu durum aslında Amerika’nın da Rusya ile aynı şeyi istediğini gösteriyor. Şunu söylemek gerekir ki, Suriye’de, Hamaney’in söylediği gibi diktatör rejim iktidardan uzaklaştırılmadan herhangi bir çözüme ulaşmak imkansız. Beşşar Esed’in hala sarayda oturması ve buradan, sanki 6 yıldır yaşanan katliam ve yıkımlar yaşanmamış gibi zafer naraları atmasının manası nedir? Bütün bunlar, günün birinde Beşşar Esed’in çıkıp “Muhalifler bir tortudan ibarettir. Onlara çöp kutusunda bile yer yok” demesi için miydi?

Moskova ve Washington yönetiminin muhalifleri teröristlerden ayırmak için ortaya koyduğu bunca çaba(!)dan sonra, gerçekten bu sözlerin manası nedir? Eğer muhalifler, ülkede muhalif olmadığına inanan Esed’in nitelediği gibi, “Geri dönüşümü olmayan bozuk ilaçlar” ise, bunca çaba nedendi. Halbuki biz, Hizbullah’ın Suriye’ye müdahalesinden evvel Nasrullah’ın bile halkın meşru taleplerine cevap verilmesi gerektiğinden bahsettiği günleri çok iyi hatırlıyoruz. Bu meşru taleplerin sahipleri devrimci değil mi? Rejime çıkan herkes DEAŞ ve Nusra teröristi mi?

Beşşar Esed, Mart 2016 tarihinde Suriye’yi karış karış teröristlerden arındıracağını söylediğinde, Putin’den, medyada Rusya’nın Suriye’den çekileceği şeklinde yansıtılan bir mesaj gelmişti. Aynı Putin 2015’te Suriye müdahalesine başlarken, “Biz Suriye’ye Esed’i kurtarmak için değil, devletin çöküşünü önlemek için müdahale ediyoruz” demişti. Bütün bunlar Hamaney’i diktatör diye nitelendirdiği Esed’e destek vermesinin ana sebeplerindendir.

Hamaney’in Suriye’ye çıkar odaklı yaklaştığı gibi, Putin de çıkar odaklı yaklaşıyor. Rakka’da DEAŞ’ı bitirmek için savaşan Amerikalılar’ın hiç mi çıkarı yok?

Sorulması gereken en önemli soru şu; Ruslar, İranlılar, Amerikalılar ve Türkler, binlerce sivilin hayatını kaybettiği ve şehirlerin harap olduğu Suriye’ye, günün birinde Esed çıkıp Arap ülkeleri ve batılı güçleri itham ederek onlara parmak sallasın diye mi müdahale etti? Yoksa Putin’in öne sürdüğü federalizm seçeneğiyle dalga geçmesi için miydi bütün bunlar?

Terörün yenilgiye uğratılması ve Esed’in konuşmasında bahsettiği yeniden yapılanma ve iç devrimin faturası, Esed’e çıkacaktır. Hamaney’in diktatörlük hakkında sarf ettiği sözlere kıyasla, Putin’in Trump ile beraber ortaya koyduğu federalizm seçeneğine baktığımızda, Suriyeliler Beşşar Esed’e rahatlıkla, “Sen bizim ebedi başkanımız olarak kalamazsın” diyebilir.