Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

El-Kaide, Hamza bin Ladin’le geri dönmeye mi çalışıyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

11 Eylül terör olaylarının 16. yıldönümünde DEAŞ örgütünün ve sözde DEAŞ devletinin çöküşüyle birlikte Hamza bin Ladin, radikal örgütleri yeniden birleştirmek için yetkin bir şahsiyet olarak ortaya çıkıyor. Hamza, el-Kaide örgütünün kurucusu Usame bin Ladin’in saygın oğullarından ve kardeşleri arasında terör eylemlerini en çok destekleyenlerden birisidir.

Terörle Mücadele Merkezi’nin yayınladığı rapora göre, 20’li yaşların sonunda olan Hamza’nın yeni bir bir fotoğrafı bulunmuyor. Hamza’yla ilgili bilgiler 2015 yılında gün yüzüne çıkmaya başladı. Sudan’da Ömer el Beşir rejimi, el-Kaide’nin topraklarından çıkarılması için Arap ve uluslararası baskılara maruz kaldığında Hamza, 7 yaşındaydı. Bundan dolayı Usame ve çevresindekiler, savaş emirlerinin kendilerini hoş bir şekilde karşıladığı ve kendilerine güvenli bir sığınak sağladıkları Afganistan’a gittiler. Sonra Usame bin Ladin’in gelişinden birkaç ay sonra Afganistan’ın geneline yayılan Taliban Hareketi ortaya çıktı. Hamza’nın burada babasının nezdinde seçkin birisi olduğu anlaşıldı. Babasının yanı sıra propaganda videolarında görünmeye başladı. El-Kaide savaşçılarıyla birlikte saldırı eğitimleri aldı ve ateşli konuşmalar yaptı. Fakat babasının yanındaki zamanı sona yaklaşıyordu. Çünkü 11 Eylül saldırılarından ve Afgan lider Ahmet Şah Mesud’un öldürülmesinden sonra Usame bin Ladin, Amerika’ya en iğrenç şekilde saldırmasının akabinde kendisine tepki verileceğini düşündü. Bunun için eşlerine ve en küçük oğullarına ikamet ettikleri Kandahar’dan çıkmalarını söyledi. Çünkü karargâh önceden saldırılara maruz kalmış ve 11 Eylül hadisesinden sonra da bir saldırıya maruz kalabilirdi. Eşlerinden ve çocuklarından Afganistan’ın kuzeydoğusunda 350 kilometre uzaklıkta bulunan Celalabad’a gitmelerini talep etti.

Usame bin Ladin, Kasım 2001’de Celalabad’ın güneyinde bulunan tepelerden birinde 3 küçük oğluna veda etti ve her birine birer tespih vererek imanlarını muhafaza etmelerini tavsiye etti. Karanlık çöktükten sonra Peştuca dilinde, ‘Kara Mağara’ anlamına gelen Tora Bora’ya gitti. Hamza, üç çocuktan birisiydi. Raporun işaret ettiğine göre dağılmış hareketi bir araya getirmek ve el-Kaide’yi, ‘geçmişten daha şiddetli olacak’ bir geleceğe götürmek için 2015 yılında ortaya çıkmaya başlamadan önce o da gizlenmişti.

Tora Bora’ya gittikten sonra Usame bin Ladin, ailesine doğuya doğru Pakistan sınırı içerisine yönelmelerini söyledi. Burada el-Kaide örgütü, Sovyet’in Afganistan’ı işgal ettiği esnada güvenli bir sığınak buldu. Halid Şeyh Muhammed (Guantanamo’da tutuklu) gibi aktivistler, Karaçi şehrinde uzun süre özgür bir şekilde yaşadılar. The Wall Street Journal gazetesinin muhabiri Daniel Pearl, kaçırılıp Karaçi’de öldürülmüştü.

Fakat 11 Eylül saldırıları, tüm hesapları değiştirdi. O sıralarda başbakan olan General Pervez Müşerref, el-Kaide ve Taliban’a karşı Amerika’nın çabalarını desteklemeye başladı. Usame bin Ladin’in ailesi de dâhil el-Kaide örgütü tehlikelerle yüzleşerek Pakistan’dan ayrılıp İran’a sığınmak istediler. İran’da Mısırlı eski asker ve el-Kaide’de önemli bir şahsiyet olan Seyf el Adl bulunuyordu. Parmakları arasından örgütün kayıp gitmesinden endişelendiklerinden dolayı İranlı yetkililer, örgütün tüm aktivist ve ailelerini İran içerisinde tutmak için tuzak kurmaya başladılar.

Terörle Mücadele Merkezi’nin raporuna göre Hamza ve annesi Hayriye, yıllardır Tahran bölgesinde askeri tesislerde tutuldular. el-Kaide’nin eski askeri lideri Ebu Muhammed el Mısri’nin kızıyla evlendi. Çok geçmeden eşi, Usame ve Hayriye adında iki çocuk dünyaya getirdi. Fakat Hamza, babasının adımlarını takip etmeye devam etti. 2010 yılında Pakistan aşiretlerinin ellerinde bulunan İranlı bir diplomatın serbest bırakılması karşılığında Hamza ve ailesi, annesi, kardeşleri Osman ve Muhammed İran’dan çıkıp Pakistan silahlı cemaatlerin himayesinde el-Kaide’den bir grubun yaşadığı Veziristan’a gittiler. Babası, Hamza’nın çıkışını öğrendiği zaman Amerika’nın Katar’dan almasının zor olacağını düşündüğünden dolayı oğlunu Katar’a göndermeye çalıştı. Hamza, henüz 14 yaşında bir çocuktu. Fakat, Usame bin Ladin’in genelkurmay başkanı olan Mahmud ve Libyalı Atiye Abdurrahman, Katar’ın Amerika’nın müttefiki olduğundan ve Hamza’yı Amerikalılara teslim edebileceğinden dolayı böyle bir düşünceye karşı çıktı.

