ABD’yi ve dünyayı sarsan 11 Eylül saldırılarından 16 yıl sonra, uzmanlar, el-Kaide’nin Suriye’deki DEAŞ’ın peşi sıra gelen yenilgileri ışığında geri döndüğünü açıkladı.
Geçtiğimiz temmuz ayının sonunda Nusra Cephesi El-Kaide’den ayrıldığını ilan ederek Fethu’ş Şam Cephesi adını almıştı. Daha sonra el-Kaide’nin isim değiştirmiş hali Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) çatısı altında diğer muhalif gruplarla birleşmişti. Bu gruplar, HTŞ kontrolü altındaki kuzeydoğu Suriye’deki İdlib şehrinde mevzileniyor.
Fransız haber ajansı AFP’nin haberine göre, Washington’daki uzmanlar, pazartesi günü Yeni America Vakfı’nın (New America Foundation) davetiyle ABD’nin karşılaştığı terörist tehditler hakkında konuştu. Uzmanlar, kendilerinin DEAŞ’tan daha ılımlı olarak tanıtılmasını isteyen ve el-Kaide’nin isim değiştirmiş hali olan Heyetu Tahriru’ş-Şam’a dikkat çektiler.
Beyaz Saray’daki terörle mücadele eski direktörü Joshua Geltzer, DEAŞ’ın artık en büyük terör riski oluşturduğunu ancak, Suriye’deki el-Kaide’nin de endişe verici ve şu anda dünyadaki en önemli unsur olduğunu kaydetti. Geltzer ayrıca, HTŞ’nin el-Kaide’in isim değiştirmiş hali olduğunu belirtti.
HTŞ, rejim kuvvetlerinin kontrolü dışındaki Suriye vilayetlerinden İdlib’in büyük bir bölümünü, buna Bab el-Hava Sınır Kapısı da dâhil olmak üzere kontrolü ele geçirdi. Örgüt ayrıca, kendine aykırı grupları da bölgeden kovarak, internet üzerinden propaganda girişimleri başlattılar.
Joshua Geltzer ile radikal tehditler konulu bir rapor hazırlayan Daveed Gartenstein Ross, pazartesi günü lideri Usame bin Ladin’in öldürülmesiyle etkisinin çoğunluğunu kaybeden el-Kaide’nin, gücünü tekrar kazanabileceğini belirtti.
Raporda, mevcut durumda en ciddi dış tehdit olarak DEAŞ’a odaklanma ihtiyacı üzerinde de duruldu. 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD’de meydana gelen bütün kanlı saldırıların aynı zamanda olduğuna dikkat çekildi. Ancak el-Kaide’nin geri dönüp DEAŞ’tan uzaklaştırdığı unsurları kutuplaştırarak, gelecekteki en büyük tehlikeyi oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunuldu.