Suudi Arabistan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Elçisi Abdullah el Muallimi, Suudi Arabistan’ın aşırılıkçı ve şiddet yanlısı ideolojilere bilfiil karşı koymak için çabalarını iki katına çıkardığını, gerekçesi ya da mağduriyeti ne olursa olsun bütün terörist eylemleri kınadıklarını vurguladı.

El-Muallimi, BM’nin terörle mücadeledeki uluslararası stratejisi ışığında, Genel Kurul öncesi şöyle bir açıklamada bulundu:

“Suudi Arabistan, terörü gerçekleştiren, ona müsamaha gösteren ya da yardım eden tüm fert, cemiyet ve devletleri kınadığı gibi, gerekçesi ya da mağduriyeti ne olursa olsun tereddütsüz, bütün terörist eylemleri de kınamaktadır. Terör için hiçbir yasal gerekçe de olamaz. Suudi Arabistan’ın terörle savaşı sırasında güvenlik güçleri sınırlı kalmamış, tam tersine aşırılıkçı ideolojilerle savaşta mücadeleyi iki katına çıkarmış ve BM’nin Terörle Mücadele Faaliyetleri Organizasyonu ile ortak bir çalışmaya girmiştir. Bu durum, BM’nin bu sahada kendileri ile iş birliği içinde olmak istediği ortaklara olumlu yansımalıdır.”

Terörle mücadele ortak sorundur

“Terörle mücadele, yoğun çalışmayı gerektiren uluslararası ve ortak bir sorundur. Bu mücadele, terörün ve finansmanlarının tamamen önüne geçilmesi için, devletler ve yetkili merciler arasındaki takım çalışmasına ve sebata bağlıdır. Küresel stratejinin dört ayrılmaz parçası ve ortak hedefler ışığında bu işlemi yürütmek için iyi düşünülmüş proje ve programlar; terörle mücadele ile ilgili güvenlik sorunlarının çoğunu tedavi edebilmek için üstün bir başarı elde edecektir.”

“Terörizme karşı savaş uzun vadelidir, güvenlik araçları ile sınırlı kalamaz, aksine terörle mücadele çabalarının başarıya ulaşmasını istersek o bir eklem görevi görecektir. Bu bağlamda, Suudi Arabistan, terör ve destekçileri ile mücadele hususunda güvenlik güçlerini iki katına çıkarmış ve kendini aşmıştır. Bu alanda ortak bir merkezin kurulması ve yapılan çalışmalar küresel beğeni kazanmıştır. Danışma merkezleri aracılığıyla aşırı güçleri rehabilite etmek ve aşırıcılığın önüne geçmek için kurulan bu rol modeli ile yaratıcı girişim ve bu çabaların merkezinde işgal, marjinalleşme, ihraç ve mezhep düşüncesinin yayılması başta olmak üzere terörü doğuran nedenleri ele almak; istenen en iyi sonuçlara ulaşabilmek adına uluslararası ve ortak bir eylem gerektiren konulardır.”