Usame, Abbottabad’daydı. (Usame bin Ladin’in öldürüldüğü yer) Oğulları Osman, Muhammed ve Halid’e Peşaver şehrine gitmelerini Hamza’ya ise Abbottabad’a gelmesini söyledi.

Genelkurmay Başkanı Mahmud, Nisan 2011’de bir plan yaptı. Hamza ve ailesi Belucistan üzerinden güneye gideceklerdi. Doğrudan Hayber dağından Abbottabad’a gitmekten daha güvenli olduğundan dolayı daire şeklindeki bu yolculuğun sıkıntısına katlanacaklardı.

Hamza, Belucistan’da el-Kaide tarafından güvenilen ve Karaçi üzerinden geçişi ayarlayacak olan Azmaray’la görüşmesi gerekiyordu. Sonra havayoluyla ya da trenle Peşaver’e gidecekti. Burada da kendisini Abbottabad’a ulaşmasını sağlayacak el-Kaide’den birisiyle görüşecekti. Plan, yürürlüğe konacaktı ki Usame bin Ladin birkaç hafta içerisinde öldürüldüğünden dolayı gerçekleşmedi.

Hamza, Ağustos 2015’e kadar gizlendi. Eymen el-Zevahiri (Örgütün liderliğine geçtiği varsayılıyor) kendisine mesaj gönderdi. Bu mesajda el-Kaide’nin aslanına Usame’nin rolünü oynamayı öneriyordu. Sonra Hamza, Kabil, Bağdat ve Gazze’deki savaş meydanlarından Washington, Londra, Paris ve Tel Aviv’e geçmeleri için cihatçıları davet etmeye başladı. Daha sonra 2016’nın Mayıs, Temmuz ve Ağustos aylarında başka mesajlar geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı, bu yılın Ocak ayında Hamza’nın ismini uluslararası teröristler listesine ekledi. Hamza, Mayıs 2016 yılında iki mesajla yanıt verdi.

Rapor, Hamza’nın taraftarlarından İslam dünyasındaki savaş alanlarına gitmemelerini, bunun yerine Batı ve Rusya’daki hedeflere saldırmalarını istediğini ifade ediyor. Hamza, mesajında “Yahudi ve Haçlıları cezalandırmanın düşmanlar için en zararlısı ve en kötüsü olduğunu biliyorum” demişti. Bu, dehşet verici bir şeydi. Hamza, Mayıs 2016’daki mesajında ise “Kudüs, bir gelindir. Mehri ise kanlarımızdır” ifadelerini kullandı. Fakat bu ifadeleri, el-Kaide’nin İsrail’e saldırmak üzere olduğunun bir göstergesi olarak anlamamalıyız. Şuna işaret etmek gerekir ki Usame bin Ladin, bu konuda şüphe içerisindeydi. Çünkü Usame, yardımcılarına el-Kaide’nin Filistin’le ilgili konuşmasının gürültüden başka bir şey olmadığını ve amacının Arap dünyasındaki halkı desteklemeye teşvik etmek olduğunu itiraf etmişti.

Şu an DEAŞ örgütü yıkılmaya devam ederken örgüt unsurları, savaşa devam edebilmek için yeni sığınaklar arayacaklar. Hamza’nın son mesajlarında el-Kaide liderlerinin aksine, sözde DEAŞ devletini kesinlikle eleştirmediği gözlemlendi.

Pek çok DEAŞ destekçisi, Zevahiri’nin el-Kaide’sini eleştirerek Usame bin Ladin’e hayranlıklarını dile getirdiler. Rapora göre bu, Hamza’nın birleştirici bir şahıs olacağının en iyi kanıtıdır. Zevahiri’nin karizmatik bir şahıs olmaması, Hamza’ya yardım edecektir. Zevahiri, başta DEAŞ grupları olmak üzere çoğu radikal İslamistler tarafından sevilmeyen bir şahıstır. Zevahiri’nin konuşmalarındaki mesajlar, genelde Amerika’yı tehdit etmekle sınırlı kaldı. Eğer Hamza dizginleri eline alırsa, sözlü tehdit değişebilir. Çünkü Hamza’nın mesajları, Amerika toprakları içerisinde daha fazla saldırı yapmaya çağırıyor.

Rapor’un nitelediği ve tahmin ettiği gibi Hamza’nın bir geleceği olacak mı?

Diğer radikal grupların destekçileri, Hamza’ya biat etmeye yönelecekler mi?

İkamet ettiği ülke, Hamza’ya hâlihazırdaki mesajlarının ötesine geçmeye müsaade edecek mi?

Terörle mücadele eden ülkeler, Hamza’nın hareket etmesi için bir alan açacaklar mı?

Tarih tekerrür ederek Hamza, babasının kalkıştığı şeyleri tekrarlayacak mı? Hamza’nın sonu babasının sonu gibi mi olacak?

Rapor, Hamza’nın yıldızının parladığını belirtiyor. Bu, hem batıda hem de İslam dünyasında karar alıcıları endişelendirmesi gereken bir durumdur.