El-Ezher Şeyhi Ahmet et-Tayyip, el-Ezher’in bin yıldan fazladır sürdürdüğü dini sorumluluğa dayanarak, Arap ve İslam ümmetinin meselelerini çözümleme ve hakikatleri açıklayarak dünyadaki bütün Müslüman kitleleri aydınlatma görevini üstlendiğini söyledi. el-Ezher, Allah’ın dinini tebliğ edip açıklamak, hükümlerini korumakla yükümlüdür. Bu görevi yerine getirmekte tereddüt etmez, gevşeklik göstermez ve İslam dünyasının çeşitli yerlerinde Müslümanlar’a Allah’ın emirlerini bildirme, aile ve sosyal hayatı etkileyen vakıaları anlatma görevlerinden de geri kalmaz dedi.

El-Ezher’in bu sorumluluğuna dayanarak yaptığı dünkü açıklamanın devamındaysa, Şer’i metinlerin (ayet ve hadislerin) bazılarının Şer’i ilimlerde gerçekten ihtisas etmiş kişiler tarafından içtihat edilmeye açık olduğunu, bazılarınınsa içtihat kabul etmediğini söyledi.

Ahmet et-Tayyip, Şer’i metinler eğer delalet ve sübut bakımından kat’i (kesin) olursa, içtihat kabul etmez. Bunlara örnek olarak; miras ayetleri, bazı aile hükümlerini düzenleyen anlamı açık ayetler verilebilir. Çünkü bu hükümler sabit olup, delalet ve sübut bakımından da şüphesiz kat’idir. Bu yüzden içtihadın alanı değildir. Bir metnin kesin ya da zanna dayalı olduğunun anlaşılması ilim adamları tarafından bilinir, kültür düzeyleri ne olursa olsun, halkın ya da ihtisas sahibi olmayanların görüşü kabul edilmez diye sözlerini sürdürdü.

Bu tür hükümler, isyankâr bir fikirle üzerinde derinleşmeyi kabul etmez. Gerçek ilmi kurallara dayanmayan, kesin kurallara ve metinlere ters düşen, dinlerine bağlı Müslüman kitleleri tahrik edici, Müslüman toplumların istikrarını bozmaya sebebiyet verecek bir tezi de, aynı şekilde kabul etmez. Herkesin bilmesi gereken odur ki; Şer’i olarak kesin olan (hüküm), alimlerin ve akıl sahibi kişilerin ittifakıyla mantığa uygundur diyen et-Tayyip, sözlerine şöyle devam etti,
İçtihat, sübutu veya delaleti (ya da her ikisi beraber) zanna dayalı metinlerde olur. Bu metinler, fikir üretmek ve hüküm çıkarmak için müçtehitlerin akıl ve ufuklarına bırakılmıştır. Bütün bu zanna dayalı metinler, kendisinde alimlerce belirlenmiş içtihat şartlarının bulunduğu kişilere havale edilir. Muamelât (alışveriş vb.) gibi hakkında kat’i bir hüküm verilmemiş konular bu kısma örnek olarak verilebilir.

El-Ezher, bu gerçeklere dikkat çekerek dini ve ulusal görevini, asırlardır Müslümanlar’ın bu konuda asırlardır kendine itimat ettiği görevi yerine getiriyor. el-Ezher, bu görevini yaparken, hiçbir kimsenin işine ya da hiçbir devletin siyasetine karıştığı düşünülmemeli.

Aynı zamanda el-Ezher, Müslümanlar’ın şer’i hükümlerine ve inançlarına –uzaktan yakından- herhangi bir düzenin karışmasını ya da kötü sözler söylemesini kesinlikle reddediyor. Özellikle kesinliğinde şüphe olmayan konularda…

Tunus Cumhurbaşkanı el-Baci Kaid es-Sebsi’nin önerdiği; kadının mirastan erkekle eşit pay alması ve Müslüman bir bayanın gayrimüslim bir erkekle evlenmesine izin verilmesi konuları, Mısır’da destekleyen ve karşı çıkanlar arasında kargaşaya sebep olmuştu.