Suriye’nin kuzey batısında bulunan İdlib kentindeki Ebu Zuhur havaalanı yakınlarında Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) ve diğer gruplar ile rejim güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşanırken rejim güçleri bu stratejik askeri üssün kontrolünü ele geçirmeye çalışıyor.
Rejim güçleri iki hafta önce, İdlib’in güney doğusuna Rus uçaklarının bombardımanları ile ağır bir saldırı başlatmıştı. Rejim, bölgede bulunan Ebu Zuhur Askeri Havaüssü’nü ele geçirerek buradan Suriye’nin en büyük ikinci kenti olan Halep’e stratejik bir yol açmayı planlıyor.
Fakat rejim kuvvetleri, aralarında HTŞ ve Türkmen güçlerin de bulunduğu silahlı grupların ‘güçlü direnişi’ sonucu son birkaç saattir havaalanında hiçbir ilerleme kaydedemedi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Müdürü Rami Abdurrahman Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada HTŞ ve Türkmen güçlerinin, çarşamba gecesi, havaalanının güneyinde bulunan rejim güçlerine karşı saldırı başlattığını ve saldırı sonucu, 35 rejim gücü unsurunun öldüğünü belirtti.
Silahlı gruplar yeni bir saldırı harekatı başlattı
Bu sabah, HTŞ, Türkmen güçleri ve Ahrar’uş-Şam hareketi dahil olmak üzere birçok grup, havaalanının on kilometre güneyine, rejim güçlerinin arka hatlarına yeni bir saldırı başlattı.
Gruplar, İdlib ve Hama arasındaki idari sınırda saldırı başlatarak, rejim güçlerinin ilerleme sağladığı alanları hedef aldılar. Açıklamalarda bulunan SOHR Müdür Abdurrahman’a göre gruplar, Ebu Zuhur havaalanının önündeki baskının hafifletilmesi, rejim güçlerinin arasındaki bağlantının kesilmesi ve öncü güçlerin arka hatlardan ayrılmasını hedefliyorlar.
SOHR’un açıklamasına göre, gruplar, iki şehir arasındaki idari sınırda çok sayıda köyün kontrolünü ele geçirerek bölgede ilerleme kaydetti. Yaşanan çatışmalarda gruplardan, ikisi komutan 16 unsur hayatını kaybetti.
Şiddetli çatışmalar devam ediyor
Havaalanının güney kesiminde çatışmalar, Suriye rejimi ve Rus savaş uçaklarının ağır hava bombardımanları eşliğinde şiddetli bir şekilde devam ediyor.
HTŞ ve diğer silahlı gruplar, iki yıl süren kuşatmanın ardından Eylül 2015’te Ebu Zuhur askeri havaalanının kontrolünü ele geçirdi. Ebu Zuhur havaalanı, o tarihte, rejim güçlerinin İdlib’deki son askeri merkeziydi. Grupların burayı kontrolleri altına almalarının ardından, rejim güçlerinin bugüne kadar bölgedeki varlığı, hala kuşatma altında bulunan el-Feva ve Keferya kasabalarındaki rejim yanlısı savaşçılarla sınırlı kaldı.
İdlib’in büyük bölümü şu an, HTŞ’nin kontrolü altındadır.
100 bin kişi evini terk etti
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından hazırlanan bir raporda, 9 Aralık – 1 Ocak tarihleri arasında, yaklaşık 100 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığı belgelendi.
İdlib’deki durumu ‘büyük bir kaos’ olarak nitelendiren BM, çatışmaların ‘rahatsız edici şiddeti’ konusunda uyarıda bulunarak, İdlib’in güneyi ve güneydoğusundaki çeşitli bölgelerinde devam eden ağır bombardımanların hızının kesilmemesi halinde, sivil kayıpların ve evlerini terk eden insanların sayısının artacağını ve yaşamsal alt yapının çökeceğini belirtti.
96 sivil hayatını kaybetti
SOHR yaptığı açıklamada, 25 Aralıkta başlayan saldırılar sebebiyle şu ana kadar 27’si çocuk en az 96 sivilin hayatını kaybettiği bilgisini aktardı.
BM’ye göre, özellikle İdlib’te az bulunan konaklama imkanı ve kiralanacak bir yerin bulunmasının çok zor olması sebebiyle yerinden olmuş birçok insanın barınacak bir yer bulmakta zorlanıyor.
BM, İdlib’in 1.1 milyonu yerinden edilmiş kişiler olmak üzere 2.5 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını belirtti.
Türkiye –Rusya- İran arasında İdlib gerginliği
Türkiye Çarşamba günü saldırıların durdurması için İran ve Rusya’ya müdahalede bulunulma çağrısı yaptı. Bu çağrı, Ankara ve Tahran’ın izniyle Moskova’nın, rejim ile muhalifler arasında yeni bir diyalog başlatılması için düzenlediği, bu ayın sonunda yapılması planlanan Soçi Konferansı öncesi, üç ülke arasındaki gerginliğin arttığına işaret etti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı’na (AA) verdiği demeçte, “İran ve Rusya sorumluluklarını yerine getirmeli. Garantör olduysanız ki, oldular, rejimi durdursunlar. Bu, basit bir hava saldırısı da değil. Rejim İdlib’in içinde ilerliyor. Burada farklı bir niyet var” ifadesini kullandı.
Türkiye, İdlib saldırısını protesto etmek için, Salı akşamı Rusya ve İran büyükelçilerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.
Türkiye ayrıca rejim güçlerini, İdlib’de ‘ılımlı’ olarak nitelendirdiği kesimler üzerinde saldırılarını yoğunlaştırmakla ve İdlib saldırısının, barış görüşmelerini ‘zayıflatmak’ için gerçekleştirmekle suçladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), gerginliği azaltma bölgeleri anlaşmasına göre, bölgedeki uygulamalarını izlemek ve ihlalleri önlemek için İdlib’in kuzey kırsalında birliklerini konuşlandırmış durumda.