Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

El-Cubeyr: Trump’ın İran’a yönelik tavrını destekliyoruz | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, dün, İngiltere’nin Başkenti Londra’da Chatham House tarafından düzenlenen kongrede yaptığı konuşmada, İran ve 5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşmanın eksik olmasına rağmen, Suudi Arabistan’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik tavrını desteklediğini ifade etti.

Kongredeki konuşmasında, Suudi Arabistan’ın İran’ın nükleer silah edinmesini engelleyen, denetleme mekanizması güçlü ve ihlal edilmesi halinde yaptırım getirecek her türlü anlaşmayı desteklediğini ifade eden El-Cubeyr, “Nükleer anlaşma imzalandığında bu vaadler vardı. Fakat o günden beri gördüğümüz şey İran’ın gücünü artırması oldu” dedi. El-Cubeyr, Nükleer anlaşmanın birçok zaaf ve eksiklik taşıdığına değindi.

Konuşmasında, nükleer anlaşmadaki deneme maddelerinin yeniden gözden geçirilmesi ve askeri tesisler dahil İran’da daha fazla teftiş yapılması gerektiğini söyleyen el-Cubeyr, bu teklifinin Başkan Trump tarafından öne sürülen tekliflerle uyumlu olduğunu dile getirdi. El-Cubeyr, “Başkan Trump’ın İran’a, nükleer ve balistik füze programı ile teröre destek vermesi hususunda yaptığı uyarıları destekliyoruz” şeklinde konuştu.

“10 yılda en az 10 nükleer bomba yapmış olacaklar”

İran’ın bölgenin istikrarını bozma çabaları ile terör örgütlerine sağladığı desteğe dikkat çeken el-Cubeyr, İran’ın bu girişimlerinin ağır bedeli olması gereken kabul edilemez girişimler olduğunu sözlerine ekledi. Nükleer anlaşmayı destekleyen ve uluslararası toplumun İran’a 10 yıl sonra yaptırım uygulayabileceğini savunan ülkelere cevap veren el-Cubeyr, “İran 10 yıl sonra yaptırımlar uygulanmaya başladığında nükleer bomba yapmak için gerekli olan malzemeleri toplamış olacak. Bu yaptırımların uygulanması tamamlandığında en az 10 nükleer bomba yapmış olacak” ifadelerini kullanarak, uluslararası topluma ABD Kongresi’nin İran’ın teröre verdiği destek ve balistik füze programına karşı attığı adımları destekleme çağrısı yaptı.

“Suudi Arabistan-Irak ilişkilerinin 60’lardan sonra bozulmaya başladı”

Konuşmasında, Suudi Arabistan ile Irak arasındaki ilişkilere değinen el-Cubeyr, Riyad-Bağdat ilişkilerinin coğrafi, tarihi ailevi ve kabilevi yönleri olduğunu, iki ülkenin aynı zamanda, petrol kaynağı iki Arap ülkesi olduğunu ifade etti. Suudi Arabistan-Irak ilişkilerinin 60’lardan sonra bozulmaya başladığını çünkü Irak’ta Suudi Arabistan’a dostane yaklaşmayan yönetimlerin olduğunu belirten el-Cubeyr, Kuveyt savaşı ve ardından ABD’nin Irak’ı pasifize etmesiyle ilişkilerin iyice zayıfladığını vurguladı. Irak ile Suudi Arabistan arasındaki aile ve kabile bağlarına özellikle değinen el-Cubeyr, yüzyıllar önce Arap yarımadasından Irak’a göç eden ailelerin bir kısmının Suudi Arabistan Devleti’nin kurulmasından sonra yarımadaya döndüğünü ifade ederek, “Ülkemizdeki birçok ailenin Irak’taki ailelerle akrabalık ve kabile bağları var” şeklinde konuştu.

“Necef ve Basra’da konsolosluk açacağız”

El-Cubeyr, söz konusu aile ve kabile bağlarına binaen Kral Selman’ın Irak’a açılım yapmayı kararlaştırdığını ve bu kapsamda Suudi Arabistan-Irak Koordinasyon Meclisi oluşturulduğunu, Bağdat ve Riyad’dan üst düzey yetkililerin ziyaretler gerçekleştirdiğini anlattığı konuşmasında, “Irakla olan kara sınırlarımızı ticari geçişlere açtık. Necef ve Basra’da birer konsolosluk açacağız. Bu adımların Irak’ın istikrara kavuşmasına katkı sunacağına inanıyoruz. Irak yardıma ihtiyaç duymayan zengin bir ülkedir. Bizim orada yaptığımız şey yatırımları artırmaktır. Bu yolla Irak’ın Saddam tarafından Kuveyt’e açılan savaştan DEAŞ savaşına kadar içine girdiği zor dönemden çıkmasını umuyoruz” ifadelerini kullandı. İran’ın Irak’taki rolü hakkında da değerlendirmeler yapan el-Cubeyr şunları kaydetti, “İran, Irak’ı kontrol altına almak istiyor. Suudi Arabistan ise Irakla ilişkilerini geliştirmeye çabalıyor. Irk ya da din ayrımı yapmaksızın bütün Iraklıları destekliyoruz. Birlik olmuş bir Irak için onlara yardımcı olmak için uğraşıyoruz.”

“Etnik ve dini grupları korumak istiyoruz”

Suriye krizi hakkında değerlendirmeler yapan el-Cubeyr, bu konuda ise şunları dile getirdi, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü, devlet müesseselerini ve Suriye’deki etnik ve dini toplulukların haklarını korumak istiyoruz. Bununla birlikte Suriye için daha iyi bir gelecek oluşturulması yolunda desteklerimizi sunuyoruz.” Uluslararası toplumun, bu hedeflerde mütabık olduğunu belirten El-Cubeyr, ama bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceği konusunun önümüzdeki müzakerelerde konuşulacağını sözlerine ekledi.

Katar krizinde top Doha’da

Katar ile yaşanan gerginlik konusunda, topun Katar tarafında olduğunu vurgulayan el-Cubeyr, “Biz terörün desteklenmesine ve finanse edilmesine hayır diyoruz. Birleşmiş Milletler’in terör listesinde yer alan teröristlerin korunmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Kışkırtıcılığa ve nefret söylemine hayır diyoruz. Hiçbir ülkenin başka ülkelerin iç işlerine karışmaması gerektiğini savunuyoruz. Hiçbir platform, teröristlerin intihar saldırılarını aklamak için kullanılmamalıdır. Böyle bir durum teröre karşı savaşımıza katkı sağlamaz” ifadelerini kullandı.